Irak’ın Kerkük kentindeki Vilayet Meclisi üyelerinin bir bölümünün, 10 Ağustos’ta başkent Bağdat’ta bir otelde yaptıkları toplantıyla kentin yeni valisini belirlemesi, ülkede büyük tartışma yarattı.
Oylamada valilik görevine, Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden (KYB) Rebwar Taha seçildi.
Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Hasan Turan liderliğindeki Irak Türkmen Cephesi (ITC) ve bazı Arap üyeler toplantıya tepki gösterdi ve bu seçimi meşru bulmadıklarını açıkladı.
Bu partiler ayrıca yeni yönetimin kentin tüm siyasal ve toplumsal gruplarını temsil etmeyecek bir yapıda olduğunu da savundu.
Türkiye’de iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) de Kerkük’te yaşananları eleştirdi.
Peki bu kriz nasıl oluştu? Farklı partilerin tepkisinin arkasında neler var ve krizin sonuçları neler olabilir?
BBC Türkçe, Kerkük’teki krizle ilgili merak edilenleri inceledi.
Kriz nasıl ortaya çıktı?
Kerkük bir yandan içinde farklı etnik, dini, mezhepsel grupları barındırması diğer yandan zengin petrol yataklarıyla bilinen bir kent.
Hem Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) hem de Federal Irak Yönetimi açısından kritik olan kente, Türkiye ve İran gibi bölge ülkeleri de özel önem veriyor.
En son 2005’te yapılan Kerkük Vilayet Meclisi seçimleri, 18 yıl aradan sonra ilk kez 18 Aralık 2023’te gerçekleştirildi.
Bu seçimlerde hiçbir parti ezici bir çoğunluk kazanmadı.
16 üyeli mecliste KYB beş, Arap Koalisyonu üç, KDP iki, ITC’nin öncülüğündeki Türkmen partilerinin oluşturduğu Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi iki, Arap Kiyade iki, Arap Urube grupları bir sandalye elde etti.
Hristiyanlar için belirlenen kota sandalyesi ise Babil Hareketi’nden bir ismin oldu.
Partiler arası anlaşmazlık nedeniyle uzun bir süre vilayet yönetimi belirlenemedi.
Başbakan Muhammed Şiya el-Sudani’nin talimatıyla Vilayet Meclisi Meclisi 11 Temmuz’da ilk oturumunu gerçekleştirdi. Yasal bir süreç olarak bunun ardından belirli bir süre içinde valinin belirlenmesi gerekliliği ortaya çıktı.
Kerkük Vilayet Meclisi’nin üyelerinden beş KYB’li, üç Arap ve bir Hristiyan üye, 10 Ağustos’ta Bağdat’ta bir otelde toplandı ve valilik ile meclis başkanlığı için oylama yaptı.
BBC Türkçe’ye konuşan Iraklı gazeteci Suadad el-Salhy, ilk aşamada ülkedeki Sünni Arapların en büyük partisi Takaddum’un lideri Muhammed el-Habusi ile Şii parti Asaib Ehlik Hak’ın lideri Kays el-Hazaki’nin Kerkük konusunda bir işbirliğine gittiklerini sonra iki liderin de iyi ilişkide olduğu diğer aktörleri bu denkleme kattıklarını ve sonunda böyle bir ittifak ortaya çıktığını söylüyor.
ITC, KDP ve bazı Arap üyeler ise toplantıya katılmadı.
Oylamaya katılanlar İran ile iyi ilişkileri bulunan KYB’nin üyesi Rebwar Taha’yı vali, Arap üye Muhammed Hafız’ı ise Meclis Başkanı olarak belirledi.
Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid, Taha’yı Kerkük Valisi olarak atayan kararnameyi onayladı.
KDP ve Arapların tepkisi nasıl oldu?
KDP, ITC, eski Kerkük Vali Vekili Rakan el-Cuburi’nin liderliğindeki Arap İttifakı bu duruma tepki gösterdi.
KDP Sözcüsü Mahmud Muhammed tarafından yapılan açıklamada, kendilerinin daha önce Arap ve Türkmen temsilcilerle toplantılar yaptıklarını, görüşmelerde Kerkük Valisi’nin üçlü (Kürt, Arap, Türkmen) dönüşümlü olmasında mutabakata varıldığını savundu.
Muhammed, Mesud Barzani’nin ilk dönemde valinin tarafsız bir Kürt olması konusunda ısrar ettiğini belirtti.
Rudaw’ın haberine göre açıklamada, “10 Ağustos Bağdat’ta Reşid Otel’de yapılan; Türkmen temsilcilerinin, bazı Arapların ve KDP’nin olmadığı bir toplantıda, tarafların haberi olmadan Kerkük Valisi ve yerel yönetimin belirlenmesi yasadışıdır, sorunludur ve doğru bir yol değildir” ifadeleri kullanıldı.
Arap İttifakı’ndan Rakan el-Cuburi ise Bağdat’taki toplantının bilgisi dışında yapıldığını ve Arap bileşenlerin haklarının çalındığını söyledi.
