Gönüllüler ve avukatlar, Ankara Mamak Belediyesi’nin barınağına yaptığı ziyarette padokların ve beslenme düzeninin yönetmeliğe uygun olmadığını, yerlerde dışkı olduğunu ve temizlik şartlarının sağlanmadığını, yasak ırkların küçük kafeslere hapsedildiğini ve hijyen, beslenme şartlarının sağlanmadığını, yönetmelikte olmasına rağmen ziyaretleri sırasında barınakta veteriner hekim bulunmadığını ve hasta köpeklerden bazılarının küçük padoklarda bakımları yapılmadan ölümü beklediğini gözlemledi.
Sokak köpeklerine ‘ötanazi’ tartışmalarına neden olan ve kamuoyunda büyük tepki çeken”7527 Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 2 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından Niğde ve Altındağ’dan köpek katliamı haberleri geldi. Öte yandan; barınakların durumu da hayvanların yaşaması ve bakımı için uygun değil, bakımevlerinden gelen ihbarlara göre; hayvanlar bakımsızlık ve açlıktan birbirlerine saldırıyor.
Mamak Belediyesi’ne ait hayvan bakımevi 10 Ağustos’ta gönüllüler ve avukatlar tarafından ziyaret edildi. Bakımevini ziyaret edenler burada “doğal yaşam alanı” olduğu iddia edilen alanların “yaşam” ile ilgisi olmadığını belirtirken 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Uygulama Yönetmeliği uyarınca kurulan bakımevinin, anılan Yönetmeliğin 22-24. maddelerinde tanımlanan koşulların neredeyse hiçbirini taşımadığını aktardı.
Barınağı ziyaret eden avukat ve gönüllüler gözlemlerini T24’e aktardı. 10 Ağustos’ta yaptıkları ziyarette barınakta veteriner hekimlerin bulunmadığını ve barınak personelinin yönetmeliğe uygun olmadığı söylenen durumlar için “Veteriner olmadan işlem yapamam” dediğini aktaran gönüllü ve avukatlar, şunları söyledi:
“Barınak ziyaret saatleri 13.00 ile 15.00 arasında sınırlandırılarak son derece kısıtlı tutulmuş. Görevli personelden ziyaretimize eşlik edecek veteriner hekim ya da veteriner teknikeri talep edildi ancak ziyaret saatlerinde bakımevinde bulunmadıkları söylenerek isteğimiz karşılanmadı. Görevli personelden alınan bilgiye göre bakımevinde 3 veteriner hekim ve 2 veteriner teknikeri olduğu, bu 3 veteriner hekimden birin Mamak Belediyesi’ne bağlı olan Evcil Hayvan Polikinliğinde çalıştığı, ikinci veteriner hekimin sahada köpek toplama araçlarına eşlik ettiği, diğer veteriner hekiminse izinli olduğu söylendi. Düzenli olarak bakımevinde kalan veteriner hekim olmadığını gördük.
“Kısırlaştırma dahil operasyon yapılmıyor, büyükşehir belediyesine ait bakımevine naklediliyorlar”
Yine görevli personelce tarafımıza söylendiği üzere bakımevinde kısırlaştırma dahil olmak üzere operasyon yapılmıyor. Bunun üzerine 3 veteriner hekimin çalıştığı söylenen bakımevinde çalışma sisteminin nasıl işlediği personele soruldu. Sorulan soruya karşılık olarak; bölgedeki küpesiz köpekleri toplayarak bakımevindeki çadırlı alana getirdikleri, daha sonra köpekleri kısırlaştırma operasyonu için Büyükşehir Belediyesine ait olan Karataş Bakımevine naklettiklerini, orada bu operasyonu gerçekleştirdiklerini daha sonra tekrar kendi bakımevlerine naklederek burada köpekleri padoklara dağıttıklarını söyledi.”
“Bakımevindeki köpek sayısı net değil”
Gönüllü ve avukatların barınak personelinden edindiği bilgiye göre; bakımevinin iç kısmındaki padok sayısının 50 olduğu, dışarıda doğal yaşam alanı olduğu iddia edilen çakıl taşıyla doldurulmuş etrafı telle çevrili alanla birlikte toplam kapasitenin bin 200 ile iki bin köpek arası olduğu belirtildi. Öte yandan; alınan karar doğrultusunda bakımevinin mevcut alanının arttırılacağı da personel tarafından ifade edildi.
“Yasak ırk sayılmayan cinsler de ‘yasak ırk’larla aynı padokta”
Bakımevindeki köpek sayısının net öğrenilemediğini belirten gönüllü ve avukatlar, “yasaklı ırk”ların arasında yasağa tabii olmayanlarında tutulduğunu ifade ederek şunları aktardı:
“Padok ve doğal yaşam alanı olduğu iddia edilen alanlardaki toplam köpek sayısı net olarak öğrenilemedi. Aynı şekilde yasaklı olarak tabir edilen köpeklerin sayısı da net bir şekilde belirtilmedi. Ayrıca bu köpekler arasında yasağa tabi olmayan cinsler de bulunuyor. Personele uyarıda bulunarak bu köpeklerin yerlerinin değiştirilmesi talep edildiğinde ise veteriner hekim bulunmadığından, görevli personel bunu işlemi yapmadı”
“Küçük ve büyük ırklar aynı padokta, küçükler kendini koruyamıyor”
Küçük ve büyük ırk köpeklerin aynı padokta olduğunu, küçük ırkların kendini koruyamadığını aktaran gönüllü ve avukatlar, şöyle konuştu:
“Toplumda rağbet gören cinslerin yani golden, terrier gibi cinlerin de bulunduğu alanda yaklaşık olarak 23 civarı köpek olduğunu gördük. Alandaki bazı köpeklerin kavga ettiği ve dezavantajlı olan tarafın kendini koruyabileceği bir bölmenin olmadığı da gözlemlendi.
