ABD’de yaşayan Türkler, geçen yıl 6 Şubat’ta meydana gelen, resmi rakamlara göre 10 ilde en az 53 bin kişinin ölümüne, 107 binden fazla kişinin de yaralanmasına neden Kahramanmaraş depremlerinin ardından yardım için seferberlik ilan etmişti.
Türkiye kökenli Amerikalılar, çeşitli yardım kuruluşlarına yaptıkları maddi bağışların yanısıra Türkiye’nin ABD’deki temsilcilikleri aracılığıyla da tonlarca yardım malzemesini anavatanlarına göndermişti.
Ancak yaşanan her afet sonrasında olduğu gibi bir süre sonra ABD’deki Türkler’in öncülük ettiği yardım kampanyaları sadece bireysel yapılan maddi ve ayni yardımlar ile bazı sivil toplum kuruluşlarının aldıkları para bağışı dışında sonlandı.
ABD’de yaşayan genç kuşak Türkler ise yaşanan korkunç afetin üzerinden 17 ay geçse bile yardım çabalarını sürdürüyor. Yardımlar, Merkezi Kuzey Carolina eyaletinde olan ve şimdiye kadarki tüm kampanyalarda toplam 13 milyon dolarlık bağışı depremzedelere ulaştıran yardım kuruluşu Bridge to Türkiye Fund (BTF) aracılığıyla yapılıyor.
Türkiye’de sanatçı Haluk Levent’in kurucusu olduğu Ahbap ile işbirliği yapan BTF’in yardımsever gençlerden oluşan bir bağış grubu da var.
Kuruluşa en fazla bağış toplayan gençlerin topladıkları bağış miktarına göre de bir sıralama oluşturulmuş ve listenin en başında da Boston’daki Marblehead Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Alp Macun bulunuyor.
Alp, deprem sonrasında 16 yaşındayken gittiği Hatay’da tam 2 buçuk ay yardım çalışmalarına bizzat katılmış. Depremden aylar sonra yeniden Hatay’a gittiğinde gördükleri karşısında, ABD’ye döner dönmez yeni yardım kampanyaları başlatmaya karar vermiş.
Alp, bağış toplama çalışmalarının yanında New York ve Boston’da deprem sonrasında farklı iki zaman diliminde çektiği fotoğrafları sergileyip, gelirinin tamamını depremzedelere ulaştırmayı hedefliyor.
“Yeni afetler olmadan, yarın afet olacakmış gibi hazır olmalıyız”
VOA Türkçe’nin konuştuğu Alp Macun, kendisi gibi gençlerin oluşturacakları yeni bir yapıyla Türkiye’de yaşanacak olası afetlere önceden hazırlıklı olunabileceğini, böylelikle gereken yardımın öncelikle acil ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinden başlayarak bilinçli bir şekilde yapılabileceğini söylüyor.
Farklı ülkelerden ABD’ye göçmüş bazı kişilerin olası bir afete karşı ülkelerine yönelik kurdukları yardım organizasyonları ve önceden her adımı hesaplayarak yaptıkları hazırlıklara değinen Alp, “Afet sonrasında ülkelerine gidecek, acil yardım ve tıbbi malzemeden, barınma malzemesine kadar her türlü ihtiyaç stoklanmış, gönüllü çalışacakların listeleri bile hazır durumda. Bağışlarla toplanmış yüklü miktardaki paralar anında ABD’den felaketin yaşandığı kendi ülkelerine gönderilmeye hazır. Yarın İstanbul’da bir deprem olsa biz yine yardım ve bağış toplamaya başlayacağız, neden önceden hazırlıklı olmayalım? Neden ihtiyaç olan malzemeleri ve maddi fonları şimdiden hazır etmeyelim? Ülkesinin büyük bir bölümü ciddi deprem riskiyle karşı karşıya olan ülkemizde yeni afetler olmadan bizler de yarın afet olacakmış gibi hazır olmalıyız” diye konuştu.
“İlk kez yıkıntıların resmini çektiğim an, aklımda Amerika’da bir yardım kampanyası başlatma fikri gelişti”
Alp, Kahramanmaraş depremlerinden hemen sonra çocuk hastalıkları uzmanı olan annesinin hemen Hatay’a gönüllü olarak yaralılara yardıma gittiğini, kendisinin de okulundan dolayı ancak 4 ay sonra annesine katılabildiğini anlattı.
Hatay’da gördüklerinden çok etkilenen Alp, “Benim için deprem, California’da Science müzesindeki bir simülatörün içinde deneyimlediğim, birkaç dakika süren, ürkütücü bir sarsıntının ötesinde bir şey değildi. Dört ay sonra, depremin yaptığı yıkımı bizzat görmek canımı çok acıtmıştı. Her gün enkaz altından yeni cesetler çıkarılıyor ve sokaklar hayatta kalan yeni evsizlerle dolup taşıyordu. Bölgedeki tıbbi durum da korkunçtu. Depremde bölgedeki ana hastane çökmüştü ve neredeyse tüm personel hayatını kaybetmişti. Gönüllü doktorların çalıştığı seyyar hastane her zaman ağzına kadar yaralılarla doluydu. İlk kez yıkıntıların resimlerini çektiğim an, aklımda, Amerika’da bir yardım kampanyası başlatabilme fikri gelişti’’ diye konuştu.
