Türkiye’de yapay zeka kullanımı, üniversite sınavına giren bir kişinin kurduğu düzenek ve yapay zeka katkılı uygulama ile kopya çekerken yakalanmasıyla, yakın dönemde gündeme geldi.
Birçok ülkede özellikle eğitim alanında benzer olaylar, yapay zekanın olumlu yönlerinin dışında olumsuz etkilerinin de olduğunu gösterdi.
Türkiye de artan uygulamalar ve araçlarla, yapay zeka geleceğine kendini hazırlamaya çalışıyor.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar bu yıl Nisan ayında yaptığı bir açıklamada, gelecek eğitim-öğretim yılı için yapay zeka alanında üniversitelerde, 21’i lisans, 50’si ön lisans olmak üzere toplam 71 yeni programın açılacağını ve bu yıl ÖSYM kılavuzuna dahil edileceğini duyurmuştu.
Türkiye’de yapay zeka araçları ve uygulamaları en çok üniversite öğrencileri tarafından kullanılıyor.
Merkezi California’da bulunan Amerikan eğitim teknoloji şirketi
Chegg tarafından 2023’te yapılan bir küresel öğrenci anketine göre, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yüzde 30’u eğitim çalışmalarında veri üretebilen ve analiz edebilen, aynı zamanda dil modelleri ve “chatbot” gibi teknolojileri içeren yapay zeka uygulamalarını kullanıyor.
Ankete katılan üniversite öğrencilerinin yüzde 53’ü, bu uygulamaların daha hızlı öğrenmelerini sağladığını, yüzde 44’ü ise zaman kazandırdığı için bu uygulamaları kullandığını söylüyor.
Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yüzde 70’i bu uygulamaları günde birden fazla kullandığını dile getiriyor.
Türkiye’nin yanısıra, ABD, Avustralya, İngiltere, Brezilya, Hindistan, Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu toplam 15 ülkeden üniversite öğrencilerinin katıldığı araştırma, yapay zekanın üniversite öğrencileri arasında giderek artan kullanımını ve eğitimdeki etkisini ortaya koyuyor.
15 ülkedeki üniversite öğrencilerinin yüzde 40’ı yapay zeka uygulamalarını çalışmalarında kullandığını söylüyor.
Chegg’in CEO’su Schultz: “Türkiye’deki üniversite öğrencileri müfredatta daha fazla yapay zeka eğitimi olmasını istiyor”
Araştırmayı yürüten Amerikan teknoloji firması Chegg’in CEO’su Nathan Schultz, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’de son yıllarda artan üniversite sayısına dikkat çekerek, YÖK’ün 2024-25 akademik yılı için 71 yeni yazılım ve yapay zeka programı başlatacağını duyurduğunu ve bunun da Türkiye’nin eğitimde yapay zekanın öneminin farkında olduğunu gösterdiğini dile getiriyor.
Schultz yaptıkları araştırmanın, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yapay zeka konusunda daha fazla bilgiye aç olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek, “Araştırmaya katılanların yüzde 73’ü, müfredatlarının yapay zeka araçları konusunda eğitim içermesini istediklerini söylüyor” dedi.
Nathan Schultz, yapay zeka destekli öğrenme araçlarının önemine de dikkat çekiyor ve bu araçların öğrencilerin yalnızca bilişsel anlayışlarına değil aynı zamanda zaman yönetimi, eleştirel düşünme, öz değerlendirme ve kritik düşünmelerine katkı sağlayacağını söylüyor.
“Yapay zekanın Türkiye’de üniversite eğitimine devam ederken çalışan öğrencilere faydası çok olacaktır”
Schultz’un üst düzey yöneticisi olduğu Chegg teknoloji şirketinin küresel öğrenci anketi ayrıca, çalışmalarında yapay zeka araçlarını kullandıklarını söyleyen Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yüzde 33’ünün yanlış bilgi almaktan endişe duyduğunu ortaya koyuyor.
Schultz, bu konudaki endişelerin giderilmesinin eğitimde kullanılan yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesiyle mümkün olacağını söylüyor.