Bakımevindeki istisnasız her padok ve alanda köpekler hiçbir sınıflandırma yapılmaksızın yerleştirilmiş ve bu da sorunlara neden oldu. Gereğinden fazla köpekle dolu padoklar görüldüğü gibi ziyaret esnasında köpekler arasında kavgalara da şahit olduk. Köpekler alanlara yerleştirilirken ilgili uygulama yönetmeliğinde tek tek açıklanan sınıflandırmalara uyulmamış olduğu tespit edilmesi üzerine görevliye neye dayanarak köpekleri dağıttıkları sorduk. Sınıflandırmanın alınan bölgelere göre olduğu; küpeli küpesiz, hasta sağlıklı fark etmeksizin hepsinin aynı padoğa konulduğu yanıtını aldık.
“Bazı padoklar oturacak yer olmayacak şekilde dolu, köpekler istiflenmiş”
Bazı padokları köpeklerin oturacağı yer kalmayacağı şekilde dolu.Nedeni sorulduğunda da yine hiçbir sınıflandırma(küpeli küpesiz, sağlıklı hasta vs) yapılmaksızın sadece aynı bölgeden alındıkları için istiflendiği söylendi. Çadır alanın Karataş’a tedavi veya kısırlaştımaya giden ve sonrasında dönen köpeklerin kaldığı alan olduğu söylenmişse de alanın hijyenik koşulları operasyon öncesi ve sonrası için uygun olmadığını gözlemledik.Bazı padoklarda 1 köpek varken en az 12 dışkı görüldü.”
“Hasta köpeklerin kaldığı alanı göstermek istemediler, yasak ırklar küçük alanda tutuluyor”
Köpeklerin ortalama 5 metrekarelik alanlarda tutulduğunu fakat yasaklı ırkların 5 metrekareden de küçük alanlarda tutulduğunu söyleyen avukat ve gönüllüler, gözlemlerini şöyle anlattı:
“Köpeklerin kaldığı alanlar; çadır içerisinde yer alan padok şeklinde ortalama 5 m2lik alanlar, doğal yaşam alanı şeklinde çakıl taşla dolu ve etrafı telle çevrili diğerlerine görece geniş alanlar ve yasaklıların kaldığı 5 m2 daha küçük alanlar olarak gözlemlenmiştir. İç kısımda hastaların kaldığı yerler ise tarafımıza gösterilmemiştir.”
“Köpeklerin kışın soğuktan, yazın ise sıcaktan korunacağı alanlar yok”
Gönüllü ve avukatlar köpeklerin tutulduğu padokların mevsim şartlarına uygun olmadığını belirterek yaz ve kış aylarından sıcak veya soğuktan korunacak alanlar olmadığını vurguladı.
“Doğal yaşam” alanı olduğu iddia edilen bölmelerin şartları karşılamadığını ve tek bir ağaç, en ufak bir yeşillik olmadığını ve mama, su kontrolünün alfa köpeklerde olduğunu belirten avukat ve gönüllüler şöyle devam etti:
“Doğal yaşam alanı olarak ayrıldığı belirtilen ve içerisi taşlarla dolu alanın üstü açık olup, etrafında tek bir ağaç veya en ufak bir yeşillik bulunmamakta. Çorak arazinin tellerle çevrilerek içine kulübelerin yerleştirilmesi suretiyle hayvanlar için ‘doğal’ yaşam alanı denilmişse de bunun yaşamla ilgisi olmadığı açık. Bu alanda köpeklerin kışın soğuk havadan korunabilecekleri yazları ise gölgelik alan neredeyse yok denecek kadar az.
“Mama ve suya erişim alfaların kontrolünde, diğerleri zayıf ve bakımsız kalmış”
Özellikle doğal yaşam alanı olarak tabir edilen alanlarda köpeklerin mamaya ve suya ulaşımlarının alfa köpeklerin kontrolünde olduğu, dezavantajlı köpeklerin temel ihtiyaçlarını gideremedikleri için zayıf ve bakımsız kaldıklarını gördük. Bakımevi görevlisine uyarıda bulunduk ve bu köpeklerin ayrılması istenmişse de ‘veteriner hekim olmadan ben bir şey yapamam’ yanıtını aldık. Yine doğal yaşam alanlarında kapalı alanlar yetersiz kalmış olup hayvanlar yazın sıcağa kışın da soğuğa maruz kalıyor.”
“Yasaklı ırkların hijyeni sağlanmamış, hasta hayvanları göstermediler”
Yasaklı ırk olarak tabir edilen cinslerin adeta ölüme terk edildiğini, padoklarında hijyen sağlanmadığını, zeminde idrar ve dışkı olduğunu belirten gönüllü ve avukatlar, alanda yoğun bir koku olduğunu da aktardı. Öte yandan; hasta hayvanların bazılarının kaldığı alanlara giriş izni verilmediğini söyleyen gönüllü ve avukatlar, hasta köpeklerin bölümünde kapıların kapalı olduğunun da altını çizdi.