Hatay’dan ABD’ye döndükten sonra topladığı bağışlarla okullara yardım etti
Alp, “Amerika’da boş durmak istemediğime karar verdim ve Ahbap Vakfı için bağış toplamaya başladım. Topladığım paralar ile bir okula fen bilgisi laboratuvarı, bir başka okula kütüphane yapılmasını sağladım. Bu beni çok heyecanlandırdı. Birilerine umut olabilmek güzel bir şey” dedi.
Ahbap aracılığıyla “Bridge to Türkiye Fund” ile temasa geçtiğini ve bu bağlantının daha geniş kitlelere ulaşabilmek adına çok faydalı olduğunu söyleyen Alp, BTF’nin internet sitesinde fotoğraflarını sergilediğini ve yine BTF’nin desteğiyle bir Youtube videosu hazırladığını anlattı.
“Depremden 14 ay sonra yeniden gittiğim Hatay beni çok üzdü”
Hatay’a depremden 14 ay sonra yeniden giden Alp, bu kez daha büyük bir hayalkırıklığı yaşadığını şöyle ifade ediyor:
“Maalesef insanların 20 metrekarelik konteyner evlerde yaşadığını, yüzlerce çocuğun tek sınıflık okullarda eğitim aldıklarını ya da insanların protez kolları ya da bacaklarını kullanabilmeleri için gerekli olan silikonları alacak imkanlarının olmadığını görmek beni çok üzdü. İşte bu nedenle, fotoğraf çekmeye devam ettim. Çektiğim fotoğraflar ile, biliyorum ki daha geniş kitlere ulaşabileceğim. En büyük hayalim, sadece bağış toplamak ile kalmayıp, Hatay’ı Amerika’daki kamusal söylemin içine taşıyabilmek. Fotoğraf sergilerim bana bunun için yardım edecek. Ülke çapında bir olay olmasa bile, insanların, gözlerini tekrar Hatay’a çevirebilmek ve Amerika’daki insanlara Hatay halkının hala yardıma ihtiyacı olduğunu gösterebilmek istiyorum. Hataylılar’ın, şehirlerinde var olabilmelerine, o çok renkli kültürlerini yeniden var edebilmelerine ve tüm dünyaya din, dil, ırk farkı olmadan kardeş olabilmenin örneğini gösterebilmelerine yardım etmek istiyorum.’’
“Bizim yapamadıklarımızı genç kuşak yapabilir”
Alp’in annesi Selda Samakoğlu ise çocuk hastalıkları hematoloji ve onkoloji uzmanı. Depremin hemen ardından ABD’den, doktor olarak ilk çalıştığı yer olan Hatay’a gönüllü olarak gitmiş.
ABD’de yaşayan Türkler’in deprem sonrası yardım etmek için çok büyük çaba gösterdiklerini belirten Samakoğlu, ancak bu konuda kendisinin de dahil olduğu birçok kuruluşun organize olamadıkları için 6 Şubat depremleri sonrasında yetersiz kaldığı görüşünü dile getirdi.
Oğlunun bu tür afetler daha yaşanmadan organize olma fikrini desteklediğini belirten Samakoğlu, “Biz ve bizden sonraki kuşakların yapamadıklarını oğlum Alp’in de içinde bulunduğu genç kuşak yapabilir’’ ifadesini kullandı.
“Türkiye’deki dezavantajlı akranlarına umut olmak için var güçleriyle çalışıyorlar”
BTF Kurumsal İletişim Direktörü Aylin Yardımcı, yeni kurdukları Türk gençlerinden oluşan bu çatı altında, gençlere hem gönüllülük kavramını tanıtıp sevdirdiklerini hem de etkisi yüksek ve sürdürülebilir yardım fikrinin önemini aşıladıklarını, hem de Türkiye ile olan kültürel bağlarını pekiştirmeyi hedeflediklerini söylüyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Yardımcı, yeni kurdukları genç Türkler’den oluşan yardımsever grubu ve çalışmalarıyla ilgili, “ABD’deki tabansal gönüllülük faaliyetlerine büyük önem veriyoruz. Amerikalı Türk gençlere yönelik tasarlanmış BTF Youth programı bu faaliyetlerin en önemlilerinden. New Jersey, Boston ve Chicago’daki Amerikalı Türk gençler arasında yoğun ilgi görüyor. Gençlerin kimi zaman tatlı bir rekabet içinde bağış kampanyaları yürüttüğüne şahit olmak bizi sevindiriyor; çünkü Türkiye’deki dezavantajlı akranlarına umut olmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Kimi futbola yeteneği olan yaşıtları için krampon topluyor, kimi yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması için Hatay’da çatılara güneş panelleri yerleştiriyor, kimi de tıpkı Alp gibi, depremzede akranlarını unutamadığı ve kalbi depremden neredeyse 2 yıl sonra bile hala onlarla attığı için, onların eğitim ve temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yardım topluyor. Bu gençlerle ne kadar gurur duyduğumuzu size anlatabilir miyim, inanın bilmiyorum’’ dedi.