Yine aynı araştırmaya göre Türkiye’de üniversite öğrencilerinin yüzde 41’i eğitimlerine devam ederken, tam zamanlı çalışıyor. Nathan Schultz, yapay zekanın “meşgul öğrencilere” faydasının daha fazla olacağını söyleyerek, şöyle konuştu:
“Yapay zeka, her öğrencinin bireysel yeteneklerine, ilgi alanlarına ve uzun vadeli hedeflerine göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunma konusunda büyük bir potansiyele sahip. Yapay zeka, öğrenme analitiğini kullanarak her öğrenciye nasıl öğrendiklerini, hangi ortamın onlara en uygun olduğunu (metin, ses veya video) ve hangi belirli alanlara odaklanmaları gerektiğini (örneğin, okumak yerine daha fazla pratik yapmaları gerekip gerekmediğini) gösterebilir.”
Amerikalı yapay zeka uzmanı Cortes: “Yapay zeka iş dünyasında verimliliği ve üretkenliği olumlu etkileyecek”
Yapay zekanın eğitimin yanısıra iş dünyasına etkileri de gündemde. Bu çerçevede Türkiye’de temaslarda bulunan ve çeşitli şirketlerin üst düzey yöneticileriyle Mayıs ayında biraraya gelen Amerikalı yapay zeka iş uzmanı Luis Cortes, yaptıkları toplantılarda yapay zekanın üretkenliği, büyümeyi ve yaratıcılığı nasıl etkilediğini ele aldıklarını söyledi.
Türkiye’de katıldığı toplantılar sonrası VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan girişimci Cortes, dünyada çalışanların yaptıkları işlerin yüzde 20’sinin yapay zeka tarafından yapılabildiğine dikkat çekerek, “Bu durum, çalışanların daha tatmin edici faaliyetlere odaklanmasını ve yaptıkları sıkıcı işlerin sayısının azalmasını sağlayarak insanların ve şirketlerin potansiyellerinin en iyisine ulaşmalarını sağlayabilir” dedi.
Cortes, yapay zeka sayesinde insanların üzerindeki angarya işlerin azalacağını ve çalışanların, dolayısıyla da şirketlerin verimliliğinin artacağını söylüyor.
Yapay zekanın yeni istihdam alanları açma ve daha vasıflı insanları işe alma gibi potansiyele sahip olduğunu da belirten Cortes, şirketlerin ve kuruluşların buna kendilerini hazırlamalarının önemini vurguluyor.
Bu kapsamda Türk şirketlerinde üst düzey yöneticilerin yapay zeka eğitimleri aldığını belirten Amerikalı uzman, mühendislik bilgileriyle Türk şirketlerinin yapay zekaya kendilerini uyumlama isteğinin ve potansiyelinin yüksek olduğunu kaydediyor.
“Yapay zeka işinizi elinizden almayacak, ancak yapay zekayı sizden daha iyi kullanan biri işinizi elinizden alabilir”
Ancak Luis Cortes, her teknolojide olduğu gibi yapay zekanın da kötü amaçlarla kullanılma potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
“Maalesef kötü niyetli kişilerin sahte sesler, görüntüler veya videolar kullanarak insanları yanıltmaya çalıştığını görüyoruz” diyen Cortes, Türkiye’de katıldığı toplantılarda şirketlerin kendilerini gizlilik sızıntılarından veya fikri mülkiyet ihlallerinden nasıl koruyabileceklerini gözden geçirdiklerini kaydetti.
Yapay zekanın doğru olmayan yanıtlar verme eğiliminin de farkında olunması gerektiğini söyleyen Cortes, “Bu nedenle kullanıcılara her zaman yapay zekadan aldıkları sonuçları kontrol ederek doğru olduklarından emin olmalarını hatırlatıyorum” dedi.
Bazı insanların yapay zekanın işlerini ellerinden almasından endişe duyduğunu da kaydeden Luis Cortes, “Endişe duyanlara şunu söylüyorum; ‘Yapay zeka işinizi elinizden almayacak, ancak yapay zekayı sizden daha iyi kullanan biri işinizi elinizden alabilir’. Dolayısıyla şirketler sahip oldukları olanakların farkına vardıklarında ve yöneticileri ile çalışanları eğittiklerinde, yapay zekanın potansiyelini kullanmaya hazır hale geleceklerdir” diye konuştu.
