– Güney Afrika’yı apartheid rejiminin yıkılıp demokrasinin tesis edildiği 1994 yılından beri yöneten Afrika Ulusal Kongresi (ANC), 29 Mayıs’taki seçimlerde ilk kez oy oranının yüzde 50’nin altına düşmesi ve parlamento çoğunluğunu kaybetmesinin ardından 11 partili koalisyon hükümeti kurdu.
Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa (71), televizyonda yayımlanan ulusa seslenişinde “Mevcut haliyle Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulması, demokrasi tarihimizde benzeri görülmemiş bir olaydır” dedi.
LİBERALLERLE ORTAK OLUP DAHA ADİL TOPLUM VAAT ETTİ
“Gelecek hükümet hızlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik ve işsizlikle mücadele ederek daha adil bir toplum yaratılmasına öncelik verecek” vaadinde bulunan Ramaphosa, “tüm partilerin ulusal yürütme erkine ve çeşitli parlamento pozisyonlarına anlamlı şekilde katılabilmelerini sağlamakla yükümlü olduğunu” dile getirdi.
Özgürlük lideri Nelson Mandela’nın partisi ANC, ulusal birlik hükümetini, “ileriye doğru atılmış önemli adım ve Güney Afrika demokrasisinin dayanıklılığının kanıtı” olarak selamladı.
ANC’li devlet başkanının açıklamasına göre hükümetteki 32 portföyden 12’si eski muhalefet partilerine, 20’si ANC’ye gitti.
DEMOKRATİK İTTİFAK PARTİSİNDEN ‘YOLSUZLUĞA SIFIR TOLERANS’ VURGUSU
ANC’nin en büyük ortağı Demokratik İttifak (DA), içişleri, çevre ve bayındırlık dahil 6 bakanlık alırken, DA lideri John Steenhuisen (48) Tarım Bakanı oldu. “Güney Afrika’nın demokratik yolculuğunda yeni bir dönem” açıklaması yapan DA, “yolsuzluğa sıfır tolerans” vurgusunu yaptı.
Diğer altı bakanlığı, Zulu milliyetçisi Inkatha Özgürlük Partisi (IFP), göçmen karşıtı Yurtsever İttifakı, sağcı beyazların partisi Özgürlük-Cephesi Artı ve diğer küçük partiler aralarında paylaştı.
Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e açtığı soykırım davası vesilesiyle tüm dünyada tanınan Naledi Pandor, Dışişleri Bakanı görevini Ronald Lamola’ya devretti.
Güney Afrika’da daha önce sadece apartheid rejiminin sona erdiği dönemde ulusal birlik hükümeti kurulmuştu. Nelson Mandela ile eski ırkçı beyaz hükümetin başbakanı FW de Klerk, demokrasiye geçiş sürecine birlikte liderlik etmişti.
SOL PARTİLER ELEŞTİRDİ
Mandela’nın partisine halk desteğinin suç oranlarının yüksekliği, ekonomik durgunluk ve enerji krizi nedeniyle erozyona uğraması sonucunda kurulan yeni hükümet, eski Devlet Başkanı Jacob Zuma’nın (82) ANC’den koparak kurduğu yeni parti uMkhonto weSizwe (MK) dahil sol partiler tarafından eleştirildi.
‘BEYAZLARIN ÖNDERLİĞİNDEKİ AHLAKIZ İTTİFAK’
Ülke çapında yüzde 14’ten fazla oy alan, ama ANC’nin geniş koalisyonuna katılmayı reddeden MK ile ANC’den kopan radikal solcuların partisi Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF), ulusal birlik hükümetini kınadı.
Zuma’nın partisi, ANC-DA geniş koalisyonunu “beyazların önderliğindeki ahlakız ittifak” diye niteledi.
‘GERÇEK AMACI GİZLEMEK İÇİN SİS PERDESİ’
EFF, dünkü açıklamasında, ulusal birlik hükümeti için, “ANC’nin ırkçı DA ile önceden belirlenmiş büyük koalisyonu güvence altına alması için sis perdesinden başka bir şey olmadığı yönündeki uzun süredir devam eden görüşümüzü teyit etti” dedi. Solcu parti, koalisyon ortaklarına yer bulabilmek için “artırılmış ve şişirilmiş” kabinenin vergi mükelleflerinin cebine etkisini de eleştirdi.
Kökleri 1959’da apartheid karşıtı beyazların kurduğu İlerici Parti’ye dek uzanan DA, neoliberalizm, sosyal liberalizm, klasik liberalizm ve muhafazakar liberalizm dahil ideolojik olarak çeşitli liberal eğilimleri bünyesinde barındırıyor. France 24, Dış Haberler)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***