Türkmenlerden protesto gösterisi
ITC, toplantının yasal olmadığını savunarak iptali için Irak Yüksek Federal Mahkemesi’ne başvurdu.
ITC’nin çağrısıyla Kerkük’te bir protesto gösterisi düzenlendi.
Gösteride “Hakkımızı söke söke alacağız” ve “Kerkük Türk’tür Türk kalacak” sloganları atıldı.
Burada konuşan ITC Başkanı Hasan Turan, Türkmenler olmadan Kerkük’te barış ve istikrarın sağlanamayacağını söyledi.
AKP Sözcüsü Çelik: Türkmenlerin, Arap grupların dışlanması sağlıklı ve kabul edilebilir bir durum değil
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, yaşananları “Türkmenleri dışlayan yaklaşım” ifadesiyle eleştirdi.
Ömer Çelik, “Burada KYB’nin fiili bir durum oluşturarak Türkmenleri dışlaması, diğer Arap grupları dışlaması, Kürdistan Demokrat Partisi’ni (KDP) dışlaması gibi bir siyaset tarzının doğru olmadığını değerlendiriyoruz” dedi.
Çelik, “Bu bahsettiğiniz seçim bu çerçeveye aykırı bir durum oluşturmuştur. Sadece KYB eksenli bir durum oluşturmuştur. Bu da Türkmenlerin dışlanması, Arap grupların dışlanması gibi bir tablo ortaya çıkarmıştır. Bu sağlıklı bir durum değildir ve kabul edilebilir bir durum değildir” diye konuştu.
Türkiye’nin geleneksel olarak ITC ile iyi ilişkileri bulunuyor.
Ankara’nın KDP ile de son dönemde ilişkilerinin derinleştiği görülüyor.
Hükümet, KYB’ye yönelik eleştirilerini ise son dönemde artırmış durumda.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Mart ayında yaptığı açıklamada, “Süleymaniye’deki Kürdistan Yurtseverler Birliği liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur” demişti.
Türkiye, Kerkük’te “dönüşümlü valilik” sistemini destekliyordu.
Bağdat ile son dönemdeki güvenlik başta olmak üzere çeşitli alanlardaki ilişkileri gelişen Ankara’nın, Kerkük’te de KYB’nin ağırlık merkezinde olduğu bir yönetim istemediği biliniyordu.
Kriz sona mı erdi, yoksa derinleşecek mi?
Irak Yüksek Federal Mahkemesi 20 Ağustos’ta verdiği kararla, yapılan yürütmeyi acilen durdurma başvurusunu reddetti.
Irak’ta, Kerkük’te yaşananlarla ilgili kamuoyu tartışmalarında iki ana görüş ortaya çıkmış durumda.
Bunlardan birine göre Kerkük’teki kriz, valinin belirlenmesiyle birlikte sona erdi.
İkinci görüşe göre valinin belirlenmesiyle kriz daha da derinleşecek.
Vali Taha ise göreve başlama konuşmasında barış içinde bir kent vurgusu yaptı.
BBC İzleme Servisi’nin aktardığına göre Awene internet sitesine göre Taha, atamadan dokuz gün sonra yayımladığı bir kararnameyle vilayetin resmi dairelerinde Arapça ve Kürtçe’nin yanı sıra Süryanice ve Türkmence’nin de resmi belgelerde yer almasına karar verdi.
Awene’ye göre Taha kararnamesinde “Bu, Kerkük’ün kardeşlik kimliğini ve topluluklarının çoğulculuğunu vurgulamak içindir” dedi.
BBC İzleme Servisi’nin aktardığına göre KYB lideri Talabani de, KYB’nin Kerkük’teki tüm etnik ve dini toplum gruplarına hizmet etmeye bağlı olduğunu ve yeni belirlenen Kerkük Valisi’nin sadece Kürtlerin çıkarlarına hizmet eden biri olmayacağını söyledi.
KYB’nin polit bürosunun açıklamasında ise “Bu sadece KYB ve Kürtler için bir zafer değil tüm Kerküklülerin, tüm toplum kesimlerinin bir başarısı” ifadesi kullanıldı.
KYB iki yılda bir görev değişimi yapılacağını da söylüyor.
Iraklı gazeteci Suadad el-Salhy, Kerkük’te şu an gergin bir atmosferin olduğunu söylüyor.
El-Salhy, “Kerkük’te KDP’nin ve Türkmenlerin önemli aktörler olduğunu, olanı biteni seyretmelerini beklemenin gerçekçi olmadığını, bu yüzden son anlaşmanın uzun süre devam etmeyeceğini düşündüğünü” söylüyor.
Bu arada daha önce ertelenen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi seçimleri 20 Ekim’de yapılacak.
Kerkük’te son süreçte artan KDP ve KYB geriliminin bu seçimlere nasıl yansıyacağı da merak ediliyor.
Kerkük’teki durumun gelecek yıl Irak’ta yapılacak seçimler üzerindeki olası etkileri de dikkatle izlenecek gibi duruyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***