TARIK TOROS | YORUM
Türkiye’de iktidar sahiplerinin “biyolojik ömürlerini bitirmeleri” beklenmektedir. Ekonomik buhranın “toplumsal çöküşü hızlandırması” sadece seyredilmektedir. Ne iktidarın ne de muhalefetin bunu değiştirmeye niyeti ve çabası vardır. Mevcut siyasal durum ancak bu üç cümleyle özetlenebilir.
***
31 Mart seçiminin hemen ardından kaleme aldığım bir düzine yazıda risklere dikkat çektikçe hışma uğradım: “CHP’den ne istiyorsunuz? Fazla yüklenmiyor musunuz? Az zaman verseniz keşke? Niyetiniz üzüm yemek mi yoksa..” gibi eleştiriler.
***
“Yanılmayı çok isterdim!” demeyeceğim çünkü yanılma payı yoktu. Çok veri var da belli başlı ikisini hatırlatayım:
Henüz yerel seçim kampanyası başlamamışken, Ocak ayında Gezi eylemi hükümlüsü Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını protesto etmek için kalabalıkları Ankara Tandoğan’da “Anayasa’ya Saygı” mitingine çağırıp sonra bunu erteleyen Özgür Özel, o gün pozisyonunu belli etmişti. Miting bir türlü yapılmadı, “süresiz” tehir edildi çünkü.
İkinci örnek, 1 Mayıs.
Bir ay önceki seçimden birinci parti çıkmışsın, büyük alaka var, değişim umudunun simgesi olmuşsun. 1 Mayıs İşçi Bayramı vesilesiyle insanlar alanlara akıyor, akacak. CHP ve DİSK, birkaç cümlelik kutlamadan sonra Taksim’de vatandaşla polisi baş başa bıraktı. Oysa 1 hafta önce Özgür Özel, “Orada olacağım, işçilerle birlikte 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum.” demişti.
Büyük hayal kırıklığıydı. İnsanlar “buruk” evlerine dönerken, Özel de İçişleri ve Adalet bakanlarıyla “gözaltına alınanları kurtarmak” için telefon köprüsü kurmuştu.
***
CHP ve seçim kazanmış yeni genel başkanının pozisyonu belliydi artık. Sonrası çorap söküğü gibi geldi ve her yeni gelişme ya da fotoğraf bunu teyit etti: 15 Temmuz, Kıbrıs, Suriye, dış politika gibi konularda iktidarla birlikte tutum alma. İçeride ise Gezi’yi Cemaat’e, cinayetleri MHP’ye bağlama gibi bir pozisyon.
Özgür Özel, açık oynuyor esasen. Tabanı bunu görmek istemedi, o başka. Şimdilerde bakıyorum, önceki “CHP’ye neden bindiriyorsunuz!” gibi tepkiler kesildi.
***
Özgür Özel, seçimden bu tarafa Erdoğan’la en az iki kez özel olarak görüştü, defalarca da bir araya geldi. Farklı açılardan tespit edilmiş görüntüleri hepimiz seyrettik. Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş bile Erdoğan’ın karşısında böyle gevşemiyor.
CHP liderinin onca yıllık siyasi tecrübeye rağmen, Erdoğan’ı görünce karşı koyamadığı zaafları var, kendini çabucak ele veriyor: Yüzünde hayranlıkla karışık göze girmeye çalışan ergen ifadesi hemen herkesi şaşırtıyor. CHP’nin servis ettiği Özel’i olayın merkezinde gösteren fotoğraflar da durumu kurtarmıyor.
***
Ülke -en azından- Cumhuriyet tarihi boyunca böyle korkunç bir dönem yaşamadı. Pogromlara tanıklık etti, darbelerin devirdiği hükümetler, öncekini silip tekrar yazdığı anayasalar gördü ama böylesini tecrübe etmedi. Başbakan ve bakanların asıldığı, partilerin kapatıldığı fetret dönemlerine tanıklık etti, böyle umutsuz olmadı.
Hitler fırtınasına erken uyanıp 1933’te Almanya’yı terk eden Einstein der ki, “Benim için uzun vadeli tarihi derslerden biri şu. İnsanın arzuladığı şey kişisel özgürlük ve hayal kurmasına izin veren bir hayattır.”
Bugün Türkiye’de bu ikisi de yok. Olmadığı için Batı’ya göç rakamları katlanarak büyüyor.
***
Sonda diyeceğimi başta belirtmiştim, açayım:
Muhalefet, ilkesel olarak Bahçeli ve Erdoğan’ın biyolojik ömürlerini bitirmelerini bekleyecek. Bunun tek istisnası var, ekonomik çöküşün yol açacağı sosyal patlama. Özgür Özel’in, “Geçim olmazsa seçim olur!” sözü bu riske dikkat çekiyor fakat buna ihtimal düşük, o da farkında. Hatırlarsanız, erken seçimin tarihini de “En erken Kasım 2025″ olarak koymuştu daha önce.
***
CHP’de bir imaj yönetimi varsa Özel’e, “Erdoğan karşısında birinci parti lideri vakarına uygun duruş!” egzersizi yaptırılabilir. Bu, dersle öğrenilecek bir konu mudur bilmem. Adrenalin kontrolü ile başlanabilir belki.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***