İSTANBUL – Gözaltı ve tutuklamalara gerekçe yapılan halayların Kürt kültüründeki önemini anlatan Grup Hevra üyeleri, “Halaylarımıza dört elle sarılalım. Halay çekmek bizim direnişimizin bir boyutudur” diye kaydetti.
Sanal medyada ırkçı hesapların Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenleri hedef göstermesinin üzerinden başlatılan gözaltı ve tutuklama furyası sürüyor. Mersin, Agirî, İstanbul, Sêrt, Êlih, Colemêrg ve Amed’de çok sayıda kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Yargı kararlarıyla suç olmadığına karar verilen Kürtçe şarkılara, gözaltı ve tutuklamalara gerekçe yapılıyor.
ÇETİN: KÜRT KÜLTÜRÜ YOK EDİLMEK İSTENİYOR
İstanbul’da kültür ve sanat faaliyetleri yürüten Grup Hevra’nın üyeleri, Kürtçe şarkılar ve halayın kriminalize edilmesini değerlendirdi. Kürtlere dönük baskı ve asimilasyon politikalarının cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sürdürüldüğünü söyleyen Fatma Çetin, söz konusu politikaların temel hedefinin Kürt kültürü ve sanatını yok etmek olduğunu söyledi.
“Kültürümüz, sanatımız, dilimiz, şarkılarımız, halaylarımız bizim kimliğimiz ve varlık sebebimizdir” diyen Çetin, yaşanılanlara ses çıkarılmaması halinde diğer kültürlere dönük de benzer saldırıların yaşanabileceği uyarısında bulundu. Çetin, “Türkiye farklı halklar ve kültürleri barındırması bakımından zengin bir yer. Bugün Kürtçeye ve Kürt kültürüne dönük bu saldırılara karşı ses çıkarılmadığı takdirde ‘tek dil, tek devlet, tek millet’ bilinci hakim kılınıp, bu farklı halklar ve kültürler de yok olmayla karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle kültürümüz ve sanatımızı savunmalıyız” ifadelerini kullandı.
HALAY’IN KÜRTLER İÇİN ÖNEMİ
Kriminalize edilmek istenen halayın Kürtler için büyük önem taşıdığına dikkati çeken Baran Sünbül, “Birçok halkın kendi oyunları, dansları vardır. Kürtlerin halayı bu anlamda ayrı bir özgünlüğe ve öneme sahiptir. Kürtler tarihsel olarak sürekli komünal, dayanışmacı, eşitlikçi bir yaşam tarzı sürdürmüşlerdir. Bu bakımdan paylaşıma önem veren bir halktır. Dolayısıyla bu paylaşımcı yönlerini manevi alana da taşırlar. Bazı halkların oyunlarında -belki liberal ideolojinin etkisiyle- bireysel danslar ön plandadır. En fazla bir ya da iki kişinin uyum içerisinde dans ettiğini görürüz. Ancak Kurdistan’da yüzlerce insanın el ele tutuşup halay çektiğini görürüz. Toplumun tüm dinamiklerini aynı anlam uğruna ahenk içerisinde bir arada bulunduğunu görebiliyoruz. Burada Kürt’ün halayına bakarak bile Kürt’ün tarihini, kültürünü, dayanışmacı ve hümanist yönünü net bir şekilde görebiliriz. Dolayısıyla Kürt toplumunun kültürel dokusunu tanıtma, yayma ve canlı tutma noktasında halay çok önemli bir yer ediniyor” dedi.
‘ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARIYLA SALDIRIYOR’
Sünbül, son yaşanan saldırılarda doğrudan Kürtlerin değerlerinin hedef alındığını ve halayın da hedef alınan değerlerin başında geldiğini söyledi. Sünbül, şunları söyledi: “İdeolojik ya da örgütsel mücadele yürüten özgürlük kurumlarına saldırı zaten sürekli oluyordu. Vekillerinden eşbaşkanlarına kadar herkesi tutuklama hadsizliğinde bulunan bu faşist iktidar, saldıracak neyi kaldı bunu arıyor. Çünkü Kürt’ün her şeyine saldırmış. Kürt halkının mücadelesine karşı koyabileceği tek bir araç kalmış; özel savaş politikaları. Bununla Kürt halkını ve gençlerini teslim almak istiyor. Kürt’ün en büyük moral kaynağının halay olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla özel savaş politikalarıyla saldırı gerçekleştiriyor. Halay çeken gençlere ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısı dinlettiriliyor” ifadelerini kullandı.
BAYDOĞAN: KÜRT GENÇLERİ HEDEF ALINIYOR
Sanal medya üzerinden algı operasyonları yürütüldüğünü söyleyen Edanur Baydoğan ise, “Halay aslında tarihimizden gelen bir şey ve hemen hemen hergün her yerde halaylar çekiliyor. Ama bu tutuklamalarla Kürt gençlerine gözdağı verilmek isteniyor. Sosyal medyada servis edilen görüntülerle sistemin yaydığı şey; ‘Kürtler halay çeksinler ama slogan atmasınlar’ şeklindedir” diye belirtti.
Bazı gençlerin tutuklanmasına gerekçe yapılan “Bîjî Serok Apo” sloganına dair yargı kararlarını hatırlatan Baydoğan, tutuklamaların hukuk dışı olduğunu kaydetti. Baydoğan, “AKP-MHP faşist iktidarının kendi hukukuna uymadığı ya da bu hukukun Kürt halkına karşı kullanılmadığı görülüyor. Buna karşı biz halaylarımıza dört elle sarılıp, kendi kültürümüzün devam etmesini sağlayacağız. Halay çekmek bizim direnişimizin bir boyutudur. Bundan hiçbir şekilde vazgeçmememiz gerekiyor” dedi.
DOĞAN: DİRENMELİYİZ
Zeynep Doğan da, “Kürt halkına dönük topyekun kültürel soykırım saldırısı yapılıyor. Bizler de bunlara karşı topyekun cevap olmalı ve direnmeliyiz. AKP-MHP faşizmi bilsin ki halaylarımız, devrim halaylarımızı çekene kadar devam edecek” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***