İZMİR – Konak Alsancak’ta 2 kişinin elektrik kaçağından kaynaklı yaşamını yitirmesiyle ilgili açılan davada, sanıklar sorumluluğu birbirlerine attı. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
İzmir Konak’ta 12 Temmuz’da yağan sağanak yağış sırasında 2 kişinin elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetlerine dair davanın ilk duruşması İzmir 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Haklarında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan dava açılan ve dün ilk kez hakim karşısına çıkan 42 sanığın yargılanmasına ikinci gün oturumuyla devam edildi. Tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve müştekilerle avukatları duruşmada hazır bulundu. 13’ü tutuklu, 42 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında dün tutuklu yargılanan sanıkların ifadeleri alındı. Bugün ise tutuksuz yargılanan sanıklar ifade verdi.
Kazada yaşamını yitiren İnanç Öktemay’ın annesi Nevin Öktemay, “Keşke oradan ben geçseydim de ben ölseydim. Evladım ölmeseydi. Getirsinler oğlumu, ben oğlumu göreyim. Ben anayım, hepsinden şikayetçiyim” dedi. Baba Yalçın Öktemay, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Maktulün ağabeyi Gökhan Öktemay da davaya katılmak istediğini belirtti.
‘BAŞKANLAR DA CEZA ÇEKSİN’
Kazada yaşamını yitiren Özge Ceren Deniz’in annesi Filiz Abi, kızının ölümüne yol açanlardan şikayetçi olduğunu aktardı. Abi, “Çocuğum İzmir’e düzgün bir şehir olduğu için gitmişti. Elektrik çarparak öldü. Her gün mezara gidip ağlıyorum. 5 yıldır burası yapılmamış. Herkesin ailesi var. İzmir üçüncü büyükşehir değil mi? Herkes birbirine atıyor suçu. Hepiniz beraat istiyorsunuz, yazıklar olsun size. Belediye başkanları da ceza çeksin” ifadelerini kullandı.
SANIKLAR İFADE VERDİ
Tutuksuz sanık Gediz Elektrik (GDZ) Operasyon Takım Yöneticisi Abdülkadir Satır, olay öncesinde kabloların durumu ile ilgili ve 9 Ocak’ta yapılan çalışmayla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi. Bundan kaynaklı üzerine atılan suçları kabul etmediğini söyleyen Satır, “Yüksek gerilim şebekesine bakıyorum, alçak gerilim işi yapmıyorum. Benim herhangi bir yükümlülüğüm ve sorumluluğum yoktur” dedi.
‘YETKİM YOK’
Sanık İZSU Denetçisi Alara Ekli, görevinin yapılan imalatlar sonrası gözlemci raporlarının doğru olup olmadığına bakmak olduğunu aktardı. Bu olayla ilgili kendisine bildiren gözlemci raporunu incelediğini kaydeden Ekli, “Şubat ayı ilk haftasında gözlemci raporu ile kaç adet ızgara olduğunu ve kaç metre ile yağmur suyu hattına başlandığını inceledim. Kontrol amirlerinin imzası olmadan hiçbir olayda imza verme yetkim yoktur” diye belirtti. Müşteki avukatının “hak ediş imzası atmanız her şey uygun yapılmış anlamına gelmez mi?” sorusuna ise Ekli “Asfalt ve imalatta bir hata görmediğim için imza attım. Biz sadece mazgalın yapılıp yapılmadığına bakıyoruz” diye kaydetti.
GDZ Elektrik mühendisi Sanık Alper Doğan, hak ediş evraklarını hazırlanması ve ön kontrolün yapılması için görevlendirildiğini belirtti. 686 projenin hepsinin başında bulunmasının mümkün olmadığını savunan Doğan, “Proje 2015 yılında tesisi edildi. Kontrol uzmanı olarak yerinde bulundum. Kazaya yakın bir yerde gerekli ölçümleri yaptım ve uygun olduğunu tespit ettim. Devamında diğer projelere geçtim. Bakanlıktan yetkili geçici kabul heyeti yerinde kontrolleri yaparak tesisi elektriklendirdi. Proje ile ilgili uygun imzalı hiçbir belgem olmamasına rağmen yaptığım incelemelerde uygun olduğunu size belirtebilirim. Halen imza yetkim yok, sadece evrakları hazırladım” ifadelerini kullandı.
‘TALİMATLA ÇALIŞIYORUM’
Sanık İZSU çalışanı Deniz Sunal, “İşin işleyişini tam bilmediğim için amirlerin talimatları üzerine çalışıyorum. İş konusu mazgalla ilgili bilgim yoktur. Sadece işim bitişinin ardından gözlemci raporunda belirtildiği kadar mazgal yapılmış mı ona bakmakla yükümlüyüm. Bu işte kısa süre sonra işten ayıldım ve kanal bakım onarım işine geçtim. Olayla ilişkim bu kadardır. Bilirkişinin yüklendiği sorumluluğu kabul etmiyorum” sözleriyle kendisini savundu.
Sunal, müşteki avukatının “Sadece kuş bakışıyla mı insan hayatı hakkında karar veriliyor?” sorusuna da “Biz inşaat anında orda değildik. Biz iş bittikten sonra sadece orada mazgalların yapılıp yapılmadığına bakıyoruz” cevabını verdi. Avukatların “Siz sadece imza atıyorsunuz, o zaman kontrolü kim yapıyor?” sorusuna ise “Ben işçi statüsünde çalışan bir inşaat mühendisiyim. Bana sunulan raporla hak edişin kontrolünü sağlıyorum. Görevim bu. Bahsedilen adreste 3 mazgal döşenmiş mi ona bakıyorum. İşin yapın süreci ile ilgili bize görsel iletilmedi. Benim görevim iş yapıldıktan sonra 3 mazgalın adetini saymak ve uygun olup olmadığını iletmek” cevabını verdi.
TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI
Savcılık, mütalaasında tutuklu sanıkların kaçma ve delil karartma şüphesiyle tutukluluk halinin devam etmesini istedi. Savcılık, ayrıca tutuksuz yargılanan ve adli kontrol tedbiri bulunan sanıklar için tedbir kararının devamını istedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, Gediz Elektrik’e savcı tarafından teslim edilen kablonun emanete alınmasına, gerekirse incelenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 13-14-15 Kasım’da görülecek.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***