Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, parti meclisi toplantısından önce yaptığı konuşmada Ortadoğu’da süren gerginliklere dikkat çekti. “Türkiye’nin Afrin’de, İsrail’in Gazze’de ne işi var?” diye soran Bakırhan, savaşların bölgeye ekonomik sıkıntı getirdiğini söyledi.
Türkiye’nin Irak ve Suriye’de yeni çatışmalar peşinde olduğunu savunan Bakırhan, “Ne alakaları ve işleri varsa Federe Kürdistan Bölgesi’nde, Amediye’de, oradaki dağlarda, kırlarda, ovalarda üsler, kalekollar kurmaya devam ediyorlar. Belli ki bunu belli bir süre daha devam ettirmeye çalışacak bu iktidar. Halk açlık ve sefalet içinde. Emekliler geçim derdindeyken, ülkede büyük bir yoksulluk yaşanırken iktidar dün Rojava’da, bugün Federe Kürdistan Bölgesi’nde bir çatışma bir savaş peşinde koşuyor. Buna itiraz ediyoruz, kabul etmiyoruz. Bu savaş ve çatışmalı anlayışa muhalefetin de destek olmaması ve bu oyuna gelmemesi gerektiğini buradan belirtmek istiyorum. Çünkü savaş AKP-MHP iktidarının savaşıdır, Türkiye halklarının savaşı değil. Kürtler tehdit değil, Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan insanlar Türkiye’nin güvenliği için tehdit değil. Sadece bir şey var; iktidarın kendisini devam ettirmek için orada bir düşman yaratmaya ve orayı bir savaş alanı haline getirmek istiyor. Dolayısıyla biz, bizim olmayan bu savaş karşısında dün olduğu gibi bugün de durmaya devam edeceğiz” dedi.
“Suriye’ye, Irak’a, Yunanistan’a çözüm eli de sıra Kürt’e gelince niye tank, top?”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde söylediği “Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız” sözlerine dikkat çeken Bakırhan, “Peki Şam’a çözüm eli, Irak İran’a çözüm eli, Yunanistan’a çözüm eli. Olsun tabi her yerde olsun ama Kürt’e gelince Federe Kürdistan Bölgesi’nde Rojava’da olduğu gibi tank top niye? Çözüm niye Kürtler için yok? Uzatılan çözüm eli neden Kürtler’in elini tutmuyor? Kürtler o kadar mı düşman? Malazgirt’ten bugüne kadar ortak bir kader birliği yapmış, en zor günlerde birlikte yan yana durmuş ve yaşamış, birbirine komşu, yüz yıllardır birlikte yaşayan Kürtler’e çözüm eli yok, müzakere yok, el uzatmak yok, elini tutmak yok ama dünyanın her yerindeki kendisine karşıt belirlediği güçlerle çözüm ara. Biz bu mantığı eleştiriyoruz” diye konuştu.
IKBY’ye Türkiye’ye destek vermeme çağrısı
Öte yandan Bakırhan Türkiye’nin Irak’taki operasyonlarına destek verdiği gerekçesiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni de eleştirdi.
IKBY’ye Türkiye’ye destek vermeme çağrısı yapan Bakırhan, şunları söyledi:
“Oradaki yönetim bu üsler, bu tanklar, bu toplar ne için, kimin için sorusunu ne zaman soracak? Bir zahmet sorsunlar. Biz o üslerin, oradaki askeri güçlerin neden orada olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye emekçileri ve ezilenleri de bunu çok iyi biliyor. 60 milyon Kürt, bu iktidarın orada ne gezdiğini çok iyi biliyor. Bunu sadece Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi bilmiyor. Onlara çağrımızdır; ‘Lütfen bu işgal politikalarına alet olmayın. Lütfen bu işgalin orada derinleşmesine, burada olduğu gibi Kürt’ün evini, köyünü, yaylasını yakmasına, köyleri boşaltmasına, orada yaşayan insanları perişan etmesine alet olmayın.’ Kürtler’in bu yaklaşımdan dolayı vicdanları sızlıyor. Buruk bir şekilde izliyorlar.”
“PYD ile de görüşebilirsiniz”
DEM Parti Diyarbakır İl Kongresi’nde konuşan Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın gündeminde de Irak ve Suriye’deki operasyonlar vardı.
Türkiye’nin operasyonlarını genişletmeye çalıştığını savunan Doğan, bu politikadan vazgeçilmesi çağrısı yaptı.
Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikalarla yol alınamayacağını ifade eden Doğan, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt partisi Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile görüşmesini önerdi.
Doğan, “Suriye’de Esad’La yapılacak görüşmeler ve temas yanlıştan geri dönüşse, dünü yeniden düşünmek için ise, geçen onlarca yılı yeniden muhasebe edip, öyle yola koyulmak için ise eş zamanlı farklı başlangıçlar yapabilirsiniz. PYD ile de görüşebilirsiniz. SDG, ‘Biz Türkiye için tehdit oluşturmuyoruz. Türkiye dahil olmak üzere görüşmek isteyen herkesle diyaloğa hazırız’ diyor. Bir barış eli uzatılıyor. Var mı bu eli tutan? Buradan soruyoruz niye tutulmuyor bu el?”
“Sınırötesi operasyonlardan vazgeçin”
Türkiye’nin sınırötesi operasyonlarını eleştiren Doğan, “Sınırötesi operasyonlarla Kürtler’i karşı karşıya getirme iştahınızı kabartmaktan vazgeçin. Orada 30 km burada 40 km derinlik arayanlara ve buna karşı durmayanlara, suskunluğunu koruyanlara da Diyarbakır’dan seslenmek istiyorum. Bunlar geçmişte denendi. Başka iktidarlar denedi, şimdi o iktidarların adını bilen yok. Kürtler’in kazanımlarına göz diken girişimlerden uzak durulmalı. Buranın kazanımına göz diken Hewler’in kazanımına göz diker, Kobani’ye de göz diker. O yüzden öncelikle tüm Kürt güçleri, siyasi partiler yapılmak istenen bu hesaplara karşı sorumlu davranmalıdır. Aksi sefalettir. Bu sefalete, bu yıkıma, savaşa son verecek olan şey, Kürtler’in kendi birliklerini sağlayabilmeleridir. Parçalayarak çoğalamıyoruz, yan yana gelerek çoğalabiliyoruz” diye konuştu.