Yangınların geniş alanlara yayılmasında geç müdahalenin yanında kızılçam ağaçlarının dayanıksızlığı ve kozalaklarının uzak alanlara sıçramasının etkisi olduğu iddiasını cevaplayan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melih Boydak, “Kızılçamlar ormanlarımızın bel direğidir” dedi.
Türkiye’de havaların ısınmasıyla başlayan ve yaz boyu devam eden orman yangınlarıyla mücadele sürüyor. Ege Bölgesi’nde yaklaşık 300 farklı yerde çıkan yangınların nedeniyle ilgili birçok iddia dile getirildi. Cumhuriyet’ten Miyase İlknur‘un sorularını cevaplayan Prof. Dr. Melih Boydak, yangınların geniş alanlara yayılmasında geç müdahalenin yanında kızılçam ağaçlarının dayanıksızlığı ve kozalaklarının uzak alanlara sıçramasının etkisi olduğu iddiasını cevapladı. Konuya açıklık getiren Boydak’ın açıklamaları şu şekilde,
“Kızılçamlar ormanlarımızın bel direğidir”
“Kızılçamlar ormanlarımızın bel direğidir. Son yıllarda basında kızılçam türümüzle ilgili olarak asılsız ifadelere yer veriliyor. 2021 yılında orman yangınları ile ülkemizde 140 bin hektar orman alanı yandı. O yıl sosyal medyada, “Marshall Planı’yla ülkemize kolay yanan kızılçamların gönderildiği ve Türkiye’den ABD’ye zeytin ağaçları götürüldüğü, kızılçamın ülkemizde dikilmesini ABD’nin başlattığı” şeklinde asılsız ifadeler yer aldı. Türkiye’de yangın dönemine girdiğimiz bu yaz aylarında da basında benzer ifadeler yer almaya başladı. Oysa çamlar Anadolu’da jeolojik dönemlerden beri yaşamlarını sürdürmektedirler. Ünal Akkemik’in, ülkemizde taşlaşmış ormanlardaki odun, yaprak, kozalak, meyve, iğne yaprak ve polen fosil örneklerinde yapılan araştırmaları kapsayan yayınına göre, Anadolu’nun birçok yöresinde, 56-34 milyon yıl öncesi dönemlerinde bile çam ormanları yayılış yapmaktaydı. Oysa “Marshall Planı” 1948’de imzalandı.”
Yangınların, çam kozalaklarının patlaması nedeniyle geniş alanlara sıçradığı iddiası
Bilimsel yaşamımın yarım asrı aşan bir dönemi Akdeniz Bölgesi’nde; kızılçam, sedir ve maki ekosistemlerindeki araştırmalarla geçti. Birçok büyük yangında bulundum ve yangın sonrası orman kurulması için meslektaşlarımla birlikte raporlar hazırladım. Kızılçam kozalağının patlayıp 200- 300 metre uzağa fırlayarak oradaki çam ağaçlarını tutuşturduğunu görmedim. Ömrünü orman yangınları ile geçiren meslektaşlarımdan da duymadım. Yangınlar sırasında, bazen hızı 70-130 kilometreyi bulan rüzgârla taşınan maddeler; ağaçların yanan iğne yaprakları, küçük sürgünleri ve sürgün parçaları, yanan ve rüzgârla taşınabilen küçük kabuk parçaları gibi yüzlerce metre uzağa taşınan yanıcı maddelerdir. “Kızılçam, makilerden daha kolay yanmaktadır” ifadesi de yanlıştır.”