Tavşantepe Köyü’nde kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan Narin Güran’ın soruşturmasında gizlilik kararının ihlali tartışılıyor. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, soruşturma evraklarının birileri tarafından basına sızdırıldığını belirterek, “Gizlilik kararı soruşturmaya zarar verecek şekilde ihlal edildi” dedi.
Narin’in cesedinin bulunmasının ardından gözaltına alınanlardan 8 kişi daha tutuklanırken, soruşturmadaki gizlilik kararı tartışma konusu oldu. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, gizlilik kararının ihlal edilmesi ve soruşturmadaki eksikleri basın toplantısında anlattı.
Eren, konuşmasına Narin’in kaybolması sürecinde duyarlılık gösteren herkese teşekkür ederek başladı. Soruşturma sürecinde ifade tutanaklarının ve bazı belgelerin sızdırılmasına tepki gösteren Eren, medya organlarında bu belgelerin yayınlanmasının soruşturmadaki gizlilik kararının ihlali olduğunu söyledi.
Belgelerin kaynağının önemli olmadığını vurgulayan Eren, “Mevzu, belgenin kimden nasıl verildiğinin paylaşımı değil. Mevzu, soruşturmaya zarar vermemek adına paylaşılmamasıydı. Bu durumda eğer bu belge sadece bizde ve soruşturma makamlarındaysa şu da bilinmeli, soruşturma makamlarının aynı zamanda bir yargı bürokrasisi de var Ankara’da. Yani bu çerçevede belgeler oraya da gönderilmişse bize göre soruşturma gizliliği belgenin gönderilmesiyle zaten ilan edilmiş. Biz bu anlamda eğer paylaşılmışsa bu işin bizim dışımızdaki bir olgu olduğunu söyleyebilirim. Ama yanlış, olmaması gereken, soruşturmaya çok açık şekilde zarar veren bir durum yarattılar” dedi.
Özellikle cesedi gömdüğünü itiraf eden N.B.’nin ifadelerinin, diğer şüphelilerin adliyeye çıkarılması sırasında paylaşılmasının manidar olduğuna değinen Eren, “O ifade içeriğindeki önemli olgular, ki o da basına yansıdığı için söylüyorum, belki soruşturmanın en kilit ifadelerinden biri. O ifadenin basına yansımasıyla birlikte uzun süre soruşturmada ifade işlemleri de durdu. Bana göre bu bir habercilik değil. Haber bir basın mensubunun yargılayıcı, bir ifadeyi analiz etmesi, ifadeyi suçlu kim noktasında tartışması değil. Bu hukukçuların, soruşturma makamlarının işi. Tabii ki basın kamuoyunu bilgilendirme adına süreci takip etmeli ama paylaşacağı bilgilerin de bana göre soruşturmanın gizliliği çerçevesinde bir sınırı olmalı” diye konuştu.
Belgelerin paylaşılmasının soruşturmaya zarar verdiğini savunan Eren, şunları söyledi: “Bu tür belgeleri paylaştıkları zaman kimi neyi aklayacaklar? Bilmediğimiz bir fail mi var gizliyorlar? Bilmediğimiz farklı bir olgu mu var gizliyorlar? Bunları bir an önce bir fail mi yaratmak istiyorlar? Hayır.”
Aramalar sırasında yanlış algı mı yaratıldı?
Eren, Narin’in kaybolmasından yanlış algı yaratıldığını savunarak, ilk günden itibaren herkesten şüphelenilmesi gerektiğini söyledi.
Köyde yaşayanların olaya ‘Bir başkası tarafından kaçırılma ve kaybettirme’ algısıyla yaklaştıklarını ifade eden Eren, “Narin’in kaybettirildiği saatini bilinçli bir şekilde 17.40 olarak soruşturma makamlarına iletiyorlar. Bu telkin üzerine gerçekleşiyor. Soruşturma bu saatten sonra Narin’in öldürüldüğü üzerine ilerliyor. Ama Narin 30 dakika içerisinde öldürülüyor, taşınıyor, torbaya konuyor, o mahalleye götürülüyor, orada suyun içerisine, üzerine taşlar olarak konuluyor, bırakılıyor. O 30 dakikayı çözdüğümüz zaman, 30 dakikada kimler, neredeydi, ne yapıyordu, hangi konumdaydı? Narin açısından fail” diye konuştu.
Eren, davaya müşteki olarak katılmak için başvuru yaptıklarını da sözlerine ekledi.
Amca yeniden adliyede
Dünkü ifadelerin ardından amca S.G. bugün bir kez daha adliyeye getirilerek sorgulandı. Bu arada soruşturmada yeni gözaltı kararları verildi. Anne Y.G.’nin ifadelerinde adı geçen Narin Güran’ın tutuklanan amcası F.G.’nin eşi H.G. de Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. Anne sorgusunda ‘biz Hediye ile birlikte evde yatıyorduk’ ifadelerini kullanmıştı.
Gizlilik ihlaline tepkiler sürüyor
Bu arada dosyadaki gizlilik kararının ihlal edilmesine birçok kesim tepki gösterdi. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, katıldığı bir televizyon programında soruşturma dosyasındaki bilgilerin sızdırılmasına tepki gösterdi. Tanrıkulu, evrakların savcılıkta, jandarmada ve bakanlıkta olduğunu savunarak, “Bakanlıkta olmaması lazım. Bakanlığın ne işi var soruşturmada?“ diye sordu.
Tanrıkulu, belgelerin AK Parti’ye yakın basın organlarına sızdırıldığını savunarak, “En önemli belge, en önemli itiraf belgesi, henüz çalışmalar devam ederken sanıkların pozisyon alması amacıyla neden sızdırıldı? Faili bulamayan bir devlet, bir mekanizma, sızdırılmaya itiraz etmeyen bir soruşturma mekanizması hangi maddi gerçeği ortaya çıkartacak? 25 gündür tüm Türkiye’nin gündemi bu mesele ama bu saat itibariyle, fail kimdir biliyor muyuz? Ölüm nedenini biliyor muyuz? Medeni bir ülkede sadece bu nedenle bile bakan istifa eder. Üç bakan geldi Diyarbakır’a ama ne oldu? Sonuca ulaşılamadı yine” dedi.
DEM Parti gizliliği ihlal edenler hakkında suç duyurusunda bulunacak
Şüphelilerin ifade verme sürecini adliyede takip eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan da belge ve bilgilerin sızdırılmasına tepki gösterdi.
Gizliliğin ihlal edilmesinin suç olduğunu hatırlatan Tanhan, gözaltına alınan ya da alınmayan olası faillerin ifadelere göre pozisyon alabileceğine dikkat çekti. Tanhan, DEM Parti Hukuk Komisyonu olarak, gizliliğe uymayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.