Osman Kavala ve Gezi davası tutuklularıyla görüşme talep eden AK Parti milletvekili Tuğrul Türkeş’e henüz yanıt gelmedi. Başvurusunun Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından sümen altı edildiğini söyleyen Türkeş, “Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır” dedi.
Bir hafta önce Gezi davası tutukluları Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı’na başvuran AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş talebin yanıtsız kalması üzerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sert eleştirilerde bulundu.
Türkeş, X hesabından yayınladığı açıklamasında, “Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır. Zaten ben, bu tutuklu sanıkları ‘Ziyaret edeyim, gitmişken de ellerinden tutup alıp getireyim’ demedim. Keza yargılanma usul ve esasları ve/veya yargı süreci ve/veya tutuksuz yargılama imkanlarının olup olmadığını da sormuş değiliz. Talebimiz Gezi Parkı davası kapsamındaki yargılamaları süren tutuklu sanıklardan 5 kişiyi Bakanlık takdirinde ve yasal sınırlar içinde ziyaret etmekten ibarettir. Adalet Bakanımız kamuoyunda makes (akis) bulmuş bu gelişmeyi, başvuruyu tarafsız bir şekilde yönetmesi gerekirken tam tersine dosyayı sümen altı etmeye yönelik açıklama, değerlendirme yapma cihetine gitmiştir. Kanaatimce bu, doğru bir yaklaşım değildir” dedi.
Adalet Bakanı, Gezi tutuklularının başvurularının ‘usul ve esas bakımından’ hukuksuz bulunduğunu söylemiş, Türkeş’in başvurusuyla ilgili net bir yanıt vermemişti
Adalet Bakanı önceki gün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti grubuna hitabı öncesi gazetecilerin Tuğrul Türkeş’in başvurusu ilgili sorusuna “gerekli kararı veririz” yanıtını vermişti.
Yılmaz Tunç Gezi davası ile ilgili de “Yeniden yargılamayla ilgili bir başvuru söz konusu oldu. Yeniden yargılama talebi reddedilmişti. Kanun yararına bozma gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’na başvuruldu. ‘Suçun mağduru değişmiştir’ diye bir gerekçe sunuldu. Suçun mağduru ortada. İstinaf ve Yargıtay incelemesinde kesinleşen durum söz konusu. Temyizden geçen kararlarla ilgili kanun yararına bozmaya gidilemiyor. Hem usul hem esas bakımından uygun olmayan bir başvuru olarak değerlendirildi” değerlendirmesinde bulunmuştu.
“Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır, hak arayışlarına engel olmamalıdır”
Tuğrul Türkeş, Adalet Bakanı’nın davanın içeriğiyle ilgili yapmış olduğu değerlendirmenin hak arayışına engel olmak anlamına geldiğini söyledi.
AK Parti Ankara milletvekili, “Her gün onlarca tutuklunun ziyaret edilmesi hususunda Bakanlığa müracaatlar yapılıp, bunlar gün içerisinde sonuçlandırılır iken, yukarıda bahse konu talebimiz karşılığında Sayın Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır. Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır. Ben de verilen yargılamanın yenilenmesi dilekçesini okudum. Dilekçede Adalet Bakanımızın ifade ettiği gibi ‘suçun mağduru değişmiştir gibi bir gerekçe’ değil tam tersine ‘suçun mağduru anayasal reform ile lağvedilmiş, ilga edilmiş ve ortadan kaldırılmıştır’ açıklaması mevcuttur. Hukuk kavramlar üzerinde yürür. Devam eden bir hukuki ihtilaf vardır. Yargılanmanın yenilenmesi eski davanın devamıdır. Kesinleşmiş bir durum söz konusu değildir” ifadelerini de kullandı.
Tuğrul Türkeş, Gezi dosyasıyla ama özellikle Osman Kavala’nın durumuyla üç ayı aşkın süredir yakından ilgileniyor.
Türkeş’le hukuku olan eski AK Parti İstanbul milletvekili Mürteza Zengin’in yeğeni Hilal Zengin, Kavala’nın avukatı sıfatıyla, ilk kez 1 Nisan’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Gezi davasına “yeniden yargılama” yapılması için başvuruda bulundu. Daha sonra da benzer gerekçelerle başvuruda bulunan Zengin’in tüm başvuruları reddedildi.
Türkeş: “Adama ‘kızıl milyarder’ diyorlar. Milyarder olmanın Türk Ceza Kanunu’nda bir yeri mi var?”
Bunun üzerine Tuğrul Türkeş, konuyla ilgili doğrudan devreye girdi. Gazete Duvar internet sitesinden Can Bursalı’ya 16 Temmuz’da mülakat veren AK Parti Ankara milletvekili,
Osman Kavala’nın durumunun “laboratuvar gibi” olduğunu söyledi.
Türkeş, “Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkı’yla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama mı olur? Adama ‘kızıl milyarder’ diyorlar. Milyarder olmanın Türk Ceza Kanunu’nda bir yeri mi var? Açık yeşil milyarder, turuncu milyarder mi diyeceğiz? Kaldı ki, iddialar doğruysa Osman Kavala bir turuncu milyarder” ifadelerini kullandı.
