Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı’nın Edirne Cezaevi’nden yeni fotoğrafları paylaşıldı.
Yeni Özgür Politika’dan Gülcan Dereli’nin sorularını cevaplayan Selçuk Mızraklı’nın röportajından bir bölüm şöyle:
‘İMAMOĞLU HAKKARİ’YE GİTMELİ’
Kayyım atanmasına muhalefetin geneli karşı çıktı, bu olumlu bulundu ancak sözün ilerisine geçen bir durum da yaşanmadı. Siz kayyım karşıtı bir ittifakın imkanlarını nasıl görüyorsunuz? Örneğin seçme ve seçilme hakkı için toplumun geniş kesimi bir ortak eylem halinde olabilir mi?
Toplumsal demokrasi ve demokratik değerlere sahip kişiler, kurumlar, demokratik değerlere sahip çıkan, samimi olan herkes, her çevre, yapı, örgüt, parti kayyıma karşı duruşun sosyal, siyasal bünyesi içindedir. Fakat gelin görün ki kayyım meselesini rejimin genel Kürt politikasının bir varyantı olduğunu özellikle bizler gözden kaçırmamalıyız, fakat samimi demokratlar ve partimiz dışındaki çevrelerde kayyımın varyant olduğunu biliyor. Bütüncül bakışları Türklük Sözleşmesi’nin dahilinde kalınca karşı çıkışları cılızlaşıyor ya da dostlar alışverişte görsünler misali oluyor. Etkili tutum almaları için esasında başka gerekçe var. İtirazda zayıf kaldıkları vakit sıra onlara gelecektir. En azından bunu gözetsinler. Başta Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanları ve meclis üyelerinden oluşan kalabalık bir heyetle Hakkari’ye gitmeli, belediye önünde açıklama yapmalı oradan da seçilmiş Eşbaşkan Viyan Tekçe ve Meclis Üyeleri ile bir araya gelmeliler. Meşru muhataplarının kayyım değil seçilmişler olduğunu deklare ederek kayyımın Belediyeler Birliği’nin hiçbir oturumuna çağrılmayacağı duyurulmalıdır. Bu tutum samimi demokrat mı yoksa akvaryum demokratı mı olduklarının da turnosulu olacaktır.
Ayrıca küçük bir hatırlatma yapmalıyım. 2018’de bir torba yasanın içinde geçirilen 5393 sayılı belediyecilik yasasına 47. Madde’nin eklenmesi hususu Anayasa uygunluğu tartışılmadan (torba yasadan ötürü) AKP-MHP oylarıyla geçirilmiştir. Açık Anayasa’ya aykırılığı olmasına karşın CHP bu durumu Anayasa Mahkemesi’ne taşımamıştır. CHP’nin büyük ayıplarından biri olarak tarihte asılı duruyor, umarım özeleştirilerini verirler.
‘DEMİRTAŞ KLARNETE BAŞLADI’
Sayın Demirtaş’la günleriniz nasıl geçiyor. Sohbetlerinizin ana konusu ne oluyor?
Demirtaş bir derya dersem az kalır, onun için okyanus diyelim. 12. Enstrümanına başladı (Klarnet) ama ben olmasaydım zor akort yapardı. Ülke siyasetinden dünyadaki gelişmelere, ekonomi-politikten yerel yönetimlere, tarihten ahlak-erdeme kadar her şey spektrumumuzda yer ediniyor. İnanın bizim burada 24 saat sizlerden daha hızlı geçiyor. Tempomuzu yüksek tutarak çıkışta yalpalamamak ve hızlıca adapte olmak gibi bir derdimiz var. Haksız mıyız?
‘İYİLİK MAHKÛMUYUZ’
Biraz da sizi konuşalım mı? Hayat kurtaran bir hekim şimdi nelerle meşgul, günleri nasıl geçiyor?
Hekimlik değerleri ile icra edildiğinde biyolojik-fizyolojik, psikolojik patolojilerle sınırlı kalmıyor. İstemeseniz de kendinizi sosyo-ekonomi, kültürel, siyasal süreçlerin orta yerinde buluverirsiniz. Benim de mesleğimin ilk gününden itibaren böyle oldu. Canlarla uğraşıyorsunuz. Vicdan, merhamet, basiret gibi erdemleriniz bilgi, beceri, ustalığın yanı sıra gani olmalı. Ben kelimenin tam anlamı ile hekimliği, cerrahiyi severek yapıyordum. Vekillik ve belediye eş başkanlığını da bir tür sosyal hekimlik gibi uygulamıştım zaten, şimdi de siyasetin sağlığı üzerine cezaevi ihtisası yapıyoruz. İyilik mahkûmuyuz esasında, onun için daha çok da Demirtaş’ın zorlamaları ile sporumuzu yapıyoruz. Demirtaş’ın da benim de ortak bir davranışımız var. Aynı dönemde 4-5 kitap okuyoruz. Günlük basını takip ediyor, Demirtaş’ın zappinglerinde kaliteli filmler bulursak izliyoruz. Sağ olsun avukat arkadaşlar da bizi yalnız bırakmıyorlar, zaman zaman da vekillerimiz. Onlarla beraber dışarının, dünyanın havasını solumaya çalışıyoruz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***