Türkiye’de Mehmet Şimşek yönetiminde uygulanan ekonomi politikaları, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından olumlu karşılanmaya devam ediyor. Fitch Ratings ve S&P’nin Mart ve Mayıs aylarında yaptığı not artırımlarından sonra, Moody’s de tarihinde ilk kez Türkiye’nin kredi notunu iki kademe birden yükseltti.
Böylelikle Moody’s kararı öncesinde Uganda, Moğolistan ve Kongo ile aynı seviyede yer alan Türkiye, iki kademe not artışından sonra ise Bangladeş, Kosta Rika ve Namibya ile aynı seviyeye yükselmiş oldu.
Ekonomideki sıkıntıları hafifletebilmek için uluslararası sermaye girişlerine ihtiyaç duyan Türkiye, hala her üç kuruluşun listesinde “yatırım yapılabilir ülke” seviyesinin dört basamak altında yer alıyor.
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist ve yatırım danışmanlarına göre, AKP iktidarı ekonomide her şeyi doğru yapsa bile, Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkması en az iki yıl alacak. Olası bir erken seçim kararı ve sonrasında “rasyonel” politikalardan uzaklaşılması halinde ise ülke notu yeniden düşüşe geçebilir.
İki kademe birden yükseltti
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B3″ten “B1″e yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu. Moody’s raporunda, Türkiye’nin kredi notunun tarihte ilk kez iki kademe birden yükseltilmesinin temel nedeni olarak ortodoks para politikasına kararlı ve “giderek daha iyi yerleşen geri dönüş” gösterildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) olan güvenin arttığına ve uygulanan para politikasının güçlendiğine işaret edilen raporda 2025 yılı sonu enflasyon beklentisi de yüzde 38’den yüzde 30’a çekildi.
Ayrıca sıkı politika duruşunun Türkiye’nin yüksek dış kırılganlığını önemli ölçüde azalttığına işaret edilen açıklamada, pozitif görünümün yukarı yönlü risk dengesini yansıttığı kaydedildi. Öte yandan ülkedeki siyasi risklerin kredi notunu olumsuz etkileme potansiyelinin devam ettiğine vurgu yapıldı.
“Türkiye için bir ilk oldu”
DW Türkçe’ye konuşan Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu Ekonomist Murat Sağman’a göre, iki kademe not artırımının başlıca sebebi Mehmet Şimşek ile birlikte “ortodoks” para politikalarına geri dönüş ve Merkez Bankası politikalarındaki kredibilite artışı oldu.
Moody’s’in Türkiye değerlendirmesinde Fitch ve S&P’ye göre zaten geri kalmış olduğuna, dolayısıyla iki kademeli bir artışın şaşırtıcı olmadığına vurgu yapan Murat Sağman, “Şimdi en azından bir dengelenme oldu. İki kademde birden not artışı yapılması ise Türkiye için bir ilk” diyor.
Ancak Türkiye’nin kredi notu artmış olsa da Türkiye hala “yatırım yapılabilir ülke” seviyesinde değil. Türkiye’nin bu seviyeye ulaşması için ise Fitch, S&P ve Moody’s’den dört kademe daha not artırımı alması gerekiyor.
Türkiye’nin notu en son Mayıs 2013’te “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkarılmıştı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’nin kredi notu her üç şirket tarafından da düşürülmeye başlanmış, 2019’da ise en düşük seviyeyi görmüştü.
Ne zaman “yatırım yapılabilir ülke” olur?
Bundan sonraki süreçte en çok merak edilen konu ise, Türkiye’nin ne zaman yeniden “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkacağı. Peki Türkiye’nin önünde daha ne kadar yol var?
Küresel sermaye, döviz ve emtia piyasalarına ilişkin danışmanlık hizmeti sunan STRFS (Stratejistanbul Financial Solutions) Başstratejisti Dr. Atahan Çelebi, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, yaşanan not artışlarının Türkiye’ye sermaye girişi açısından olumlu bir gelişme olduğunu söylüyor. Bununla birlikte Çelebi, not artışının beklenen bir gelişme olduğu için 22 Temmuz Pazartesi günü piyasalar açıldığında ciddi bir etki yaratmayacağı görüşünde.
“Doğru politikaların devam etmesi gerekiyor”
Bundan sonra gerek yerli gerekse yabancı yatırımcıların en önemli beklentisinin Türkiye’nin notunun “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkması olduğunu kaydeden Atahan Çelebi, “Türkiye’den kurumsal tahvil alımları, menkul kıymet alımları esasen bu koşul sağlanırsa gerçekleşecek. O yüzden ekonomi politikalarında yaşanan olumlu sürecin devam etmesi gerekiyor. Özellikle döviz rezervlerindeki artışın sürmesi, net rezervin yükselmesi önemli. Ekonomik göstergeler, uygulanan politikaların etkisini yansıtmalı” diye konuşuyor.
İstatistiksel olarak bakıldığında Türkiye koşullarında bir ülkenin kredi notu düştükten sonra yeniden yükselişe geçmesi için yedi yıla yakın bir süre gerektiğine işaret eden Çelebi, “Ancak Türkiye’deki öngörülemez siyasi süreçler belirsizliği artırıyor” diyor.
Uzmanlar: Her şey iyi giderse iki yıl sürer
Türkiye’de önümüzdeki üç yıl sonunda yeni bir seçim ortamına girileceğinin altını çizen Atahan Çelebi, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Bu noktada para politikasının ve mali disiplinin devam edip etmeyeceği tartışma konusu. Eğer bu koşullar altında devam edersek, benim tahminim 2 yıl içerisinde Türkiye’nin kredi notu yine yatırım yapılabilir seviyenin alt kısmına ulaşacaktır. Fakat tekrar altını çizelim. Seçim döneminde daha önce yaşandığı gibi gevşek politikalar, geri dönüş sinyalleri verilirse bu kredi artışları beklemeye girer. Ve bu pozitif eğilim kısa sürer.”
Son not artırımının sadece bir başlangıç olduğunu, henüz “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkmak için dört not artırımına daha ihtiyaç olduğunu dile getiren Ekonomist Murat Sağman da, şu görüşleri dile getiriyor:
“Yatırım yapılabilir seviyeye gelmemiz, her şeyi doğru yaparsak iki yıldan önce olmaz. Doğru politikalar dediğimiz enflasyonun düşmesi, hukuk başta olmak üzere kurumların bağımsız çalışması… Bunlar çok önemli. Tabi ki bu not artışları yatırımcı ilgisini artıracaktır ama yeterli değil.”
Üç kurum da not yükseltti
Son not kararı ile birlikte 2024 başından bu yana üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu da Türkiye’nin notunu artırmış oldu. Moody’s Ocak ayında Türkiye’nin B3 olan kredi notunu değiştirmemiş, görünümünü durağandan pozitife yükseltmişti. Fitch Ratings, Mart ayında Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı. S&P ise Mayıs yerel seçimlerin ardından Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltmişti.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ARAM EKİN DURAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***