“Hukuku düzeltirseniz ekonomi de düzelir, milliyetçilik mi, al sana milliyetçilik”
MHP’nin lideri Alparslan Türkeş’in ölümünden sonra babasının kurduğu partideki liderlik mücadelesini kaybettikten sonra Tuğrul Türkeş, Aydınlık Türkiye Partisi’ni kurmuş ve 2007’de MHP’ye geri dönmüştü.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Başbakan Yardımcısı olarak hükümete giren ve Binali Yıldırım’ın başbakanlığında da aynı göreve devam eden Tuğrul Türkeş, üç dönemdir AK Parti milletvekili olarak görev yapıyor.
Türkeş aynı röportajda, “Mehmet Şimşek bakanımız sağ olsun debeleniyor ama hukuk doğrudan işlemediği için ekonominin iyileşmesi konusunda zorluklar yaşıyoruz. Aslında mesele Kavala falan değil. Yargılamaları makul seviyeye getirip, hukuku düzeltirseniz ekonomi de düzelir. Türkiye’ye ciddi anlamda bir para akışı sağlayamıyoruz Batı’dan. Yatırımcılar paralarını bir yere yatırmak istiyorlar. Finansları var, kaynakları var. Sen bunları getiremiyorsun. Niye? Uzun yargılama sürelerinden. Adam kaçmak istese kaçardı, adamı alıyorsun, bırakıyorsun. Kapından tekrar alıyorsun. Milliyetçilik mi, al sana milliyetçilik” değerlendirmelerinde de bulundu. AK Parti milletvekili Osman Kavala’yı ziyaret etmek istediğini ilk kez bu söyleşide söyledi” dedi.
Tuğrul Türkeş’in bu açıklamalarına AK Parti içinden açık bir eleştiri gelmedi. VOA Türkçe’nin edindiği bilgilere göre, Türkeş’in Kavala ile ilgili çıkışlarına parti içinden eleştiri yerine destek de geldi.
MHP’li Yalçın: “Kavala’yı ziyaret milliyetçilik değildir; bölücü ve Marksist eylemlere, Türk düşmanlığına doğrudan destek çıkmaktır”
Ancak babasının kurucusu olduğu MHP, ilk röportajından itibaren Tuğrul Türkeş’e sert sözlerle yüklendi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Türklüğe düşman çevrelerin aleti, taşeronu ve Türk milliyetçiliği davasının sicilli muarızlarından, Gezi Parkı Olayları sırasında devlete başkaldıran bölücülerle birlikte hareket ederek hüküm giymiş olan azılı bir suçluyu ziyaret etmek; merhum Başbuğumuzun kemiklerini sızlatmakla kalmaz; onun soyadını da, siyasi mirasını da lekeler. Kavala’yı ziyaret milliyetçilik değildir. Bilakis zillettir; milliyetsizlik, ilkesizlik ve karaktersizliktir. Bölücü ve Marksist eylemlere, Türk düşmanlığına doğrudan destek çıkmaktır” dedi.
Türkeş, Erdoğan’ın davetiyle Kıbrıs’a gitti
MHP’den gelen sert sözlere rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKPM Türk Delegasyonu Başkanı Türkeş’i Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılı Törenleri’ne davet etti.
Tuğrul Türkeş, Ankara’dan kalkan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da yer aldığı uçak ile Lefkoşa’ya gitti.
VOA Türkçe’ye konuşan kaynaklar, Türkeş ve Bahçeli’nin ne uçakta ne de Kıbrıs’ta görüştüğünü söyledi.
Bahçeli’den Türkeş’e: “Sorosçu Kavala’ya siyasi geleceğini bağlayanlarin ne milliyetçilikten ne de milli onurumuzu muhafaza temininden bahsetmeleri söz konusu değildir”
TBMM Grup Toplantıları’na bir ay kadar ara veren Devlet Bahçeli, bu hafta başında MHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında isim vermeden Türkeş’i hedef aldı.
MHP lideri, “Terörist Demirtaş ile ziyaretçi kuyruğuna girenlerin profili çeşitlenen Sorosçu Kavala’ya siyasi geleceğini bağlayanların ne milliyetçilikten ne de milli onurumuzu muhafaza temininden bahsetmeleri söz konusu değildir” dedi.
Bahçeli’nin kendisini hedef alan sözlerine rağmen Kavala ve Gezi davasını gündemde tutmaya devam eden Türkeş’in yakın çevresine şahsi bir mesele gütmediğini, asıl meselesinin hukuk devleti ve Türkiye’nin âli çıkarları olduğunu söylediği öğrenildi.
Gezi davasının küçük bir kronolojisi
2013 yılından beri dört farklı Gezi davası görüldü.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’yı ağırlaştırılmış hapse, Can Atalay, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden ve Tayfun Kahraman’ı 18 yıl hapse mahkum etti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını 28 Eylül 2023’te uyguladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin ise Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararları ise uygulanmadı.