15 Temmuz yargılamalarının en büyük hukuksuzluklarından biri askeri öğrencilere verilen cezalar. Ama askeri öğrenci aileleri çocukların hukuksuz yere hapiste olmalarını çoktan geçtiler, şimdi fiziksel ve psikolojik olarak sağ salim hapisten çıkabilmenin derdindeler.
İşte size bir örnek. Aşağıdaki cümleler, Hava Harp Okulu 2. sınıf öğrencisi Seyit Alp Herdem’in babasının milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektuptan.
“OĞLUM 6 AYDIR HÜCREDE YALNIZ”
Baba Herdem diyor ki, “Oğlum haksız yere 15 Temmuz gecesi Yalova’da bulundukları askeri kamplarından tatbikat adı altında çıkarılarak Boğaziçi Köprüsüne götürülmüştür. Darbe suçundan yargılanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir. Cezası Yargıtay tarafından onanmıştır. Anayasa Mahkemesi de itirazımızı reddetti. 7 yıl Silivri Cezaevinde kaldı. Sonrasında cezası onandığı için Tekirdağ Yüksek Güvenlikli 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilerek hücreye alınmıştır…”
Anladık mı safahatı? Müebbet hapis cezası verilerek hücreye alınmış.
Devam ediyor baba Herdem:
“6 aydır Tekirdağ Cezaevinde hücrede yalnız kalmaktadır. Kaldığı 2 No’luda çamaşır yıkama hizmeti, berber hizmeti, terzi hizmeti, sıcak su kotasının çok sınırlı olması temel haklarından yoksundur. Normal hayatın olağanındaki birçok imkan yoktur.
“PSİKOLOJİSİNİN BOZULMASINDAN KORKUYORUM”
Cezaevinin fiziki imkanları da iyi değildir. Mutfak lavabosunun olmaması gibi. Kaldığı yerin insanı yıpratma payının çok yüksek olduğunu, insanın enerjisini emdiğini, orada 6 ay geçirmesine rağmen hala alışamadığını belirtmektedir. Görüşe gittiğimde kendisinin mental olarak iyi olmadığını da görüyorum. Çocuğumun psikolojik anlamda kötü etkilenmesinden endişeliyim.”
Cezaevi yapmakla övünmenin saçmalığını geçtim, yaptığın cezaevleri bu halde…
Ve bu durumdaki bir mahpus için nakil başvurusu yapıyor aile. Devam ediyor baba:
“Birçok kez Çorlu’ya nakil başvurusunda bulunmamıza rağmen hiçbir şekilde cevap alamadık. Aradığımız başvurduğumuz her kapıdan elimiz boş döndük. Ayrıca oğlumda içeriden her ay nakil için dilekçe vermiştir. Fakat her ay dilekçesine ret cevabı geliyor. Düşünün zulüm üstüne zulüm yaşıyor bu insanlar. Haksız yere hayatı karartılmış bir de ailesinden uzak bir yere sürülmüş. ‘Seni süründürerek öldüreceğiz.’ diyorlar.”
İyice duyduk mu? ‘Seni süründürerek öldüreceğiz.’ diyorlar.
Sekiz yıldır hiç kimseye bir zararları olmadan sessiz sedasız verilen ‘ceza’yı çekiyor askeri öğrenciler…
Ama yine de rahat bırakmıyorlar. Reva görülen muamele bu.
En temel ihtiyaçlarından maalesef yoksunlar.
Ama diğer yandan Balıkesir’de kuryelik yapan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ı bıçaklayarak öldüren 17 yaşındaki E.Ö.’nün cezaevindeki hakları askeri öğrencilerden fazla.
Ailesiyle görüntülü bile görüşebiliyor mesela.
Ama Seyit Alp Herdem’i hücrede tutuyorlar.
Neden?
Bu çocuk AĞIRLAŞTIRILMIŞ müebbet olacak ne yapmış?
15 Temmuz’da kimseyi mi öldürmüş? Hayır.
Köprü Davası, 15 Temmuz davaları arasında sembol hale getirilen bir dava.
Bu nedenle mahkeme üyeleri korkularından Köprü’de o gece 34 vatandaşın öldürülmesinin suçunu askeri öğrencilere yüklediler.
