AMED – Cezaevinden 15 yıl sonra tahliye edilen Bekir Kaydu, İmralı tecridinin tüm cezaevlerine yayıldığına işaret ederek, tutsakların buna karşı ortaya koyduğu direnişte kararlı olduğunu söyledi.
Amed’de 2010 yılında “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak”, “Kamu malına zarar vermek” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanan Bekir Kaydu (33), sırasıyla Amed, Edirne, Bandırma, Mereş’te bulunan cezaevlerinde kaldı. Kaydu, en son sevk edildiği Manavgat S Tipi Kapalı Cezaevi’nden 22 Haziran’da tahliye edildi. 18 yaşındayken tutuklanan ve 15 yılı cezaevinde geçen Kaydu, cezaevlerindeki ihlaller ve buna karşı verilen direnişe dair konuştu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin 2015 yılından sonra tüm cezaevlerine yayıldığını ifade eden Kaydu, “Tecrit İmralı’da başlatıldı, kısa bir sürede bütün zindanlarda uygulanmaya başlandı. Özelikle 6-7 yıldır giderek yayıldı. Bu şartlarda tutukluların imkanları oldukça sınırlı. Onları şuan ayakta tutan şey moral, motivasyon ve bilinçtir” dedi.
EN ÖNEMLİ SORUN: SAĞLIK
Kaydu, 2015-2016 yıllarında sürdürülen “diyalog süreci”nin sonlandırılması sonrası cezaevlerinde şartların daha da ağırlaştığını ve özellikle hasta tutsakların durumunun ağırlaştığını söyledi. Kaydu, sağlık sorunun cezaevlerindeki en büyük sorunlar arasında yer aldığını kaydetti. Bulunduğu cezaevinde Servet Kaya adlı hasta tutsağın kalp, şeker ve tansiyon hastası olduğunu aktaran Kaydu, “Tabi birçok tedavisi engellenen arkadaşımız var ama bu arkadaşımızın durumu ağır bir an önce ameliyat olması, tedavi görmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.
Tedavilerin cezaevinde zamanında yapılmadığını ifade eden Kaydu, kendisinin de cezaevi sürecinde iki ameliyat geçirdiği bilgisini verdi. Böbrek ameliyatı olmak için aylarca beklemek zorunda kaldığının altını çizen Kaydu, “Bir hastalığın varsa ya da bir ilaç yazdırmak istersen bu süreç çok uzun sürüyor. Çok acil bir hastalığın varsa en fazla bir ya da iki dakika seninle ilgileniyorlar, bu sürede derdini anlatma fırsatını dahi bulman çok zor oluyor” diye kaydetti.
‘DOKTOR YOKSA GARDİYAN MUAYENE EDİYOR’
Bu ihmaller nedeniyle hasta tutsakların sağlık sorunlarının ağırlaştığını ifade eden Kaydu, doktorların olmadığı zamanlarda gardiyanların hastalara baktığını dile getirdi. Tutsakların “Bir şeyin yok” denilerek koğuşa geri gönderildiklerini kaydeden Kaydu, acil müdahale edilmesi gereken hastaların da 3-4 ay bekletildiğini ifade etti. Kaydu, “O süre bittiğinde tekrar doktorun yanına gidildiğinde tekrar gün verilerek geri gönderiliyor. Bu süreç bir yıla kadar uzuyor. Bu süreçler dışında hastaneye gidip gelmek de başlı başına bir sorun, çünkü hastaneye götürülürken kelepçeyle götürülüyoruz. Kelepçe dışında insana yapılmayacak muamelelerle hastaneye götürülüyoruz. ‘Başını kaldırma, esas duruşa geç, başını eğme, arkanı dön’ gibi bir insana yapılmayacak tavırlar sergilenerek, hastaneye götürülüyoruz. Bu sorunlar yüzünden hastaneye gitmeyen, gitmek istemeyen birçok hastanın hastalığı ilerliyor” diye konuştu.
‘KENDİLERİNİ MAHKEME YERİNE KOYUYORLAR’
Cezaevlerinde tutsakların birbirleriyle iletişim kurmalarının engellendiğine dikkati çeken Kaydu, yasaların ortadan kaldırıldığını söyledi. Kaydu, şunları söyledi: “Siyasi tutsakların telefon hakkı da engelleniyor. Bilinçli bir şekilde aktivitelere çıkarmıyorlar. Bundan kaynaklı bir sohbet ya da başka insanlarla iletişim kurma, aktivite yapma gibi basit insani olanaklar bile engelleniyor.”
Kaydu, tutsakların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulu kararlarını da değindi. Kurulların kendilerini mahkeme yerine koyduğunu ve tutsakların bu kararlarla yeniden yargılandığını söyleyen Kaydu, “Çıkardıkları yasalarla birlikte senin tahliye olmanın önünde duruluyor. Örgütlü mücadeleden vazgeçmen için uğraşıyorlar. Tahliyeler keyfi olarak engelleniyor. Neredeyse bütün cezaevlerinde aynı politika hüküm sürüyor” diye kaydetti.
‘TECRİT KALDIRILAN KADAR DİRENİŞ SÜRECEK’
Tutsakların tecridin kaldırılması için eylemlerine devam ettiğini ve sonuç alınıncaya kadar durmayacaklarını kaydeden Kaydu, “27 Kasım’da siyasi tutsaklar açlık grevine başladı. 4 Nisan’da telefon ve görüşe çıkmama kararları alındı. Tutsakların elinden gelen tek imkan bu. Taleplerin karşılanması, sorunların ortadan kaldırılması hayati önem taşıyor. Tutsaklar tecridin kaldırılması için bir bütün oldu ve kaldırılması için direnişlerine devam ediyorlar. Tutsakların eylemelerine bu süreçte sahip çıkmak büyük bir öneme sahip. Direnişle tecridin ortadan kalkacağına inanıyoruz. Tecrit kırılmayana kadar siyasi tutsaklar eylemlerinden vazgeçmeyecek. Tecrit kalkmadan eylemler son bulmayacak, yol ve yöntem değişse de tecridi kırmak için verilen direniş devam edecek. Tutsaklar yaşanılan bütün zorluklara rağmen tecridi kırmakta kararlı” dedi.
MA / Şilan Çil
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***