– Dönerin “geleneksel ürün adı” (TGS) olarak tescil edilmesi talebiyle Türkiye’den Avrupa Birliği’ne (AB) yapılan başvuruya itiraz süresi doluyor. Türkiye’deki döner üreticilerini temsil eden İstanbul merkezli Uluslararası Döner Federasyonu tescil için başvuruda bulunmuş, ilgili ilan 24 Nisan’da AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanmıştı. Karşı görüşlerin iletilmesi için tanınan üç aylık sürede Almanya’daki üreticiler 10 ayrı itiraz dilekçesi sundu.
Peki Türk derneği ne istiyor? Almanya’nın en popüler sokak lezzetinin akıbeti ne olacak?
TÜRKİYE’NİN TALEBİ NE?
DW Türkçe’nin aktardığına göre, Türkiye’nin tescil talebi dönerin kalitesi veya bu ürünü kimin üreteceğine değil, neyin döner olarak adlandırılacağına odaklanıyor. Tescil başvurusunda dönerin sadece yukarıdan aşağıya ve 55 santimetre uzunluğunda bir bıçakla kesilebileceğine vurgu yapılıyor. “Et döner” olarak adlandırılan üründe kullanılacak hayvanın yaşı sığır için en az 16 ay, koyun için ise en az altı ay olarak belirtiliyor. Ayrıca baharat içeriğine dair de ayrıntılı bir tarif veriliyor.
ALMAN YASALARIYLA TANIM UYUŞMAZLIĞI VAR
Almanya’da ise daha genç hayvanlar kullanılabiliyor. Ayrıca döner içindeki kıyma miktarı, baharat oranı ve hazırlanışında kullanılan bıçak tipleri de farklılık gösteriyor. Almanya’da döner endüstrisi 1992’de regüle edilmiş, kalite standartları belirlenmişti. Tavuk dönere dair bir tarif içermeyen Alman kuralları, üründe kullanılabilecek kıyma miktarını en fazla yüzde 60 ile sınırlıyor. Ancak bu standartların yaygın olarak ihlal edildiği biliniyor.
DÖNER DAHA PAHALI OLACAK ENDİŞESİ
Tescil gerçekleşirse ortaya çıkacak yeni durumun işletmelerinde “döner” tabelası kullanmaya devam etmek isteyen firmaları maliyet artırıcı ek önlemler almak zorunda bırakacağı belirtiliyor. Uzmanlar bir hayvana daha uzun süre bakmanın getireceği yem ve diğer ek masrafların bile tek başına önemli maliyet artışlarına yol açacağını söylüyor. Tariflerini değiştirmek istemeyen üreticiler ise dönere yeni bir isim vermek zorunda kalabilir. “Drehspiess” yani “Dönen şiş” alternatiflerden biri.
Tescil başvurusu yalnızca maliyet artışına yol açacağı için değil Alman kültürünü olumsuz etkileyeceği için de tepki çekiyor. Almanya’da döner günlük yaşamının önemli bir parçası. Türkiye’den 1960’lı yıllarda gelen ilk kuşak göçmenlerin yaygınlaştırdığı döner, iki ülkenin halklarının birlikteliğinin sembolü haline geldi. Öyle ki Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Nisan ayında yaptığı Türkiye ziyaretine yanında bir Türk döner ustasıyla gelmişti. Steinmeier İstanbul’da yaptığı konuşmada, “Berlin’deki Türk misafir işçiler tarafından geliştirilen döner kebap, artık Almanya’nın ulusal yemeği haline geldi. Hiçbir fast food yemeği Almanya’da dönerden daha çok satılmıyor, daha çok yenmiyor, hatta daha çok ihraç edilmiyor” ifadelerini kullanmıştı.
FİYATI, ALMAN EKONOMİSİ İÇİN GÖSTERGE
Döner son birkaç yıldır Alman ekonomisi için de adeta gösterge ürünlerden biri. Hayat pahalılığı döner fiyatı üzerinden tartışılır oldu. Ülkede günlük 400 ton döner tüketiliyor, sektörün yıllık cirosu ise 2,4 milyar euro.
UZLAŞI MÜMKÜN MÜ?
Üç aylık ilan süresinin dolmasıyla tarafların uzlaşı görüşmelerine davet edilmesi bekleniyor. Altı aylık görüşme döneminin sonunda bir uzlaşı olmasa bile AB tek taraflı olarak tescili uygun bulup bulmadığına karar verebiliyor. Daha önce Almanya “Pizza Neapolitan”ın tesciline de itiraz etmiş, altı aylık sürede İtalya, tarifteki un tipinden geri adım atmıştı. Orijinal tarif İtalya’ya has bir beyaz un türü içeriyordu.
Halihazırda TSG başvurusu onaylanmış çeşitli ülkelerden 68 ürün bulunuyor. Türkiye’nin kahve, lokum, baklava ve yoğurt için de geleneksel ürün adı talepleri bulunuyor ancak daha eski tarihli olmalarına rağmen bu ürünlerle ilgili tescil süreci başlamadı. (Kaynak)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***