Yapay zeka MGK kararlarına girdi
Türkiye uzun süredir yapay zekanın artan önemini ve olası sektörlere etkisini değerlendiriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Mayıs ayında bir haber kanalına verdiği demeçte, yapay zekanın yakından takip ettiği bir konu olduğunu söyleyerek, “Türkiye olarak yapay zeka konusunda çalışma içinde olmamız gerekiyor” dedi. Yapay zekanın özellikle istihbarat alanında etkili olacağını belirten Fidan, “İstihbaratta, analiz konusunda oyun değiştirici olacak” dedi.
Dışişleri Bakanlığı teşkilat yapısında son dönemde bu yönde yapılan bir değişiklik de dikkat çekti. Nisan ayında Bakanlık nezdinde kurulan birimler arasına Bilim ve Teknoloji Politikaları Genel Müdürlüğü de eklendi. Bu birimle yapay zeka dahil günümüz teknolojilerinin yakında takip edilerek, uluslararası ilişkilere etkisi analiz ediliyor.
Türkiye’nin son dönemde yapay zekaya verdiği önem Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarına da yansıyor. Mayıs ayındaki MGK toplantısında terörle mücadele, sınır güvenliği ve benzer konuların ele alındığının belirtildiği sonuç bildirgesinin 7. maddesi yapay zekaya ayrıldı.
Yapay zekanın, sunduğu büyük fırsatların yanısıra siber alanda oluşan yeni tehditleri de beraberinde getireceği kaydedilerek, Türkiye’nin yapay zeka çalışmalarına hazırlıklı olması ve bu konuya öncelik vermesi gerektiği vurgulandı.
Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı Küçükşabanoğlu: “Diplomasi masasında yapay zeka konusunda ne kadar iyiyseniz o kadar güçlüsünüz”
Türkiye’nin yapay zekayla ilgili hazırlıklarını, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) kurucusu ve başkanı Zafer Küçükşabanoğlu VOA Türkçe’ye değerlendirdi.
Yapay zekayla ilgilenmenin stratejik bir gereksinim olduğunu belirten Küçükşabanoğlu, Türkiye’nin yapay zeka konusunda daha köklü ve reformist adımlar atmasının gerekliliğini, Bakan Fidan’ın yapay zekayla ilgili girişimlerinin ve bu konuya dikkat çekmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Son yıllarda ülkelerin diplomasi masasında yapay zeka, uzay, iklim gibi konuları konuştuğunu kaydeden Küçükşabanoğlu, “Diplomasi masasında yapay zeka konusunda ne kadar iyiyseniz o kadar güçlüsünüz. Günümüz dünyasında konvansiyonel savaş kalmadı, artık teknolojinin ön planda olduğu savaşlar başlıyor. Yapay zekayla istihbaratta veri toplanabiliyor, analiz edilebiliyor, yorumlanabiliyor. Bu da hız kazandırıyor. Yani yapay zeka istihbarata hız kazandırıyor” dedi.
Yapay zekanın birçok raporun ortak rakamına göre 2030 yılına tüm dünyada 15,7 trilyon dolarlık bir ekonomik hacim yaratacağına dikkat çeken Küçükşabanoğlu, “Yapay zeka yine 2030 yılına kadar birçok rapora göre tüm dünyada 85 milyon istihdam kaybına yol açacak ama diğer yandan da 97 milyon yeni istihdam yaratacak. Peki Türkiye bu pastadan payını alacak mı? O nedenle yapay zeka konusunda ciddi reformlar yapılması lazım” diye konuştu.
Zafer Küçükşabanoğlu, Oxford Insight’ın devletlerin yapay zekaya hazır olma endeksine göre Türkiye’nin 2020 yılında 63. sırada olduğunu, 2023 yılında ise 47. sıraya yükseldiğini kaydederek, “Türkiye olarak dünyada ilk 20 ekonomi arasındasınız ama yapay zeka endeksinde 47. sıradasınız. Burada bir eksiklik var. Ama Türkiye’nin bu eksikliklerini giderecek 27 milyonluk genç nüfus potansiyeli var” ifadelerini kullandı.