Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Grup’a ait maden işletmesinde Bağımsız Maden İş Sendikası’na üye olan 6 işçinin işten çıkarılmasının ardından başlayan eylemler sürüyor. “Ya saygın bir uzlaşı ya tavizsiz direniş!” sloganıyla 27 gündür direnen işçiler, Soma ve Ankara’nın ardından mücadelenin bir ayağını da İstanbul’a taşıdı.
AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait Fernas Madencilik ile ortaklığı bulunan Sabancı ve Koç Holding başta olmak üzere Polonya Konsolosluğu önüne giden maden işçileri, “Toplu ölüm riski var. Köleliğe ortak olma” çağrısında bulundu.
‘FERNAS’LA ORTAKLIĞI, DOSTLUĞU OLANLARA ÇAĞRI YAPIYORUZ’
Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Mert Batur, ilk adresleri olan Polonya Konsolosluğu önünde açıklama yaptı. AKP’li Nasıroğlu’nun Türkiye-Polonya Dostluk Grubu Başkanı olduğunu hatırlatan Batur,
“Biz konsoloslukların sadece bulundukları ülkelerin devletlerini değil, halklarını da temsil ettiğini biliyoruz. Toplu ölüm riski olan bir yerde ortaklık, dostluk olmayacağını, burada Fernas ile ortaklığı, dostluğu bulunan kurumları temsil edenlerin de sorumluluğu olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bu nedenle konsolosluk yetkililerinden sorunun çözümü noktasında sorumluluk almasını talep ediyoruz” dedi.
‘27 GÜNDÜR ÜÇ TALEP İÇİN DİRENİYORUZ’
Madencilerin 27 gündür üç talep için direndiklerini belirten Batur, bu taleplerin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınarak madenin denetimden geçirilmesi, maaşlara Soma havzasında alınan ücretler gözetilerek zam yapılması ve işten çıkarılan madencilerin işe geri alınması olduğunu kaydetti.
‘FACİANIN TEKRARLANMASINI İSTEMİYORUM’
Soma’da 301 maden işçinin öldüğü faciayı hatırlatarak, “Orada yaşamını yitiren madenciler benim arkadaşlarımdı” diyen madencilerden Eyüp Can ise “301 sadece sayı olarak kalıyor. 301 can, 301 kişinin ailelerini de hesaplasanıza. Etkisini biz on senede aşamadık. Ben bir 100 kişinin, 200 kişinin daha ölmesini istemiyorum. Biz diyoruz ki iş sağlığı güvenliğini alın, biz de gidelim o iş yerinde çalışalım” şeklinde konuştu. Can ayrıca Ferhat Nasıroğlu’na da madenciler ile görüşme çağrısı yaptı.
‘BOĞAZIMIZA KADAR SUYUN İÇİNDE ÇALIŞMAK HAK MI?’
AKP’li Nasıroğlu’nun kapısının önünde 27 gündür ‘ölmemek’ için direnen işçileri görmezden gelmesinin üzücü olduğunu kaydeden madencilerden Muhammet İleri de taleplerinin karşılanması için bir kez daha çağrısında bulundu. Madende işçi güvenliği ve sağlığı önlemlerinin alınarak, maddi şartların iyileştirilmesi için AKP’li milletvekilini müzakere masasına oturmaya davet eden İleri, “Biz çocuklarımızı babasız bırakmak istemiyoruz” dedi ve ekledi:
“Biz çocuklarımızı babasız bırakmak istemiyoruz. 34 bin TL gibi bir rakamla yerin 3 kilometre altında boğazımıza kadar suyun içinde çalışmanın gerçekten hak olduğunu savunuyorsa bunu ekranlarda söylemesini istiyoruz. Eğer bunu yapacak cesarete sahip değilse bizimle müzakere masasına oturmasını istiyoruz. Bir işveren olarak değil bir milletvekili olarak bizim yanımıza gelin ve görüşün.”
MADENCİLER SABAHÇI HOLDİNGE YÜRÜDÜ
Polonya Konsolosluğu önündeki açıklamanın ardından madenciler Levent’te bulunan Sabancı Holdingin önüne gitti. “Direne direne kazanacağız” sloganıyla Sabancı Holding önüne yürüyen işçiler, burada da “Toplu ölüm riski var. Köleliğe ortak olma” pankartı açtı. Fernas Grup ile ortaklığı bulunan Sabancı Holding’e sorunun çözümü noktasında sorumluluk alması çağrısında bulunan işçiler, direnmeye devam edeceklerinin mesajını verdi. Madencilerden Muhammet İleri, “Toplu ölümlere ortak olmayın” çağrısı yaptığı Sabancı Holdinge hitaben şu ifadelere yer verdi:
“Sabancı Holding işçi direnişleri ile gündeme gelip soyadlarının lekelenmesini istemeyen bir kuruluştur. Ancak bizim soyadlarımızı da düşünmelerini istiyoruz ve bize sahip çıkmalarını bekliyoruz. Benim yeraltında çalışırken ölmem demek onların da isimlerinin yok olması demek. Eğer soyadlarının lekelenmesini istemiyorlarsa bizim ölmemize müsade etmemeleri gerekiyor. Eğer ellerinin bir madenci kanına bulaşmasını istemiyorlarsa ortakları ile konuşup bu konuyu çözüme kavuşturmalarını istiyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***