* Mahfi Eğilmez
Sosyal medyada yer alan son yorumlardan anladığım kadarıyla birçok kişi, iki cümlelik bir yorumun ilk cümlesini okuyor, ikinciyi okumuyor ya da ilk cümleye takılıp ikinciyi hafızasından siliyor. Mesela “Faizin artırılması şarttır. Ama yanında mutlaka yapısal reformlar da yapılmalı, yoksa faiz artışı işe yaramaz” diye yazıyorum, sonra yapısal reformlar yapılmadan gerçekleştirilen faiz artışı işe yaramayıp da bu durumu eleştirdiğimde bazı arkadaşlar diyor ki: “hani faiz artırılınca her şey iyi olacaktı?” Oysa hep söylediğim şey şuydu: “Faiz tek başına bir ekonomiyi batırabilir ama tek başına bir ekonomiyi çıkaramaz. Yanında mutlaka yapısal reformlar da yapılmalı.” Bunu yazınca bu kez yapısal reformların ne olduğunu soranlar çıkıyor. Onlara da tek tek yanıt vermakten sıkıldığım için Yapısal Reformlar ve Türkiye başlıklı bir kitap yazdım
Türkiye gerçekten ilginç bir ülke, tam anlamıyla bir sosyal laboratuvar. Her gün bir başka tarafa savruluyor insan, her gün şaşırtacak bir olay çıkıyor karşınıza. Bazen artık şaşırmaktan yorulduğumuzda kanıksamış bir tavırla “bunu yaşamıştık” deyip geçiyoruz. Benzer bir durum mesela Finlandiya’da ya da Danimarka’da yaşansa bilim insanları haftalarca üzerinde çalışıp çözümlemeye çalışırlar. Düne kadar haram saydığı faizi, tek başına ekonomiyi kurtaracak bir mucize gibi gören insanların varlığı mesela çok tipik bir örnek.
Bu konularda yazılmış yazılarımdan birisini ve bazı eski X yorumlarımı paylaşıyorum. Bunlara bir göz atarsanız düşüncelerimde bir değişiklik olmadığını en başından beri faiz artışının yanında yapısal reformların yapılması gerektiğini aksi takdirde faiz artışının tek başına işe yaramayacağını savunduğumu göreceksiniz.