PROF. M. EFE ÇAMAN | YORUM
Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin yeni rejimin Jandarma Genel Komutanı. Kendisine makamını, rütbesini, rızkını veren varlık sebebi zat-ı devletlerini iyi bilen, rejimin üst kademesince büyük zorluklarla meydana getirilen narko-ağın bilincinde ve onu koruma ve kollamaya yeminli, altında yer aldığı içişleri bakanının arz ve taleplerini ikiletmeden ivedilikle yerine getiren, kulağı kesik cevval biri olduğu anlaşılıyor. Bu millete efendi değil, hizmetkâr olmaya geldiğini söylüyor. Millet elbette yerli ve milli olanlar. Ki bu kütle zat-ı devlet haşmetli “şahsım”, küresel liderlerin lideri reis beyefendi hazretleri tarafından temsil edilmektedir.
Anlamayanlar anlayanlara anlatsın. ‘Sayın Cumhurbaşkanım, sayın başkomutanım’ derken insanın gerçekten de tüyleri diken-diken oluyor. Sadakate, görev bilincine, mertliğe ve dik duruşa bakar mısınız efendim! Personel, “arraç” (iki R ile yazılınca daha sofistike araç manasına gelmektedir) sağlanmasında kendisinden desteğini esirgemediği için zat-ı alilerine şükranlarını ve minnettarlığını sunuyormuş! Vay be. Destek vermeyebilirdi tabi reis. Yani, “Versem mi, vermesem mi? O, bu yoksa sen mi, yesem mi yemesem mi?” şeklinde düşünürken, sağ olsun reis “Vereyim madem beyau!” demiş, ömrünü Arif komutandan alsın, Erdoğan’a versin Mevla’mız diyelim biz de o halde. Âmin.
Türkiye yüzyılında… Şefkat ve merhametin yüzyılında… Üzerine düşen görev ve vazifeyi başarmak için aziz şehitlerin yolunda, kahraman gazilerin izinde gidiyormuş komutan. Kahraman bir şekilde bayrağı sallamaya hazırmış. Yok, protein eksikliğinden değil. Duygulanmış. Hislenmiş. Vazife ve görev gibi, eş anlamlıları tekrar ederek anlam güçlendirmesi yapıyor. Komutan güçlü kalemi olan biri, belli! Bu özelliğiyle liyakate dayanan AKP kadrolarının genel profiline uyuyor. Devlet şahlanmış arkadaş. Rezalet, kıç yalama, vıcık-vıcık falan diyenler külliyen vatan hainidir azizim. Arif paşa yüksek devirli, pardon yüksek IQ’lu bir Türk evladı. Ona çamur atmaya çalışan Amerikan ve Batı ajanı dış mihrak piyonlarının aksine, tüm varlığını kleptokrasiye, ay pardon, demokrasiye adamış bir devlet adamı.
‘Sayın başkomutanım!’ dediğinde o kadar içten söylüyor ki, eğer başka bir üst rütbe verme imkânı olsaydı vallahi Erdoğan hemencecik verirdi. Aklıma geldi, acaba mareşallik düşünür mü Saray bu kahraman silah arkadaşı güzide kumandan için? Çünkü eğer biri bu rejimin mareşallik rütbesini hak edecekse, önerimdir, aha da işte burada yazılı olsun: Arif komutan en birinci ve en aslan kuşu mareşal olmalıdır. Aslan kuşu terimi hem aslan hem de kuş olabilen masal kahramanlarına verilen bir addır. Arif komutan hem aslan hem kuş! Askerine sert ve kükreyen bir aslan, sahibine, ay pardon, başkomutanına narin bir serçe. Bu millet, bu devlet, bu medeniyet tarih boyunca defalarca azimle mermeri delmiş, işte bugün de aynı geleneği bu kodamanla, ay pardon yazım hatası oldu, komutanla yerine getiriyor.
Arif kumandan şevkle, aşkla, inançla, kararlılıkla, yüksek ahlak ve şahsiyet seviyesiyle konuşuyor. Ona sefil, geri zekâlı, yalaka, şahsiyetsiz, hain, embesil, sahibinin ses, falan diyenler kesinlikle kendisine büyük haksızlık ediyor. Bence Arif kumandan başı dik, zeki, onurlu, yurtsever, embesil olmayan, izzet-i nefis sahibi, bağımsız iradeli bir komutandır.
Gülmeyin! Gül-me-yin!
Öyledir. Ona bir yerlerde birileri, “Arif bak bağırarak konuş, etkili olursun cidden!” demiş, sağ olsun. Ne güzel tavsiye! Kumandan bu tavsiyeye itibar etmiş. Cırtlak sesiyle avazı çıktığınca bağırıyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bakın cidden ama cidden en güzel şekilde temsil ediyor. Bu komutan yedek subaylıktan da gelmemiş, ki öyle olsa da bağrımıza basardık. Hatta çavuşluktan gelse üzerine eş zamanlı ve eşgüdümlü MİT müsteşarı ve dışişleri bakanı yapardık. Bu devlet bu neferlerle bugünkü konumuna geldi. Bunlar muhteşem Türk büyükleridir. Bahçeli gelse elini öper bir gelenek, daha önceleri yoktu. Bunlar hep bu rejim tarafından var edildi.
Bu rejim, Türk milletinin bütün karakterini, bütün meziyetini, bütün kapasitesini ortaya koymuştur. Yaşasın necip milletimiz! Var olsun devletimiz, hatta zat-ı devletleri! Arif kumandan, komuta ettiği bütün askerleri, subayından erine en iyi şekilde temsil etmektedir. Her kim ki onun konuşmasından gocunuyor, bilinmeli ki Türkiye devletinin kat ettiği muhteşem mesafeyi görmek istememektedir. Kasıtlı olarak dünya liderliğimizi, hatta dünya egemenliğimizi gölgelemek istemekteler. Onlara inat, izzet-i nefis rekortmeni bu muhteşem ötesi süper paşa ve süper hatip, bedeniyle ve üniformasıyla TSK’nın geldiği yeri en güzel şekilde ortaya koymaktadır.
Bence üniformasında ampul şeklinde bir vatanseverlik madalyası taşıması gerekiyor. Bu madalyaya zat-ı devlet-i emir-ül şipşak denmeli. İstiklal Madalyası gibi, dış mihraklarla mücadele edelim, hatta gerekirse oradan pudra şekeri falan ithal edelim, dış ticaret açığını kapatma konusunda çağ atlayalım şeklinde formüle edebileceğimiz Yeni Türkiye mottolarını sembolize etmeli. Hatta Jandarma Komutanlığı amblemi değişmeli, ampulün aydınlattığı pudra şekeri paketleri ve komutanların makam araçlarında sınırdan geçen Afgan mülteciler temalı bir çalışma yapılmalı.
Çok gurur duyduk, gözlerimiz yaşardı. Sağ olasınız Arif Çetin Paşa.
TSK çok farklı bir yerlerde bugün!
Komuta kademesi ve onların zat-ı devleti vasıtasıyla bugünleri de idrak ettik çok şükür.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***