Hollanda’da Nisan ayında göreve gelen sağcı hükümet, AB iltica kurallarından muafiyet için AB Komisyonu’na başvurdu.Hollanda, Avrupa Birliği’nin (AB) göç ve iltica politikalarından muafiyet için Avrupa Komisyonu’na başvurdu. Hollanda’da Kasım ayındaki seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi birinci gelmiş, Wilders’in başbakan olmaması şartıyla üç sağ parti Özgürlük Partisi ile dörtlü koalisyon hükümeti kurmayı kabul etmişti.
Wilders’in partisinden Göç ve İltica Bakanı Marjolein Faber, AB’nin iltica politikalarının dışında kalmak üzere AB Komisyonu’na başvuruda bulunduklarını açıklayarak “”Kendi iltica politikalarımızda yeniden söz sahibi olmamız gerekiyor” dedi.
AB Komisyonu’na yazdığı mektupta ise Hollanda sınırlarından iltica başvurusu için girmeye çalışanlarla düzensiz göçmenlerin sayısını önemli ölçüde düşürmek istediklerini belirten Faber, “Bu barınma, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi anayasal görevlerimizi yerine getirebilmemiz için gerekli” ifadelerini kullandı.
Hollanda’da Nisan ayında görev başına gelen ve ülke tarihinin en sağ hükümeti olarak değerlendirilen koalisyon, iltica politikalarında radikal değişikliklere gidileceğini çeşitli vesilelerle duyurmuştu.
AB Komisyonu: Kurallarda değişiklik beklemiyoruz
Hollanda’nın başvurusunun sonuç getirmesi ise olası görülmüyor. AB’de “opt-out” olarak bilinen, bir üye ülkenin belli bir alanda AB kurallarından muaf tutulmasını sağlayan istisnai düzenlemeden yararlanabilmek için üye 27 ülkenin onayı gerekiyor. Bunun dışında AB ülkelerinin iltica politikası konusunda uzlaşmaya vardığına ve şu an hayata geçirmek zorunda olduklarına işaret ediliyor.
AB Komisyonu sözcüsü Hollanda’nın başvurusunu not ettiklerini ancak muafiyetin AB sözleşmelerinde değişiklikler yapılmasını gerektirdiğini belirtti. AB kurallarının Hollanda için bağlayıcılığının sürdüğünü vurgulayan sözcü, “Bu bağlamda iltica ve göç ile ilgili AB kurallarında direkt bir değişiklik beklemiyoruz” dedi.
AB’nin mevcut iltica düzenlemesi, yılda AB ülkelerine girmesi beklenen 30 bin kişinin üye ülkelerin nüfus ve ekonomisine orantılı olarak paylaştırılmasını öngörüyor. Ülkesine sığınmacı almak istemeyen ülkelerin ise bunun yerine personel ve teçhizat sağlama ya da finansmana katkı seçenekleri bulunuyor.
dpa,rtr / BK,ET
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?