Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı HR McMaster, yeni kitabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump’ı “oyuna getirerek” Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Suriye savaşının “kaçınılmaz galibi” olacağına ikna ettiğini yazdı.
Middle East Eye’dan Ragıp Soylu’nun haberine göre; eski Başkan Donald Trump’a 20 Şubat 2017 ile 9 Nisan 2018 arasında hizmet eden McMaster, kısa süre önce “Kendimizle Savaştayız: Trump Beyaz Saray’ındaki Görev Turum” isimli bir kitap çıkardı. McMaster, kitapta, Erdoğan’ın Trump’ı, TSK güçlerinin Suriyeli Kürt silahlı unsurları temizlemesine izin vermek için ABD güçlerini Suriye’nin kuzeyindeki bazı bölgelerden çekmesi için sürekli zorladığını yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında 24 Kasım 2017’de gerçekleşen ve Erdoğan’ın Trump’a ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) destek vermesinin artık bir gerekçesi kalmadığını söylediği telefon görüşmesine atıfta bulunan McMaster, şunları yazdı:
“Putin gibi Erdoğan da Esad’ı Suriye iç savaşının kaçınılmaz galibi olarak göstererek Trump’ın Türkiye-İran-Rusya arabuluculuğunda savaşın sona erdirilmesine onay vermesini sağladı. Trump duyduklarının yalan olduğunu biliyordu ama Putin gibi Erdoğan da Trump’ın Orta Doğu’da sürekli askeri operasyonlardan duyduğu hoşnutsuzluğu nasıl kullanacağını bulmuştu. Erdoğan SDG’ye devam eden silah transferlerini ‘para israfı’ olarak niteledi”
“ERDOĞAN BENİ BİR ENGEL OLARAK GÖRÜYORDU”
McMaster, Erdoğan’ın Suriye’de bağımsızlık isteyebilecek ve Türkiye’nin doğusunda Kürt milliyetçileri tarafından uzun süredir talep edilen bölgelerde hak iddia edebilecek bir Kürt ordusunun gelişmesini önlemek için Trump’a “yalan söylediğini” iddia etti.
“Putin ve Erdoğan Trump’la oynuyorlardı” diye yazan McMaster, “Eğer bu durumun tartışmasız kalmasına izin verseydim, ulusal güvenlik danışmanı olarak görevimi ihmal etmiş olurdum” diyerek kendisinin uyarılarda bulunduğunu ima etti.
McMaster ayrıca hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hem de Erdoğan’ın kendisini Trump ile ilişkilerinde bir engel olarak gördüklerini de belirtti. “Trump’la aramızın açık olduğunun farkında olan Erdoğan, konuşmalarını geciktirdiğimi öne sürdü. Trump masanın arkasından bana kaşlarını çattı” diyerek liderler arasında 22 Mart 2018’de gerçekleşen bir başka telefon görüşmesine atıfta bulundu.
“TRUMP DA ERDOĞAN’I YANLIŞ YÖNLENDİRİYORDU”
McMaster ayrıca Trump’ın kendisinin de zaman zaman Erdoğan’ı yanlış yönlendirdiğini iddia etti.
McMaster’a göre 24 Kasım 2017’deki telefon görüşmesinde Erdoğan, SDG’ye devam eden silah transferlerini para israfı olarak nitelendirdi. “Trump bunu yuttu. ‘Haklısınız, bu çok saçma’ dedi” şeklinde yazan McMaster, Trump’ın “’General McMaster’a artık kimseye silah verilmeyeceğini söyledim. Bunu General McMaster’ın yüzüne karşı söyledim!” dediğini aktardı.
Ancak McMaster, tam tersine Trump’ın kendisine hiçbir zaman silah sevkiyatını durdurma emri vermediğini yazdı. Erdoğan aynı telefon görüşmesinde McMaster’dan yine şikayetçi oldu ve onu telefon görüşmesini geciktirmekle suçladı. McMaster, “Trump, Erdoğan’a istediği zaman ulaşabilmesi için kişisel bir telefon numarası vereceğini söyledi” diye yazdı.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLER SALLANTIDAYDI
İki ülke arasındaki ilişkiler o dönemde Suriye, Ankara’nın Rus hava savunma sistemi S-400’leri satın alması ve Amerikalı Rahip Andrew Brunson’ın Türk hükûmetine karşı komplo kurmak suçlamasıyla hapse atılması gibi bir dizi anlaşmazlık nedeniyle sallantıdaydı. McMaster bu arka planla 10-11 Şubat 2018 tarihlerinde İstanbul’a giderek dönemin Cumhurbaşkanlığı Danışmanı İbrahim Kalın ve dönemin İstihbarat Başkanı Hakan Fidan ile görüştü.
Görüşmelerin ardından McMaster, Beyaz Saray yönetimine Washington’ın Türkiye stratejisini “tam bir dağılmadan kaçınmak gibi mütevazı bir hedefe” vurgu yaparak ve Türkiye’deki ABD askerî varlıklarının taşınması da dahil olmak üzere en kötü senaryo için acil durum planları geliştirerek yeniden düzenlemesini önerdi.
McMaster tarafından belirtilmemiş olsa da kendisi muhtemelen Türkiye’nin İncirlik hava üssünde bulunan ve 50 adet B61 nükleer bombaya ev sahipliği yapan nükleer cephaneliğe atıfta bulunuyordu. McMaster şöyle yazdı:
“Türkiye stratejimizi, Türkiye’deki ABD askeri varlıklarının taşınması da dahil olmak üzere en kötü senaryo için acil durum planları geliştirirken, tam bir parçalanmadan kaçınmak gibi mütevazı bir hedefe vurgu yaparak geliştirmemizi önerdim”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***