İnanılması çok zor ama iddianamede öğrencilerin Yalova’daki kamptan, darbeyi bilerek silahlı ve teçhizatlı olarak yola çıkıldığı bile yazıldı. El insaf. Kimi 18, 19 kimi de 20’li yaşların başındaki gençler, “Ya Allah Bismillah’ deyip darbe yapmaya mı gitmişler?
Cumhurbaşkanının eniştesinden öğrendiği darbeyi!
Buna artık AKP’liler bile inanmıyor.
Savcı iddianamede “Sanıkların darbe girişimi içinde bulunduklarını anlayabilecek zeka ve kapasitede oldukları düşünüldüğünde, darbe girişiminden haberdar olmaları kuvvetle muhtemeldir, ancak bu husus ispatlanamamıştır.” diyor.
Kuvvetle muhtemel ama ispatlayamadık öyleyse verelim ağır müebbeti…
Hatta ne oldu biliyor musunuz?
Son sözleri sorulan askeri öğrencilerin “Vatan sağolsun” demeleri bile örgütsel tavır olarak nitelendi.
Ve biz ısrarla tekrar edelim.
Ölen 34 kişinin otopsi raporlarına göre askeri öğrencilerin silahlarından çıkan kurşun yok.
O zaman bu çocuklar niye hapiste?
Sadece Seyit Alp değil.
Köprü davasında ağırlaştırılmış müebbet verilen 45 askeri öğrenci var ve bu öğrenciler sırf komutanlarının emriyle havaya ateş ettikleri için ‘darbeci’ diye hücrede tutuluyorlar.
TÜBİTAK’TAN, NASA’DAN ÖDÜLLERİ VAR
Ve Seyit Alp Herdem kim biliyor musunuz?
Başarılarıyla ilgili haberler, Anadolu Ajansı, Hürriyet, NTV gibi iktidar yanlısı medyalarda hala duruyor, merak eden bakabilir.
Hava Harp Okulu’na girmeden önce Işıklar Askeri Hava Lisesi’nde okuyan Herdem, bir alt devresi Tahsin Elmas ile birlikte hazırladıkları ‘radyasyon önleyici malzemenin ölçümü projesiyle 2014 yılında TÜBİTAK Araştırma Projeleri Yarışması Kimya Türkiye birincisi ve Yılın Genç Araştırmacısı ödüllerini aldılar. Bir yıl sonra bu projeleri ABD’de NASA Ödülü dahil üç ödüle layık görüldü. Projeleri INTEL-ISEF proje yarışmasında dünya ikincisi oldu, Amerikan Kimya Derneği tarafından da ödüllendirildi.
Herdem, yukarıdaki videoda projesini TGRT’ye kendisi anlatıyor.
İki dakikanızı ayırıp dinleyin, ne kadar heyecanlı, enerjisi yüksek, dopdolu bir öğrenci. Hedefleri, idealleri olan geleceği parlak bir çocuğu siyaset uğruna harcadılar.
Kurt kuzuyu yemeye karar vermişse adalet kimsenin umurunda olmuyor maalesef.
Bakın aynı davada yargılanan askeri öğrenci Habibullah Şahin’in başına gelenler bunun delili. Şahin, yargılamalar ilk başladığı dönemde beraat etmişti. Çünkü köprüye yaklaştıkları sırada otobüsten iniyor ve kendi hayatını da tehlikeye atarak köprünün ayaklarından aşağı inerek olay yerinden uzaklaşıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, bu nedenle Şahin’e beraat verdi. Sonra bu hüküm bozuldu. Sebep? Diğer askeri öğrencilerle birlikte açılan koridordan yürümüş, dosyada yargılanan rütbelilerden Turgay Ödemiş ve Ahmet Taştan’ın emir ve komutasına girmiş, bu yüzden ‘müşterek fail’miş.
Eğer mahkum etmek istiyorlarsa kılıfına çok güzel uyduruyorlar.
Bu nedenle 15 Temmuz anmaları yaklaşırken yine yalan haberlerle ‘bir demokrasi bayramı’ havası oluşturacağını zannedenler başarılı olamayacak. Seyit Alp Herdem ve onun gibi masum gençlere yapılan adaletsizlikler, siz fark etmeseniz de, görmek istemeseniz de yolunuza bir engel olarak hep çıkacak.
Her şey hepimizin gözünün önünde oldu ve oluyor çünkü.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***