İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane’den Taksim’e yürümek isteyenlere yönelik yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 12 kişi hakkında “görevi yaptırmamak için direnmek”, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak”, “kasten yaralama” ve kamu malına zarar verme” iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 12 kişinin yargılandığı duruşmada tüm sanıkların tahliyesine karar verildi. Dosyada toplam 29 tutuklu kaldı.
Duruşmada yaşananlar
MLSA’nın aktardığına göre, 8’i tutuklu 12 kişinin yargılandığı davada 19 polis de müşteki olarak yer aldı.
Büyük salon talebi üzerine duruşmanın İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görülmesine karar verildi. Ancak bu salonun da izleyiciler açısından yetersiz oluş nedeniyle tekrar başka salonda görülmesinin değerlendirilmesi için 10 dakika ara verildi.
Aranın ardından duruşmanın İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülmesinin devam edilmesine karar verildi.
Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan getirilen tutuklu sanıklar jandarma eşliğinde duruşma salonunda hazır bulunuyor. Tutuksuz yargılanan sanıklar ve avukatların da hazır bulunduğu duruşmayı Yeşil Sol Parti (YSP) İstanbul milletvekili İskender Bayhan, Emekçi Haraket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ve sanıkların aileleri de izledi.
Tutuklu sanıklardan Fatma Nur Uğur, “2 aydır tutukluyuz. Bizlere birkaç fotoğraf gösterildi. Bu net olmayan fotoğraflardan dolayı tutuklu bulunuyoruz. Kaçtıkları adresten alındı dediler ama gözaltına alındığım evin kira kontratı benim üzerime. Kendi evimizden mi kaçmışız? Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
1 Mayıs’a neden katıldığını anlatmak istediğini söyleyen Umut Kabaklı, “Patronların kâr hırsı uğruna birçok kişi güvencesiz koşullarda çalışıyor. KYK yurtlarında yaşanan sorunları biliyoruz. Bizler marjinal grup gibi gösterilmek istendik. Hepimiz işçiyiz, öğrenciyiz. 1 Mayıs nefreti sonucunda bizlerin tutukluluğuna karar verildi. Bu hukuksuzluğun son bulmasını ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum”
Hakim ve savcı başka bir dosyada yakalama olduğunu söyleyerek duruşma salonundan çıktı. Bu sırada avukatlar tutuklu müvekkilleriyle görüşmek istedi. Engel olmak isteyen jandarma iki sanığın bekleme odasına alınmasını istedi. Avukatlar ve ailelerin tepkisi üzerine hiçbir sanık bekleme odasına alınmadı. Jandarma görevlisi “Şu an salonun güvenliği bana ait” dedi. Tartışmalar devam ediyor.
Hakim ve savcının gelmesiyle duruşma yeniden başladı. Yaşananların anlatılması üzerine hakim “Ben burada ne olduğunu bilmediğim için bunları tutanağa geçiremem” dedi.
1 Mayıs 1977’de katledilenleri anarak savunmasına başlayan Çağla Tanışlar, “Fanatik taraftar grupları Taksim’de kutlama yapabiliyor ama biz işçiler 1 Mayıs’ı kutlamak isterken Taksim bize yasaklanıyor”
Şikayetçi polislerden biri ifadesinde, “Ses yayın aracıyla defalarca uyarı yapılmasına rağmen grup dağılmadı. Ellerindeki flamalardan biriyle bana da vuruldu, dudağım yarıldı. Bu nedenle şikayetçiyim” dedi.
Diğer şikayetçi polis, “Çevik kuvvette polis olarak yer alıyordum. Orada görevimiz neyse onu yapıyorduk. Ben de emekçiyim, emekçi ailelerin çocuklarıyız. O gün yaralanmamdan kaynaklı başıma 15 dikiş atıldı. Bu nedenle şikayetçiyim ve davaya katılmak istiyorum” dedi. Bir başka şikayetçi polis ise “Plastik mermi kullanımı söz konusu değil. Biber gazı kullanıldı, bu da zaten öldürücü değil” diye savunma yaptı.
Avukat Ezgi Önalan, İstanbul Valiliği’nin sitesinde önlemler ve kapatılacak yolların yazılı olduğunu söyleyerek, “Bu 1 Mayıs’ta Taksim için yasaklama kararı olduğunu anlamına gelmez. Bu yargılamanın siyasi yargılamadan çıkarılmasını bekliyoruz” dedi.
Savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. 8’i tutuklu 12 kişinin yargılandığı 1 Mayıs davasında mahkeme, tüm tutukluların tahliyesine karar verdi. Duruşma 7 Ocak 2025 tarihine ertelendi.