HABER – İNCELEME | ERSAN KIRLI
Bangladeş’te Pazartesi günü göstericiler başbakanlık sarayını bastı, 15 yıldır ülkeyi yöneten 76 yaşındaki otoriter kadın lider Sheikh Hasina, dün ülkeden helikopterine atlayıp Hindistan’a kaçtı.
Ordu kaçan başbakanın ardından açıklama yaptı; Hasina’nın istifa ettiği, geçici hükümet kurulacağı açıklandı. Düne kadar başbakanın emrinde olan ordu, göstericilere bize güvenin suçlular cezalandırılacak dedi. Eski başbakan ve muhalefet lideri hapisten çıkarıldı, meclis feshedildi.
Bangladeşli çoğu öğrenci olan protestocular Nobel ödüllü Muhammed Yunus’un seçimler yenilenene kadar geçici hükümete liderlik etmesini istedi. Ülkedeki son seçimler bu yılın Ocak ayında yapılmış, bazı muhalifler seçimden men edilirken diğer bir muhalefet partisi de seçimleri boykot etmişti. Göstericiler, Hasina için diktatör ifadesini kullanırken ülkedeki iktidarın son yıllarda artarak otoriterleştiği biliniyordu.
Eski başbakan döneminde bir dizi yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya kalan ve yargılan Muhammed Yunus, Hasina’nın istifasını ülkenin “ikinci kurtuluş günü” olarak nitelendirdi. 2006 yılında Nobel ödülü alan Yunus, kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarının intikam amaçlı olduğunu söyledi.
Bangladeş ordu şefi Waker-Uz-Zaman, Pazartesi günü hükümet karşıtı protestolarda öldürülenler için adalet sözü verip ordunun geri çekileceğini belirtti. Zaman, “Orduya güvenin, tüm cinayetleri soruşturacağız ve sorumluları cezalandıracağız. Hiçbir ordu ve polisin herhangi bir şekilde ateş açmaması emrini verdim.” dedi.
Ordu, salı günü öğrencilerle masaya oturup meclisi feshetti. Uluslararası toplumdan orduya ülkeyi en kısa sürede seçime götürme çağrısı yapılırken ordu yetkililerinin idareyi kısa süre içinde muhalefetteki siyasilere bırakması bekleniyor. Ordu, aksi takdirde öğrencilerin tekrar sokaklara inmesinden korkuyor.
Protestocular ise sokaklarda Başbakanın istifasını kutluyor. 1971’de Pakistan’dan bağımsızlığını kazanan Bangladeş’de birçok protestocu bugünün ikinci kurtuluş günü olduğunu savunuyor. Başbakanlık konutunu basan göstericilerin ayrıca iktidar partisinin bazı ofislerini de ateşe verdiği aktarılıyor.
PEKİ BURAYA NASIL GELİNDİ?
Bir aydan daha uzun süredir devam eden öğrenci protestoları kamuya alımlarda uygulanan kota sistemine bir tepki olarak başladı. 1971’deki bağımsızlık savaşında yer alan özgürlük savaşçılarının torunlarına ve diğer bazı gruplara verilen ayrıcalıklardan rahatsız olan öğrenciler sokaklara indi.
Protestolar büyüyünce güvenlik güçleri öğrencilere müdahale etti ve Temmuz ayında 200’e yakın gösterici hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin çoğu polis tarafından vuruldu. Çok fazla sayıda göstericinin ölmesi ve protestoların dinmemesi üzerine hükümet geri adım attı ve uygulanan kota yüzde 30’dan 5’e düşürüldü.
Ancak göstericiler tekrar sokaklara indi. Öldürülen, yaralanan, gözaltına alınan arkadaşları için adalet isteyen göstericiler artık tek bir hedef için sokaklardaydı: İktidarın görevden çekilmesi, Başbakan’ın istifa etmesi.
Öğrenci grupları Pazar gününden itibaren sivil itaatsizlik çağrıları yaptılar. Halka vergi ödemeyin, fatura ödemeyin, fabrikaları kapatın, çalışmayın, hükümeti çalışamaz hale getirelim çağrısında bulunan öğrenciler Pazar günü bir kez daha sokaklara indi. İşte bu sivil itaatsizlik çağrısının ilk gününde, Pazar günkü gösterilerde yüze yakın insan öldü. Polisin açıklamasına göre hayatını kaybedenlerin 14’ü polisti. Hükümet karşıtları sadece polisle değil, aynı zamanda ülkenin birçok yerinde hükümet yanlısı gruplarla da çatıştı. Hükümet yanlıları da sokağa indi.
Daha önce öğrencilerle oturup konuşmayı teklif eden başbakan söylemini sertleştirdi. Karşısındakileri öğrenci, protestocu olarak değil, suçlu, terörist olarak nitelemeye başladı. Hükümet yetkilileri yumuşak davrandıklarını aksi takdirde bir katliam yaşanacağını iddia etti.
