İstanbul’da yaşayan evli ve 3 çocuk annesi 44 yaşındaki Yıldız Şahin, 20’lik dişini çektirdikten kısa süre sonra mide ağrısı çekmeye ve halsizlik yaşamaya başladı. Doktor doktor gezen kadın, yapılan tahlillerin ardından Hepatit C virüsü kaptığını öğrendi.
Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan tedavi sonrası sağlığına kavuşan Şahin, yaşadıklarını anlattı.
Şahin, rahatsızlandığı dönemde halsizlikten yemek yiyemeyecek duruma geldiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
”Diş çekiminden iki ay sonra mide ağrısı başladı. Baş dönmeleri vardı, ayakta duramıyor, tat alamıyordum. Mide ağrısı sonrası tahlil verdim, hiçbir şey çıkmadı. MÜ Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi acilinde yaptırdığım tahlilde Hepatit C çıktı. Ardından tedavime başlandı. Günde 3 hap içmeye başladım. 8’inci haftadan sonra Hepatit C tamamen bitti. Şu an rutin kontrollerimi yaptırıyorum.”
İlaç tedavisinden önce 10 gün hastanede kaldığını ve tüm vücudunun sapsarı olduğunu söyleyen Şahin, “Böyle bir şey yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi. Diğer hastanelerde tanı koyamadılar. ‘Stres veya gribal enfeksiyon olabilir.’ dediler. Burada hızlı bir şekilde tedavim yapıldı.” ifadelerini kullandı.
Sağlığına yeniden kavuştuğu için çok mutlu olduğunu kaydeden Şahin, diş operasyonu geçirenlerin çok dikkatli olmaları uyarısında bulundu.
Şahin’in tedavisini üstlenen MÜ Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Özer Demirtaş da 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla vatandaşlara diş operasyonlarında, manikür ve pedikür gibi işlemlerde hepatit virüsü kapmamaları için dikkatli olmaları çağrısında bulundu.
Hepatitin, karaciğeri tutabilen ve 5 grupta sınıflandırılan virüs enfeksiyonları olduğunu anlatan Demirtaş, “Bunlar Hepatit A, B, C, D ve E olarak tanımlandırılır. Bunlardan Hepatit A ve E enfeksiyonları genelde kontamine sularla, yani ağızdan alınan, kirli sıvı, hepatit virüsüyle enfekte olmuş sıvılardan bulaşabilir. Hepatit B ve C enfeksiyonları bizim özellikle farkındalığını artırmaya çalıştığımız enfeksiyonlardır. Damar yoluyla, vücut sıvılarıyla, kan yoluyla herhangi bir girişim yapıldığında bulaşabilir. Bu girişim diş operasyonu olabilir, dövme işlemleri olabilir, manikür ve pedikürden dahi bulaşabilir.” diye konuştu.
Demirtaş, Hepatit B ve C enfeksiyonlarının diğerlerine göre daha zorlu olduğunu vurgulayarak, ilk belirtilerde karaciğere yönelik bulguların ortaya çıkmadığını söyledi.
Hastaların bu durumu; halsizlik, yorgunluk, ağrı, basit gribal semptomlar gibi de yaşayabildiğini anlatan Demirtaş, kimi hastalarda ise sarılık şikayetinin ortaya çıkabildiğini ifade etti.
Demirtaş, sarılık şikayeti yaşayanların hastaneye daha çok başvurduklarını ancak basit şikayeti olan hastaların doktora danışmadıklarını aktararak, “Hepatit A enfeksiyonu kalıcı bir hasar bırakmazken, Hepatit B ve C enfeksiyonu geçirildiği zaman bunun akut ilk dönemi geçtikten sonra da kronik döneme geçerek karaciğerde kalıcı hasar yaratabildiğini biliyoruz. Sinsi bir şekilde ilerleyebilen ve karaciğer problemi yaratabilen, bizi tehdit eden sağlık problemi Hepatit B ve C enfeksiyonudur. Hastalarda siroz, daha da ilerlediği zaman karaciğer kanseri olarak ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.
AŞILAMA YÖNTEMİYLE KURTULUŞ
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadar Hepatit B taşıyıcısı, yaklaşık 400 bin kadar da Hepatit C hastası olduğunu belirten Demirtaş, Hepatit B ve Hepatit C taşıyıcılarının yarısından çoğunun virüsle enfekte olduklarını bilmediklerini anlattı.
Demirtaş, Hepatit B’nin önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek, tedavi süreciyle ilgili şunları söyledi:
“Aşılama yöntemiyle tamamen Hepatit B’den kurtulabiliyorsunuz. 1998’den sonra dünyaya gelen tüm yenidoğanlara Hepatit B aşısı uygulanıyor ve bu sayede Hepatit B enfeksiyonuna karşı koruyuculuk sağlanabiliyor. 1998 öncesi doğanların en yakın sağlık kuruluşunda test yaptırmaları ve Hepatit B için koruyuculukları yoksa aşı olmaları, Hepatit B ile enfekte iseler de tedavisine ulaşmalarını öneriyoruz. Hepatit C için bir aşılama programı yok ama çok iyi tedaviler mevcut. Özellikle son 7-8 yılda yüzde 100’e yakın başarı sağlayan hap tedavileriyle hastalar, 8 ila 12 haftalık tedavi sonucunda tamamen Hepatit C enfeksiyonunu vücuttan atabiliyorlar.”
8 HAFTALIK HAP TEDAVİSİ
Demirtaş, herkesin Hepatit B ve C testlerini yaptırmasını, enfekte olanların ya da koruyuculukları olmayanların bir an önce tedavi programlarına girmesini önerdiklerini kaydetti.
Hastası Yıldız Şahin’in de hap tedavisiyle sağlığına kavuştuğunu vurgulayan Demirtaş, şöyle devam etti:
“8 haftalık hap tedavisinin sonunda Hepatit C enfeksiyonu tamamen vücuttan yok edildi. Bundan sonraki süreçte de siroz, karaciğer kanseri gibi riskleri çok ciddi oranda azaltmış oluyoruz. Çok problemli olmayan, genel olarak masum ilaçlar. Şu anda devlet tarafından da tamamen karşılanan ve ödenen tedaviler bunlar. Hepatit C enfeksiyonunu 8 ila 12 hafta içerisinde çözebiliyoruz, yüzde 100’e yakın bir başarıyla, neredeyse hepsini yeni ilaç tedavileriyle tamamen ortadan kaldırabiliyoruz. 10-20 sene önce böyle değildi. Tedavilerde başarı oranlarımız yüzde 20-40’lardaydı. Ancak yeni tedavilerle artık hastaların hepsini tedavi edebiliyoruz. Hepatit B enfeksiyonu için de yine virüsü tamamen baskılayabiliyoruz ve ileriki aşamalara geçme riskini azaltabiliyoruz.”
Kaynak: AA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***