Alexis Aubin / AFP
Kanada’da ‘Yerli Kadınlar’, 50 yıl önce korkunç bir CIA deneyinde kaybolan çocuklarının akıbetini öğrenmek için mücadele ediyor. Anneler, çocukları üzerinde deney yapılan Montreal’deki eski bir hastanede inşaat çalışmalarını durdurmak istiyor. Annelere göre çocuklarının kalıntıları orada bulunuyor olabilir.
Kanada’da ‘Yerli (Indigenous) Anneler’ çocuklarının kalıntılarını bulmak için büyük mücadele veriyor. Soğuk Savaş döneminde CIA, üzerinde çalıştığı kimyasalları zorla alıkoydukları yerli halkın çocukları üzerinde denedi. Vahşi deneylerin ardından çocuklar bir daha geri dönmedi.
Anneler Montreal’deki eski hastane bölgesinde devam eden inşaat çalışmalarının, çocuklarının akıbeti hakkındaki gerçeği kapatmasından korkuyor.
Aktivistler arşivlere ve tanıklıklara dayanarak bu alanda daha önce Royal Victoria Hastanesi’nde ve komşu bir psikiyatri hastanesi olan Allan Memorial Enstitüsü’nde gözetim altında tutulan çocukların işaretsiz mezarlarının bulunduğunu öne sürüyorlar.
Montreal’in güneybatısındaki Kahnawake Mohawk topluluğundan 85 yaşındaki aktivist Kahentinetha, “Çocuklarımızı aldılar ve onlara her türlü şeyi yaptılar. Onlar üzerinde deney yapıyorlardı,” dedi. Kahentinetha, “Bunu neden yaptıklarını ve bunun suçunu kimin üstleneceğini bilmek istiyoruz” diye ekledi.
1950 ve 1960’larda, eski psikiyatri enstitüsünde, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA, MK Ultra adlı bir insan deneyleri programı yürüttü.
Soğuk Savaş sırasında program, insanların beyinlerini etkili bir şekilde yıkamak için prosedürler ve ilaçlar geliştirmeyi amaçlıyordu.
Deneyler İngiltere, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirildi ve Montreal’deki yerli çocuklar da dahil olmak üzere insanlar elektroşoklara, halüsinojenik ilaçlara ve duyusal yoksunluğa maruz bırakıldı.
CIA bu kapsamda Amerikalı Ewen Cameron tarafından yönetilen Kanada Montreal’deki enstitüye binlerce dolar para akıtmıştı.
Anneler çocuklarının kalıntılarını arıyor
2022 sonbaharında anneler, 870 milyon Kanada Doları değerinde bir proje olan yeni üniversite kampüsü ve araştırma merkezi çalışmalarını durdurmak için bir ihtiyati tedbir kararı aldılar.
Geçtiğimiz yaz, mülkün geniş ve harap binalarını aramak için koklayıcı köpekler ve özel sondalar getirildi. Kazılar için üç ilgi çekici alan tespit etmeyi başardılar. Ancak McGill Üniversitesi ve hükümetin Societe Quebecoise des Infrastructure’ına (SQI) göre “hiçbir insan kalıntısına rastlanmadı.”
Mohawk anneleri, üniversiteyi ve devletin altyapı kurumunu, araştırmayı yapan arkeologları seçerek ve ardından çalışmalarını çok erken sonlandırarak anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor.
Annelerle birlikte çalışan antropolog Philippe Blouin, “Geçmişte kendi çalışanları tarafından işlenmiş olması muhtemel suçların soruşturulmasına öncülük etme yetkisini kendilerine verdiler” diyor.
Kanada geçmişte yaşanan zulümlere gözlerini açıyor
Nesiller boyu ‘Yerli Çocuklar’ yatılı okullara gönderilmiş ve burada dilleri, kültürleri ve kimlikleri ellerinden alındı. 2015 tarihli bir hakikat ve uzlaşma raporuna göre bu durum “kültürel soykırım” seviyesine ulaştı.
1831 ve 1996 yılları arasında yaklaşık 150 bin ‘Yerli çocuk’ evlerinden alınarak bu tür 139 okula yerleştirildi. Binlercesi hiçbir zaman topluluklarına geri dönmedi.
Mayıs 2021’de Britanya Kolumbiyası’ndaki Kamloops Kızılderili Yerleşim Okulu’nda 215 çocuğa ait işaretsiz mezarların bulunması, Kanada tarihinin karanlık bölümü üzerine dikkat çekti. Mezarların açığa çıkması, Kanada genelinde daha fazla mezarın aranmasına yol açtı.
‘Yerli aktivist’ Kwetiio, “Bu sadece yatılı okulları değil, hastaneleri, sanatoryumları, kiliseleri ve yetimhaneleri de kapsıyordu” dedi. Kwetiio’ya göre en önemli şey, “bir şeylerin değişmesi” ve “sömürgecilikten önce sahip olduğumuz uyumun” yeniden yaratılması için yaşananlara ışık tutmak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***