AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’i kastederek, “Karabağ’a ve Libya’ya girdiğimiz gibi, onlara da benzerini yapabiliriz” sözlerine Azerbaycan yönetiminden resmi bir tepki daha geldi.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yasama organı, Azerbaycan Millî Meclisi tarafından çıkarılan yasa, kararname, yönetmelik ve genelge gibi düzenlemelerin yayımlanarak yürürlüğe girdiği resmî gazete, ‘Azerbaycan’ da yayınlanan baş yazıda, Erdoğan’ın açıklamaları sert sözlerle eleştirildi.
Gerçek Gündem’de yer alan habere göre yazıda şu ifadeler kullanıldı:
”Bu askeri zafer, tüm tarihimizin en görkemli başarısıdır. Peki bu zaferin sahibi kimdir, zaferin sebebi nedir?
‘Dost sandığımız kişiler…’
Şu anda bazı Türk kamuoyunda ve medya kuruluşlarında, Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılmasına diğer ülkelerin de katkıda bulunacağı yönünde iddialar ortaya atılıyor.
Ve yine ne yazık ki Türk medyası toplumu ilgilendiren konuları unutarak yeni bir yapay gündem yarattı. İsrail devletine askeri müdahale olacağı ve “Karabağ’a girdiği gibi Kudüs’e de girecekler” şeklindeki malum açıklamanın yorumu, taraflı bir istikamette yürütülmekte, gerçek çarpıtılmakta ve apaçık bir provokasyona gidilmektedir. Ermenilerin yalanını anladık, niyetleri, amaçları belli. Ama bu iftirayı söyleyenler arasında dost sandığımız kişilerin de olması gerçekten üzücü.
‘Kardeşlik samimi olmalıdır’
İki devlet arasındaki ilişkilere gölge düşürmemek adına defalarca göz ardı ettiğimiz noktalar vardı. Ama şimdi bu konunun üzerine gitmek doğru değil. “Türkiye Vatanseverlik Savaşı’nda Azerbaycan’a nasıl yardım etti?” Sorunun cevabını arayalım. (aslında bu retorik bir soru!)
Azerbaycan-Türkiye ilişkileri elbette ki dünyada eşine az rastlanan, Azerbaycanlılar ile Türklerin ortak kökene sahip kanıtlanmış kardeşliğine dayanan bir işbirliği şeklidir. Halkımız Çanakkale’de binlerce şehit verdi, hatta ücra köylerden insanlarımız son parçalarını yardıma gönderdi. Sovyet Azerbaycan’ın kuruluşunun ilk günlerinde N. Nerimanov’un desteğiyle Türkiye’ye para, altın ve akaryakıt yardımı gönderen sadece bizdik. Son yıllarda yaşanan yangın ve depremlerde devlet ve millet olarak her zaman Türkiye’nin yanında olduk, her türlü yardımı yaptık. Elbette 106 yıl önce Türk askerinin Bakü’nün kurtuluşuna katılımını unutmuyoruz.
Zaferin sahibi çoktur, yenilgi ise yetim kalır; bu söz ne yazık ki Azerbaycan’ın Vatanseverlik Savaşı’ndaki zaferi için de kullanılabilir.
Halkımızın, ordumuzun ve komutanımızın helal zaferi ele geçirme ve kendi adına sahiplenme çabalarını tüm Azerbaycan hayal kırıklığı ve derin üzüntüyle görüyor ve izliyor.
‘Kardeş, kardeşe yaptığı ile övünmez’
Kardeş Türkiye’de yapılan malum açıklamalar 44 gün savaşının gerçeklerini açıkça çarpıtıyor. En önemlisi Ermeni değirmenine su döküyor!
Atalarımız sağ elin verdiğini sol el bilmez, kardeş kardeşe yaptığıyla övünmez demişler. Hatta Türkiye’nin Vatanseverlik Savaşı’nda siyasi ve manevi desteğin yanı sıra her türlü desteği sağladığını varsayalım. Neden Ermenistan ve dünya Ermenileri, ABD, Fransa ve diğer tanınmış devlet ve güçler de dahil olmak üzere bunu bir manipülasyona zemin olarak ilan etsinler?
Türkiye’nin ya da başka bir ülkenin Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılmasına katıldığını, siyasi ve manevi desteğin yanı sıra özellikle askeri alanda başka yardımlar da sağladığını iddia etmek temelden yanlıştır. Bilerek veya bilmeyerek ortak düşmanımız olan dünya Ermenilerine mevzi kazandırmaktır!
Türk ordusunun ya da bazı paralı askerlerin Vatanseverlik Savaşı’na “katılımından” bahsedip yazanlar tek bir gerçeği ortaya koyamıyorlar. Veya özü itibariyle 44 gün savaşından aşağı kalmayan terörle mücadele operasyonlarına herhangi bir ülkenin katılımı tartışma konusu olmamalıdır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***