DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, normalleşme sürecini ve kayyım sürecini eleştirerek, “Esad ile normalleşme ama işte Kürtlerin yaşadığı yerler teröristan, Kürtlerin belediyeleri örgüte para yatırıyor… Ya hangi belediyemiz bir kuruşunu bir örgüte aktarmış? Nerede yargı? Nerede müfettiş? Üç dönem bir kuruş yolsuzluk usulsüzlük bir kuruş başka bir yere bizim belediyelerimizden gitmemiş” dedi.
Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, gündeme ilişkin konuştu.
CHP Lideri Özgür Özel’in söylemi ile başlayan ardından Erdoğan’ın Esad konusunda görüş değiştirmesine sebep olan süreç hakkında konuşan Bakırhan, “Esad ile normalleşme ama işte Kürtlerin yaşadığı yerler teröristan” dedi.
Ayrıca normalleşme sürecini de eleştiren Bakırhan, “DGM’leri arar olduk” ifadelerini kullandı.
‘DEMİRTAŞ VE DİĞER ARKADAŞLARIMIZ HAKKINDA AİHM KARARI VAR’
Tele1’e konuşan Bakırhan’ın tüm açıklamaları şöyle:
“Şimdi Türkiye’nin bir normalleşmeye ihtiyacı var mı? Var. Herkesi kapsayan kucaklayan bugüne kadar yapılan eksiklerin tekrar edilmemesi için yol temizliği yapan. Allah aşkına ya tamamı seçilmiş milletvekili, bir partinin genel merkez yöneticileri bir tweetten dolayı 40 yıl 50 yıl ceza alır mı? Can Atalay seçilmiş bir milletvekili. Anayasa mahkemesinin kararı var. Selahattin Demirtaş ve diğer arkadaşlarımız hakkında AİHM kararı var. Yani normalleşme buradan başlar.
‘HANGİ KÜRT NORMALLEŞME VAR DİYEBİLİR?’
83 yaşındaki Makbule anne 83 yaşında ya! Sivas’ın sanığı insanları yakanlar beraat ettiriliyor. Benim akrabam Hatice Yıldız kızı cezaevinde. Kızı ve arkadaşlarına para yatırıyor 75 yaşında sedyeyle alındı cezaevine konuldu. Şimdi hangi Kürt buna yumuşama normalleşme var diyebilir? Esad ile normalleşme ama işte Kürtlerin yaşadığı yerler teröristan, Kürtlerin belediyeleri örgüte para yatırıyor… Ya hangi belediyemiz bir kuruşunu bir örgüte aktarmış? Nerede yargı? Nerede müfettiş? Üç dönem bir kuruş yolsuzluk usulsüzlük bir kuruş başka bir yere bizim belediyelerimizden gitmemiş. Ama ben sana milyonlarca lira kayyım tarafından nereye götürüldüğünü tek tek aslında rakamlarıyla birlikte ortaya koyabilirim.
‘KEŞKE NORMALLEŞME OLSAYDI’
Yani şunu söylemek istiyorum keşke normalleşme olsaydı keşke Cumhurbaşkanı çıksaydı özeleştiri verseydi ikinci parti olma sebeplerini doğru bir şekilde anlasaydı izah edebilseydi, ders çıkardık deseydi. En başta biz elimizi uzatırdık zaten. Biz diyalog ve müzakere partisiyiz diyoruz kendimize ve stratejimiz şu ‘Türkiye’deki Kürt meselesi başta olmak üzere bak bütün meseleler diyalogla müzakere ile çözülür çözülebilir’ diyen bir siyasi parti bir gelenekten geliyoruz.
‘300 BİN KÜSÜR İNSAN CEZAEVİNDE OLUR MU?’
Aman neymiş normalleşme ‘biz gayet normaliz’ diyor. O da ilginç. Bu mu normalleşme? Bir yol temizliği yap anayasa dediniz gelin bir demokratik anayasayı birlikte yapalım ama hepsi zaman kazanma. 22 yıldır AKP iktidara geldiği günden beri ben 22 yıldır hep demokratik anayasa anayasa yapılacak, yapacağız deniliyor. Emin olun 12 Eylül Darbe Anayasası’nı arıyoruz ya. Eskiden DGM böyle değildi ya. Bu ne demek ya gizli tanık. Nerede gizli tanık? Adı da Rüzgar Boran Fırtına ortada yok. Gizli tanık beyanlarıyla sözlü operasyonlar yapıyorlar. İnsanlar tutuklu kalıyor. Kardeşim bu gizli tanığı çıkarın bir dinleyelim. ‘Gizli tanık yok’ diyorlar. Yok öyle bir şey. DGM’leri arar olduk. 12 Eylül anayasa güvenlik mahkemeleri vardı. Emin olun böylesine 300 bin küsür insan cezaevinde olur muydu ya.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***