İHD Diyarbakır’ın şubesinin her yıl yayınladığı Doğu ve Güneydoğu’daki altı aylık ihlal raporu Çarşamba günü düzenlenen bir basın toplantısıyla duyuruldu. 3 bin 895 ihlal iddiasına yer verilen raporun ilk bölümünde bölgede yaşanan ölümlere dikkat çekildi.
Bu dönem içinde 130 kişinin hayatını kaybettiğine yer verilen raporda, şu ihlal iddiaları yer aldı: “Bölgede yaşam hakkına yönelik ihlaller sonucu 21 kolluk görevlisi, 44 silahlı militan ve 65 sivil olmak üzere en az 130 kişi yaşamını yitirirken, 20 kolluk görevlisi ve 117 sivil olmak üzere en az 137 kişi çeşitli şekillerde yaralandı.”
Diyarbakır ve Mardin arasındaki bölgede meydana gelen ve 15 kişinin yaşamını yitirdiği yangınlar da insan hakları ihlali olarak raporda yer aldı. Raporun kadın cinayetleriyle ilgili bölümünde ise “Bölgede ilk 6 ayda, kadın yaşam hakkına yönelik saldırılar sonucu 19’u şüpheli, 30’u aile içi, 10’u toplumsal alanda şiddet sonucu en az 59 kadın yaşamını yitirdi” bilgileri yer aldı.
Aile içi şiddet sonucu en az 7, toplumsal alanda şiddet sonucu en az 2 çocuğun yaşamını yitirdiği ifade edilen rapora göre toplumsal alanda en az 15 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 98 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı da raporda yer alan bilgiler arasında.
Raporda, “Düşünce ve İfade Özgürlüğüne Yönelik İhlaller” ve “Toplantı ve Gösteri Özgürlüğüne Yönelik İhlaller” başlıkları altında listelenen diğer bazı ihlal iddiaları ise şöyle:
-Bölgede en az 4 etkinliğin gösterimi yasaklandı.
-74 soruşturma dosyasında en az 520 yurttaş hakkında soruşturma başlatıldı.
-10 dava dosyasında 39 yurttaş hakkında dava açıldı.
-Aralarında siyasetçi, gazetecilerin bulunduğu 13 dosyada 56 yurttaş hakkında değişik hapis ve para cezaları verildi.
-3 siyasi parti binası, 1 gazete, 1 belediye binası saldırı veya baskına uğradı.
-Kolluk görevlileri tarafından en az 34 toplantı ve gösteriye müdahale edildi.
-Valilik ve kaymakamlıklarca en az 2 toplantı ve gösteri iptal edildi.
“İnsan haklarına saygılı ülkeler ekonomik sıkıntı yaşamıyor”
Raporla ilgili değerlendirme yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı Rümeysa Deniz Kaya, ihlallerin sistematik bir hal aldığını savundu. Kaya, “Otoriter politikalar ekseninde uygulamaların sürdüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2024 yılı ilk 6 aylık döneminde insan hakları ihlalleri yoğunlaşarak ve sistematik bir şekilde devam etmiştir. Şiddete dayalı bu politikalar ile ırkçı yaklaşımlar, ayrımcı uygulamalar ve cinsiyetçi politikalar derinleşmiş; bölgede özellikle kolluk görevlilerinin faili olduğu binlerce insan hakkı ihlali vakası yaşanmıştır” dedi.
Birçok uzman Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizden kurtulmasının yolunun demokratikleşmeden geçtiğini savunuyor. Peki insan hakları karnesinin kötü olması ekonomiyi nasıl etkiler?
İHD Şube Başkanı Ercan Yılmaz’a göre insan haklarına saygılı ülkeler ekonomik sıkıntı yaşamıyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, bu görüşüne İskandinav ülkelerini örnek gösteriyor.
Yılmaz, Türkiye’nin Kürt sorununa çözüm aradığı 2013 ve 2015 arasındaki süreçte ekonominin iyileşme eğiliminde olduğunu vurgulayarak, “Ekonomik olarak dünyada da örnekler incelendiğinde demokrasisi, insan haklarına saygı ilkesi içselleştirilmiş, demokrasisi güçlü, hukuksal güvenlik hakkı sağlanmış ülkelerin tamamında ekonomik problemlerin olmadığını görüyoruz. Bu Avrupa ülkeleriyle, Kuzey Avrupa ülkeleriyle çok belli” dedi.
