IŞİD tarafından 2014 yılında konsolosluk çalışanlarıyla birlikte 101 gün rehin tutulan eski Musul Başkonsolosu ve Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, 15 Temmuz’a fiziken karışmayan veya darbeyi planlamayan kişilerin için yeniden adil bir şekilde yargılanmasını istedi.
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, 15 Temmuz kaos ve kumpas gecesinin sonra başlatılan nefret operasyonlarında tutuklanarak cezaevine atılan on binlerce kişi için adil yargılama talebinde bulundu.
15 Temmuz’un üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen adil yargılama isteyen masum insanların sesini duyuramadığına dikkat çeken Yenilik Partisi Genel Başkanı Yılmaz, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘katil’ dediği Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile ‘terörist’ dediği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ‘darbeci’ dediği Mısr Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi ile barışmak istediğini ancak kendi halkıyla barışmak istediğini söyledi.
15 Temmuz’un yıldönümünde sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
‘ADİL YARGILAMA OLSUN TÜRKİYE RAHATLAR’
‘‘15 Temmuz’la ilgili benim önerim şudur; yeniden bir adil yargılamanın başlatılması, bu adil yargılama sonucunda suçu olanlar, suça karışanlar, Meclis’i bombalayanlar yani fiziki olarak suça karışanlar yani darbenin planlamasını yapanlar adil yargılama çerçevesinde yargılansın ve cezalarını çeksinler. Ama bunu yapmamış, herhangi bir kimseyi öldürmemiş, bir yeri bombalamamış, herhangi birini bıçaklamamış sadece bulunduğu hiyerarşi çerçevesinde üstün vermiş olduğu emri yerine getirme dışında bir tercihi olmayan ve bu nedenle darbeye intikal etmiş olan kişilerin de serbest bırakılmalıdır. Göreceksiniz o zaman Türkiye rahatlar. Kaç yıl geçti, 8 yıl geçti.
Erdoğan ‘katil’ dediği Esad’la barışmak istiyor. Erdoğan ‘terörist’ dediği Netenyahu ile barışmak istiyor. Erdoğan, ‘darbeci’ dediği Sisi’yle barışmak istiyor. Ama Erdoğan kendi halkıyla barışmak istemiyor. Niye bunlar darbeciymiş. Peki orada senin sorumluluğun ne? Onu biz bilmiyoruz. Sana hangi dosyalar geldi de onların gereğini yapmadın. Sen cemaatlerle tarikatlarla hep içli dışlıydın onlara güveniyordun ne oldu? Sana bunun hesabını sorabildik mi ‘hayır’. Darbe Komisyonu’na ifade verdin mi? Hayır. Sana sorular soruldu mu? Hayır. Senin MİT Müsteşarın devlet bürokrasindeki bütün herkesin raporunu veriyor. Nasıl oluyor da senin etrafındaki herkes ‘Fetöcü’ çıkıyor ve o MİT Müsteşarı terfi edip Dışişleri Bakanı oluyor? Nasıl oluyor da Genelkurmay’da o kadar general ‘Fetöcü’ çıkarken Genelkurmay Başkanı terfi ediyor Milli Savunma Bakanı oluyor? Nasıl oluyor ki AKP içerisinde bu cemaatle iç içe geçmiş bir sürü insan varken bunlara bir şey olmuyor da buna karşı olanlar size karşı olanlara herkes ‘Fetöcü’ oluyor. Nasıl oluyor adil yargılama olmadığı için.
‘MAHMEKE MAHKEME SÜRÜNDÜLER SESLERİNİ DUYURAMADILAR’
Bakınız ben bazı aileleri biliyorum o aileler çöktü, eşleri dul çocukları yetim kaldı. Ne okulda anlatabildiler dertlerini ne sokakta anlatabildiler dertlerini. Mahkeme mahkeme süründüler bir kısmı sürgün oldu ve korkudan seslerini çıkaramadılar. İstediler ki birileri bunlara ses versin adil yargılama istesin kimse etmedi. Herkes kör herkes sağır oldu. Hiç kimse ses vermedi.
‘CEZAEVİNDEKİ 10 BİNLERCE MASUM SERBEST BIRAKILSIN’
Kardeşim ben vicdanımın sesini dinliyorum. Darbe girişimini o gece 15 Temmuz’u en erken kınayan kişi benim. Erdoğan bile benden sonra kınadı. O zaman o gerekiyordu demokrasiyi korumamız lazımdı. 8 yıl geçmiş adil yargılama istemek çok mu? Adil yargılama olsun ve şu içerideki masum olan aslında darbeyi planlamamış kimseyi öldürmemiş on binlerce insan da serbest kalsın.’’
15 Temmuz !
Herkesin sustuğu, sindiği ve ölü takliti yaptığı bir ortamda, yine risk alarak vicdanımın sesini sizinle paylaşıyorum.👇 #15Temmuz
Benim 15Temmuz Hikayem
ByLock pic.twitter.com/J9s5MlJERr
— Öztürk Yılmaz (@ozturkyilmazYP) July 13, 2024
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***