İstanbul Beşiktaş’ta 2 Nisan’da bir gece kulübünde tadilat sırasında çıkan ve 29 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin 9 sanığın yargılanması Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde bulunan duruşma salonunda gerçekleşti. Tutuklu sanık Çağatay Altunel savunmasında olayda ihmalinin olmadığını söyledi. Altunel, “Tutuklu bulunduğum süre içerisinde iş yerim iflasın eşiğine gelmiştir. Bakmakla yükümlü olduğum yaşlı ve hasta annem vardır. Bu takdir-i ilahidir sizin de takdir ettiğiniz gibi. Affınıza sığınıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
Duruşmada 7’si tutuklu 2’si tutuksuz 9 sanık hazır bulundu. Duruşmaya müştekiler ve taraf avukatları da katıldı.
“BU TAKDİR-İ İLAHİDİR”
Kimlik tespitleri ile başlayan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Çağatay Altunel, “Yaşanan elim kazadan dolayı çok üzgünüm. Teknik metal işletmesinin sahibiyim. Ramazan ayının 1 ve 2. günü öncesinde biz tadilat yapılacak yere gelerek ses yalıtım malzemelerinin sökülmesini ve dışarı çıkarılmasını talep ettik. 15 gün kadar çalışma yaptık. Olay günü Pendik’te elim kazanın meydana geldiği haberini aldım ve yola çıktım. Benim personelim olay günü kaçmaya çalışmamıştır. Şahsıma taksirle ölüme neden olma suçu isnat edilse de kendi tarafımdan ihmal ve tehlike oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir. Ben 1 saat sonra orada olacağım için ben de yangında hayatımı kaybedebilirdim. Ben 15 yıldır teknik metal firmasının sahibiyim, bugüne kadar böyle bir kaza meydana gelmemiştir. Tutuklu bulunduğum süre içerisinde iş yerim iflasın eşiğine gelmiştir. Bakmakla yükümlü olduğum yaşlı ve hasta annem vardır. Bu takdir-i ilahidir sizin de takdir ettiğiniz gibi. Affınıza sığınıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
“NORMALDE SORARDIK TADİLAT İZNİ OLUP OLMADIĞINI, AMA BU KEZ SORMADIK”
Çağatay Altunel’e müşteki avukatı tarafından “Mekanda tadilat izni olmadığını bilmiyor muydunuz?” şeklinde soru soruldu. Altunel “Bilmiyorduk. Normalde sorardık tadilat izni olup olmadığını ama sormadık bu kez” dedi.
Serbest Görüş:
“MADDİ ANLAMDA SIKINTIYA GİRMİŞ DURUMDAYIZ”
Tutuklu sanık Kahraman Erdem ise savunmasında “Benim mobilya dekorasyon firmam var. Metal dizayn üzerine işler yapıyoruz. ‘Böyle bir iş var beraber yapalım’ dedim Çağatay’a. Birlikte yapmaya karar verdik. Çağatay Altunel’in dediklerine katılıyorum. Bizim yaptığımız iş aslında tadilat değil. Dekorasyon üzerine işler yapıyoruz. Ramazan ayında işe başladık. Biz işe başladığımızda sıkıntı olmasın diye ısı izolasyonu olan maddeler gözümüze çarptı. Bunu hayatını kaybeden şantiye şefi Sinan Bey’e ilettik. Daha sonra duvardaki yalıtım malzemelerini gördük. Yanıcı olabileceğini söyledik. Tamamen temizlediler onları. Olay günü ben ofisteydim. Şantiye şefi Sinan Yılmaz bir anda ayağa kalktı bağırmaya başladı. Ofisten çıktım herkes yangın tüpü ile koşuyordu. Benim bulunduğum ofis içerisinde pasaja çıkan kapı vardı. Ben oradan dışarı çıktım. Daha sonra itfaiye geldi. Biz gerekli önlemleri aldık. Rahmetli Ahmet Sever benim çalışanımdı. Kendisi malulen emekliydi bu yüzden sigorta yapılmasını kabul etmedi. Para kesileceğini söyledi. Ahmet Usta’ya her türlü desteği sağlıyordum. Atölyemi kapatmak zorunda kaldım. Maddi anlamda sıkıntıya girmiş durumdayız. Tahliyemi talep ediyorum elbette” şeklinde konuştu.
Sanık avukatlarının da savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 29 kişi ‘maktul’, 27 kişi ‘müşteki’, 9 kişi ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer almıştı. Müşteki şüpheli Ercan Erkan ile dumanda etkilenen müşteki Usamettin Yıldırım’ın, ayrıca Gülden Taşpınar’ın yaralandıklarının belirtildiği iddianamede, savcılık ve bilirkişi heyetinin olay yerinde yaptığı çalışma sonucu olayın yaşandığı işletmenin sahiplerinin şüpheliler Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül ve Mehmet Memduh Ceylan olduğu, mesul müdürünün şüpheli İsmet Şen olduğu, işletmenin tadilat dolayısıyla metal işlerini yapan kişilerin şüpheliler Çağatay Altunel ve Kahraman Erdem olduğu kaydedilmişti. Dursun Çelik ile Sibel Çelik’in işletmede bulunan asansörlü ve hidrolik destekli sahneyi kuran şirketin sahibi olduklarının aktarıldığı iddianamede, İbrahim Bildirici’nin ise işletmenin tadilat ve tamirat işlerinden sorumlu olduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. Olaya ilişkin yangın raporuna da yer verilen iddianamede, yangın söndürülmesi sonrası yapılan incelemede işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda yapılan detaylı incelemede, tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği kaydedilmişti. Hazırlanan iddianamede, kaynak çalışması sırasında elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların ses yalıtım, izolasyon ve döşeme gibi kolay yanıcı nitelikteki malzemeleri tutuşturmasıyla yangının başladığı, hızla gelişerek çevresine yayıldığı, çalışanların taşınabilir yangın söndürme cihazlarıyla (kuru kimyevi toz) yangını söndürmeye çalıştıkları, yangının hızla büyümesi ve yayılması sırasında işletmede yoğun duman oluştuğu ve elektriğin kesildiği ifade edilmişti. İddianamede, iş yeri dahilinde acil durum aydınlatmaları ile yönlendirme levhalarının olmadığı, sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığı, yangının söndürülmesi sonrasında ise kurtarma faaliyetleri çerçevesinde işletme içerisinde farklı noktalarda hareketsiz yatar vaziyette kişilerin bulundukları yerden çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edildiği belirtilmişti. Bilirkişi heyetinin raporuna da yer verilen iddianamede, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yer alan ‘sağlık gözetimi’ maddesi ile Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te yer alan ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ maddesi ve aynı yönetmeliğin ‘Eğitim süreleri’, ‘Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım’ maddesine uyulmadığının tespit edildiği, ayrıca İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin ‘İş ekipmanı ile ilgili kurallar’ maddesinin hükümleri ile İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği’nin ‘İşveren yükümlülüğü’ maddesine uyulmadığı da aktarılmıştı. Hazırlanan iddianamede, gece kulübünde gerekli tedbirlerin alınmadığı, tadilat işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediği, şüphelilerde kusur bulunduğu, şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği belirtilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında 9 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8’er aydan 22,5’ar yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***