CHP, kamuoyunda “tasarruf tedbirleri paketi” olarak nitelendirilen kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açtı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, kanunda Anayasa’ya aykırı hükümler olduğunu belirterek “Çok sayıda yüksek kamu görevlisi, AKP yandaşı üç, dört, beş hatta altı maaş alıyorlar ve daha fazla maaş almaya doymuyorlar. AKP’nin bir avuç yandaşı bu yıl sonuna kadar ayrıcalıklı çok maaş uygulamasına devam edebilecekler. Bunun bir yerde tasarrufla alakası varsa, bir yerde kamu yararı ile alakası varsa dönsünler, bu kanunu yapanlar bize söylesinler” dedi.
TIKLAYIN – Yankı Bağcıoğlu’ndan tasarruf tedbirleri nedeniyle Türk yıldızları ve SOLOTÜRK uçuşlarının iptaline tepki
CHP, kamuoyunda “tasarruf tedbirleri paketi’ olarak nitelendirilen 7521 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, AYM’ye yapılan başvurunun ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Kamuoyunda Tasarruf Tedbirleri Paketi adıyla bilinen ve 26 Temmuz 2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yasalaşan kanuni düzenlemenin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi başvurumuzu yapmış bulunuyoruz. Her zaman olduğu gibi bu başvuruya ilişkin gerekçelerimizi sosyal medya hesaplarımızdan ve basın bültenimizden sizlerle paylaşacağız. Ben burada kısa bir özeti sizlerle paylaşmayı, otomotiv sektöründe kamu yararına aykırı olmak üzere bir damga vergisi istisnası ve Özel Tüketim Vergisi oranlarının düşürülmesini, üstelik de bir yabancı yatırımcının yararına olmak üzere düzenleyen bir hükme sahip. Yani yasanın başlığı tasarruf ama damga vergisi oranlarını düşürüyor ve aynı zamanda Özel Tüketim Vergisi oranlarını düşürüyor, üstelik de bunu bir yatırımcıya yönelik olmak üzere yapıyor. Hem Anayasa’ya aykırı hem de başlığa aykırı.
TIKLAYIN – Tasarruf tedbirleri nedeniyle Diyarbakır’da yüzlerce kız öğrenci okula gidemiyor
“Anayasaya aykırı hükümler var”
BOTAŞ’ın doğalgaz alımlarında, ayrıca BOTAŞ’ın petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmalarında ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yurt dışından yapacağı ithalatlarda Kamu İhale Kanunu’na uymayı zorunlu olmaktan çıkartıyor. Yani Kamu İhale Kanunu’nu BOTAŞ ve Toprak Mahsulleri Ofisi açısından bir istisna haline getiriyor. O halde soralım; Kamu İhale Kanunu’na uymak bu memlekette tasarrufu mu getirir, yoksa BOTAŞ ve TMO’yu Kamu İhale Kanunu’nun dışına taşımak acaba ülkenin tasarruf etmesi açısından daha mı yararlıdır? Şüphesiz öyle değil ve bu nedenle bunun da iptalini istiyoruz.
Diğer taraftan Anayasa’ya aykırı hükümler var. Avukatlık Kanunu’na aykırı biçimde serbest avukatlar ve mükellefler arasındaki sır tutma zorunluluğuna aykırı olacak biçimde gayrimenkul alım satım ile ilgili bilgileri serbest avukatın doğrudan MASAK’a bildirmesine ilişkin hükümleri insan haklarına ve Avukatlık Kanunu’na aykırı görüyoruz ve bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne taşıyoruz.
“AKP’nin bir avuç yandaşı…”
Bir diğer düzenleme kamuoyuna çok tartışıldı. Çok sayıda yüksek kamu görevlisi, AKP yandaşı üç, dört, beş hatta altı maaş alıyorlar ve daha fazla maaş almaya doymuyorlar. Güya bu yasa bunu engelleyecek bir hüküm içerdi. Arkadaşlar, bunların tümünün yürürlük maddesi Resmî Gazete’de yayımlandığı gün, yani 26 Temmuz olmasına rağmen birden fazla maaş alanlarla ilgili yürürlük maddesini bu yılın sonuna uzattılar. Başka bir deyişle, AKP’nin bir avuç yandaşı bu yıl sonuna kadar ayrıcalıklı çok maaş uygulamasına devam edebilecekler. Bunun bir yerde tasarrufla alakası varsa, bir yerde kamu yararı ile alakası varsa dönsünler, bu kanunu yapanlar bize söylesinler. Komisyonlarda, Genel Kurulda çok bunun itirazını yaptık, şimdi yüksek Anayasa Mahkemesi yargısına bununla ilgili başvurumuzu yapıyoruz. Dediğim gibi bununla ilgili her türlü açıklamayı basın bültenimizde ve sosyal medya hesaplarımızda bulacaksınız. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi her zaman olduğu gibi bu Anayasa Mahkemesi başvurusunu neden yaptığını ve hangi gerekçeyle yaptığını kamuoyuna açıklamayı yararlı görüyor. Aracılığınızla bunu yapmış bulunuyoruz.”
Dava dilekçesinde, iptal ve yürürlüğün durdurulması istemlerinin gerekçeleri şöyle sıralandı:
“- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşıt ve iş makinelerinin, kanuni ölçüt olmaksızın; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satılması,
– Otomotiv sektöründe, kamu yararı olmaksızın; ayrımcı uygulamalara ve haksız rekabete neden olacak biçimde; bazı özel teşebbüsler bakımından damga vergisi istisnası tanınması ve özel tüketim vergisi oranlarının düşürülmesi,
– BOTAŞ’ın yapacağı doğal gaz alımlarında Kamu İhale Kanunu’nun uygulanmaması ve bu alımlara ilişkin usul ve esasların kanuni ölçüt olmaksızın; Cumhurbaşkanınca belirlenmesi,
– BOTAŞ’ın petrol ve doğalgaz arama, sondaj, üretim vb. alımları ile Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’nün ithalat yoluyla yapacağı tarımsal ürün alımlarında Kamu İhale Kanunu’nun uygulanmaması ve bu alımlara ilişkin usul ve esasların kanuni ölçüt olmaksızın yönetmeliklerle belirlenmesi,
– Liyakat ilkesinin aksine gelir uzmanları ve gelir uzman yardımcılarının hiyerarşik üstü olarak; ‘‘müdür yardımcısı, vergi dairesi müdür yardımcısı, müdür ve vergi dairesi müdürü’’nün belirlenmesi,
– Avukat-müvekkil ilişkisinin gizliliği esası ile sır saklama yükümlülüğüne orantısız biçimde müdahale edilerek; özel hayata saygı hakkının aksine; taşınmaz alım satımı vb. işlerde serbest avukatlara, MASAK Başkanlığı’na bildirim yükümlülüğü getirilmesi,
– Devlet yardımları bakımından Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın ilgililerden kanuni ölçüt olmaksızın bilgi, belge, kayıt ve veri talep edebilmesi,
– Kamu personel rejimine tabi olarak istihdam edilen kimselerin; birden fazla görevi olması durumunda; sadece bir görev için ücret almasına yönelik düzenlemede; tereddütlerin giderilmesi için kanuni ölçüt olmaksızın Cumhurbaşkanına yetki verilmesi,
– Kamu personel rejimine tabi olarak istihdam edilen kimselerin; birden fazla görevi olması durumunda; sadece bir görev için ücret almasına yönelik düzenlemenin yürürlüğünün 01.01.2025 tarihine ertelenmesi suretiyle; kamu maliyesinin zarara uğratılması.” (ANKA)