Pazar günü onlarca göstericinin öldürülmesinin yanısıra internet kesildi, sokağa çıkma yasakları iptal edildi. Sokağa çıkma yasağı kapsamında ülkede 3 gün tatil ilan edildi. Son iki haftada 11 bin’e yakın muhalif gösterici ve öğrenci gözaltında alındı. Ancak tüm önlemler işe yaramadı ve göstericiler Pazartesi günü yine sokaklara çıktı, hükümet sarayına yürüdü.
Pazartesi günü yaşanan olaylarda 56 kişi daha hayatını kaybetti ama protestoların bastırılamayacağını anlayan Başbakan Hasina, kızkardeşi ile birlikte helikoptere atlayıp Hindistan’a kaçtı. Göstericiler, Hasina’nın başbakanlık ofisini bastı.
Öğrenciler şimdilik istediğini aldı
Kota sisteminden geri adım atılmasına rağmen tekrar sokaklara inen, arkadaşları için adalet isteyen ve başbakanın istifasını isteyen öğrenciler şimdilik istediklerini aldı. Yüzlerce göstericinin ölmesine rağmen Başkanan Hindistan’a kaçtı. Yeni seçimlerle yeni hükümetin kurulması bekleniyor. 15 yıllık iktidarın sonunu adaletsizlikten, haksızlıktan bıkan gençler getirdi.
Bangladeş, Türkiye’den çok daha demokratik!
Freedom House verilerine bakıldığında iki ülkenin de demokrasiden çok uzak olduğu görülse de otoriterlik noktasında Erdoğan rejimi, Bangladeş’deki yönetimden çok daha baskıcı. Gösteriler sırasında internetin yasaklandığı Bangladeş’te internet özgürlüğü yüz üzerinden 43 puanla ‘kısmen özgür’ olarak nitelendirilirken Türkiye’nin internet özgürlüğü skoru aynı yıl için yüz üzerinden 30 ve ‘özgür değil’ olarak sınıflandırılmış.
Freedom House’un 2024 raporuna göre siyasi özgürlüklerde Türkiye 40 üzerinden 17 puan alırken Bangladeş ise 15 puan alarak Türkiye’nin gerisinde kalmış. Sivil özgürlüklerde ise Bangladeş, Türkiye’nin açık ara önünde yer alıyor. Türkiye, 60 üzerinde 16 puan alabilirken Bangladeş’te sivil özgürlükler 60 üzerinde 25 puan ile değerlendirilmiş. Genel tabloda Türkiye için 33 puanla ‘özgür değil’ ibaresi kullanılırken Bangladeş 40 puanla ‘kısmen özgür’ olarak kategorize edilmiş.
Venezuela’da Maduro inadını sürdürüyor
Freedom House verilerine göre Türkiye’den daha baskıcı olan Venezuela’da ise Maduro seçimi kaybetmesine rağmen iktidarı bırakmıyor. Son yıllarda nüfusunun neredeyse 4’te biri ülkeyi terk eden Venezuela’da Maduro’nun iktidarını sürdürmesiyle yeni bir göç dalgası oluşmasından komşu ülkeler endişe duyuyor. 8 milyon’dan fazla Venezuelalı, Maduro yönetiminden ve ekonomik sebeplerden kaçarak ülkeyi terk etti.
Geçen hafta yapılan tartışmalı seçimlerden sonra muhalefet seçimi açık ara farkla kazandığını belirtirken Maduro’ya bağlı seçim kurulu kendisini yüzde 51 oyla galip ilan etmişti. ABD ve AB’den birçok ülke ise Maduro’nun galip ilan edildiği seçim sonuçlarını tanımıyor.
Muhalefet liderleri, polis ve silahlı kuvvetleri diktatör Maduro ve onun “aşağılık çıkarlarını” terk etmeye çağırırken muhalif isimler González ve Machado hakkında polis ve askeri yetkilileri yasaları çiğnemeye teşvik ettikleri gerekçesiyle ceza soruşturması başlatıldığı duyuruldu.
Seçimlerden sonra yapılan gösterilerde en az iki bin kişinin gözaltına alındığı belirtilirken insan hakları grupları ayrıca en az 22 kişinin güvenlik güçleri veya hükümet yanlısı çeteler tarafından öldürüldüğünü açıkladı.
Maduro ise üst düzey askeri yetkililer ve ağır silahlı birliklerle kameraların karşısına geçerek güç gösterisi yaptı. Muhalefeti “ezip geçme” sözü veren Maduro, “Bolivarcı devrimi korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu” söyledi.
Bangladeş’te protestocular başbakanlık sarayını bastı, Başbakan Hasina ülkeyi terk etti
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***