Yılmaz, “Aynı zamanda Türkiye’de huzursuz bir ortamın olması, demokrasi konusunda, hukuk bağımsızlığı, yargı bağımsızlığı konusunda ciddi tereddütler olduğu için en basitinden yabancı yatırımların gelmesi konusunda, ekonominin işlerlik sağlayabilmesi konusunda bazı çekinceler olacaktır. Özellikle çatışma ve sınırötesi operasyonları, Türkiye içerisindeki operasyonlara harcanan bütçenin de yine ekonomiye ciddi bir külfeti olduğunu söyleyebiliriz. 2013 ve 2015 yılları arasında başlayan diyalog ve müzakere süreçleri sırasında Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası’nın açıkladığı bir veri vardı. Yabancı yatırımcıların artması ve ülke ekonomisinin nasıl önceki yıllara göre artış gösteren veri. Döviz kurunda nasıl bir düşüş olduğuna dair bu işin uzmanlarının sunmuş olduğu raporlar ve görüşler ortada zaten” diye ekledi.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası yasalara uymamasının ekonomiyi olumsuz etkilediğini savunan Yılmaz şöyle konuştu: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmamış olması, Avrupa Konseyi’nin tavsiye niteliğindeki kararlarının uygulanmaması, BM’nin Türkiye aleyhine vermiş olduğu kararların görmezden gelinmesi, Türkiye’yi kapalı kutu gibi gösteriyor. Herhangi bir ekonomik destek, kalkınma politikası, AB üyeliği, açısından Türkiye’nin bu tarz yaklaşımı, iktidarın özellikle 2015’ten bu yana muhaliflere yönelik baskıcı tutumu onları tabii ki düşündürüyor.”
“İnsan hakları önemli bir gelişmişlik parametresi”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya ise gelişmişlikle ilgili kriterler arasında insan hakları, basın özgürlüğü, adalette şeffaflık gibi kavramların finansal durum, döviz açığı, enflasyon kadar önemli olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kaya, insan hakları karnesinin ekonomiye etkisinin iki parametreye bağlı olduğunu vurgulayarak, “Bir tanesi dış krediye ulaşmak ve dış kredideki faiz oranları. Yani siz ülkeye bir nakit kredi getirmeye çalıştığınızda eğer insan hakları karneniz olumsuz ise bu kredi vericiler size kredi verirken buna göre davranırlar ve bu anlamda da faiz oranlarını da yüksek gösterirler. Siz de açığınız varsa mecburen yüksek oran kullanırsınız. Bu da sizin bütün ekonomik dengelerinizi sarsar. İkinci parametre de tabii ki dış yatırım. Artık dünyada ekonomi hızla globalleşiyor. Yani markalar ülkelere yatırımlar yapıyorlar, o ülkelerdeki firmalarla işbirlikleri yapıyorlar. O ülkelere yatırım yaparak hem ülkede bir ihracata katkı koydukları gibi istihdam gibi önemli bir kaleme de etki ediyorlar. Sizin hukuk ve insan hakları karneniz zayıfsa bu tür firmalar gelip ülkenize yatırım yapmazlar. Hele bir de yasalarınız kayyum uygulamaları gibi müdahalelere de açıksa ister istemez yatırımı başka ülkelere kaydırırlar” şeklinde konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomiyle ilgili girişimlerinin önemli olduğuna vurgu yapan Kaya, “Geçmişe yapılan hataların düzeltilmesi anlamında önemli, dört dörtlük görmesek bile desteklenebilir bir durum” dedi.
Şimşek’in girişimlerinin tek başına yeterli olmadığını savunan Kaya, şunları söyledi: “Bu adımların başarıya ulaşabilmesi için, hukuk ve insan hakları karnenizin aynı oranda iyi olması, reformlar yapılması gerekiyor. Sizin komşu ülkelerle ticaretinizi en üst seviyeye çıkaracak bir ilişki kurmanız gerekiyor. Türkiye ihracatının yüzde elliden fazlasını, Avrupa Birliği ülkelerine yapıyor. Şimdi sizin Avrupa Birliği ile ilgili süreci doğru yürütmeniz gerekiyor. Mehmet Şimşek’in attığı adımlar doğru ama bu bütçe açığını, enflasyonu ve yatırımı tek başına sağlar mı? Dönüp baktığınız zaman yetersiz olduğunu görüyorsunuz. Sizin demokratikleşme, basın özgürlüğü, hukuksal reformlar, bunları da birlikte yapmanız gerekiyor.”