Artı Gerçek – Ağustos ayında yaşanan büyük yangının ardından, İzmir Körfezi’ndeki balık ölümleri üzerine bir de hava kalitenin her geçen gün daha da kötüleşmesi, İzmir’de halk sağlığını yeniden gündeme getirdi.
Yenigün’ün haberine göre, İzmir’de bulunan 23 hava istasyonun son verilerine göre, Alsancak, Bayraklı, Bornova, Karabağlar, Karşıyaka, Kemalpaşa, Menemen, Ödemiş ve Torbalı istasyonlarından alınan veriler, ulusal sınır değerlerin çok üzerinde ve hava izleme istasyonları verileri değerlendirildiğinde kentin genelinde partikül madde emisyonlarının her geçen yıl arttığı görülüyor. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan kirliğin nedenlerini şu şekilde açıkladı:
“Sanayi tesisleri; bina yıkım ve inşaat faaliyetleri, gelir düzeyine bağlı olarak kullanılan yakıt kalitesinden kaynaklanan olumsuzluklar, kentin konumu, plansız kentleşme, hava koridorlarının ortadan kalkması gibi hava akımını olumsuz etkileyen koşullar ile birlikte değerlendirildiğinde önlem alınmadığı takdirde hava kalitesinin daha da kötüleşeceği açık”
‘EMİSYON ENVANTERİ SÜREKLİ GÜNCEL TUTULMALI’
İzmir’de iyi bir hava kalitesi yönetimi oluşturulabilmesi için öncelikle emisyon envanteri yapılarak kirletici kaynakların, bu kaynaklarda oluşan kirletici tür ve miktarlarının, kaynakların hava kalitesi seviyelerine etkilerinin belirlenmesi gerektiğini belirten Akdoğan şöyle konuştu:
“Emisyon envanteri sürekli güncel tutulmalı, ölçüm verileri ve meteorolojik veriler ile birlikte takip edilmelidir. Kentte özellikle belirli bölgelerde yüksek yapılaşmanın hava kalitesine getireceği olumsuz etkiler, bitişik nizam yapılaşmanın getirdiği olumsuz sonuçlar düzenlenmeden, bu alanlarda kat yüksekliklerinin arttırıldığı yasal düzenlemelerin hava koridorlarını ortadan kaldırdığı gerçeği gibi; İzmir Kenti gibi coğrafi yapısı nedeni ile, atmosferik koşulların yarattığı olumsuz etkilere de açık olan kentte sorunu daha da büyütüyor Üstelik çevresel kirlilik yükü kapasitesini doldurmuş olan Aliağa Bölgesinde sanayileşmenin getirdiği sorunlara çözüm üretilmeden, bu bölgede yapılması planlanan yeni termik santrallere izin vermek, Kent içerisindeki ve çevresindeki sanayi tesisleri ile taş ocakları ile ilgili sorunları çözmeden sadece doğal gaz vb. daha az kirletici yakıt kullanımını teşvik olarak öne sürülen önlemler kalıcı ve etkili olmaktan uzak.”
‘ALİAĞA İÇİN ACİL ÖNLEM ALINMALI’
Kentin kuzeyinde Aliağa endüstri bölgesinde yer alan demir çelik ve petrokimya tesislerinin emisyonları İzmir için önemli bir kirlilik kaynağı olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Şu anda İzmir’de hava kirliliğinin en ciddi sorun olduğu Aliağa bölgesi için acil önlemler alınmalı. İzmir ve Aliağa endüstri bölgesinde hava kirliliğine neden olan organik ve inorganik kirleticilerin düzeylerinin, kaynaklarının ve sağlık etkilerinin belirlenerek hava kalitesi yönetim planının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülmeli. Mevcut tesisler iyileştirilmeli, bunların emisyonları en aza indirilmeli ve emisyon kontrol sistemlerinin sürekliliği sağlanmalı. Bu bölgede yapılacak yeni tesislerin çevre ile etkileşimi çok iyi irdelenmeli” diye konuştu.
‘HAVA KİRLİLİĞİ GİZLİ KATİL’
Hava kirliliğinin insan sağlığını doğrudan etkilediğini söyleyen İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Üyesi Dr. Oya Otyıldız, hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili şunları söyledi:
“Yalnızca bu dönemde değil normalde de İzmir’in havası kirli. Hatta Türkiye’de birçok şehir için bunu söyleyebiliriz. Biz hava kirliliğine gizli katil diyoruz. Bu kirlilik Kronik akciğer kanseri ve bronşite sebep oluyor. Semptomlar genizde yanma, solunumda güçlük çekme, burun akıntısı ile başlıyor. 10 Mikron ile 5 mikron arası partikülleri burun kılları tarafından tutuluyor, 5-2 mikron arasındaki partiküller de soluk borusu sayesinde tutuluyor fakat 2 mikronun altındakiler vücuda iniyor bu nedenle tehlike teşkil ediyor. Bizim hekimler olarak asıl görevimiz hastalığı önlemek eğer önleyemediysek tedavi ederiz tedavi de edemediysek rehabilite ederiz.”
HER YIL 8 MİLYON KİŞİ ÖLÜYOR
Hava kirliliğinin insan sağlığı açısından büyük bir risk taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Ali Osman Karababa da, “Hava kirliliği, küresel olarak ölümlere ve hastalıklara yol açan önlenebilir çevresel risk nedenlerinden birisidir. Dünya Sağlık örgütüne göre, dünyada her yıl hava kirliliği nedeniyle çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere yaklaşık 8 milyon kişinin yaşamını yitiriyor. Hava kirliliği ve özellikle de partikül maddeler 2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC – The International Agency for Research on Cancer) tarafından Grup I (en önemli nedenler) kanser nedenleri arasına alındığı duyurulmuştu” şeklinde konuştu.
***Kaynak: Artı Gerçek***
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***