Türkiye’de işsizlik Haziran ayında bir önceki aya göre binde 7 oranında artarak yüzde 9,2 olarak ölçüldü. En son 2023 Nisan ayında yüzde 10,2’yi gören oran, son 15 ayın en yüksek işsizliği olarak kayıtlara geçti.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) yapılan açıklamada işsiz sayısının 234 bin arttığı belirtildi.
Ülkede toplam işsiz sayısı 3 milyon 305, istihdam edilen sayısı ise 32 milyon 522 bin olarak açıklandı.
Genç nüfustaki işsizlik yüzde 17,6 ölçülürken geniş tanımlı işsizlik yüzde 29,2’ye yükseldi.
Toplam istihdam ise bir önceki aya göre, 231 bini kadın olmak üzere 341 bin azaldı.
Mayıs ayında yüzde 14,8 olan genç nüfustaki işsizlik ise Haziran ayında yüzde 17,6 hesaplandı.
TÜİK’in “mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı” diye ifade ettiği geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 29,2 oldu. Mayıs ayında geniş tanımlı işsizlik yüzde 25,4’tü.
Prof. Aziz Çelik: “Geniş tanımlı işsizlik rekor kırdı; ekonomi politikası işsizliği tetikliyor”
Uygulanan ekonomik programın kaçınılmaz olarak işsizlik yaratacağını aylar önce öngördüğünü belirten Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Aziz Çelik, bu artışın sonbahar yerine yaz başında gelmesinin geniş tanımlı işsizliği bugüne kadar görülen en yüksek noktaya ulaştırdığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Çelik, “Yaz aylarında Türkiye’de turizm, tarım ve inşaatta ciddi hareket olduğundan Haziran’da işsizliğin düşmesi beklenirdi. Ancak veriler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Sanayide yüzde 4,7 daralma var. Bu ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin düştüğünü gösteriyor. Ben bu düşüşe şaşırmadım. Ama 341 bin kişilik daralma hem de Haziran ayında çok yüksek. Geniş tanımlı işsizlik ise rekor kırdı. Pandemi döneminin bile üzerine çıktı. Ben sonbahar aylarında işsizlikte dikkat çekici bir artış bekliyordum. Ama neredeyse üç ay erkenden işsizlik artışına tanık oluyoruz. Çünkü piyasa tarafında krediler yüksek, ücretler düşük, talep azalıyor ve bu ekonomi politikası işsizliği tetikliyor” dedi.
AK Parti öncesindeki 13 yılda yüzde 7,7 olan işsizlik oranı, AK Parti’yle geçen 20 yılda ortalama yüzde 10,3 oldu
AK Parti’nin kazandığı 3 Kasım seçimlerinin gerçekleştiği 2002 yılını da içine alan AK Parti öncesindeki son 13 yılda Türkiye’de ortalama işsizlik oranı yüzde 7,7 oldu.
AK Parti’nin aralıksız iktidarda olduğu 2003 ile 2023 yıllarında ise ortalama işsizlik oranı yüzde 10,3 olarak ölçüldü.
2003 yılında yüzde 10,5 olan işsizlik, bu 20 yılda en yüksek seviyeyi 2009 yılında gördü. O yıl yüzde 14 olan işsizlik oranı bu süre zarfında en düşük seviyeye 2012’de indi. AK Parti’nin iktidarının onuncu yılında işsizlik yüzde 9,2 ölçüldü.
AK Parti öncesinde Cumhuriyet boyunca ölçülen en yüksek işsizlik oranı 1978 yılındaki yüzde 10,1’di.
Prof. Kozanoğlu: “Bu işsizlik trendi devam edecek, kış aylarında yüzde 14-15 işsizlik olabilir”
Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Hayri Kozanoğlu, bu yıl sonunda AK Parti’nin 2009 yılında kırdığı enflasyon rekorunu geliştirme ihtimali olduğunu belirtiyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Kozanoğlu, “Haziran’da aylık işsizlik yüzde 0,7 (binde 7), atıl işgücü oranı yüzde 3,8 yükseldi. Bu açıkça insanların bu ücretlere, bu asgari ücrete çalışmak istemediğini gösteriyor. Çünkü bu parayı kazanmak için o işe gitmek gerek, üstüne başına almak gerek. Bunlar maliyetli ama kazanç o kadar yok. Belli ki bu işsizlik trendi devam edecek. Çünkü öğrencilerin işgücüne katıldığı yaz başında turizm, inşaat ve tarımdan istihdam artışı gelmedi. Haziran ayında durum böyleyse sonbahar sonu kış başında yüzde 14, yüzde 15 işsizliğin olabileceği anlaşılıyor. Çünkü talep daha da düşecek. İşyerleri, çalışanları son ana kadar çıkarmak istemez ama yeni işe alımda bulunmayacakları ortada” ifadelerini kullandı.
Türk ekonomisinin stagflasyon riski artıyor mu?
Mart ayından bu yana uygulanan ekonomik programın Türkiye ekonomisini sonbahar aylarında stagflasyon (durgunluk ve enflasyon) riskiyle karşı bırakacağını dile getiren Prof. Kozanoğlu, artık bu durumun kaçınılmaz hale geldiği düşüncesinde.
Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi, “Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibinin ‘enflasyonu düşüreceğiz’ diyerek ekonomiyi boğacaklarını söylüyordum. Evet, bu talebi kısan, tüketimi azaltan ama sanayideki daralmayla birlikte şimdi görüyoruz ki üretimi de azaltan bu politika doğal olarak ekonomiyi de 2025 içinde yüzde 30’a kadar indirecek. Ama bu beraberinde bir durgunluk da getirecek. İki dönem arka arkaya ekonomi daralacak. Yüzde 20 üzerinde bir enflasyonla bu daralma birlikte olunca teknik olarak bu bir stagflasyon olacak. 2025 yılı enflasyon beklentisinin yüzde 14’te tutulması ekonominin çok keskin bir fren yapma riski çok yüksek olduğunu gösteriyor. Net reel faizler bu durumda yüzde 40-45 olacak. İşletmeler ve bireysel borçluları zor günler bekliyor” diye konuştu.