HABER MERKEZİ – İHD Çocuk Hakları Komisyonu, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuklara dikkat çekerek, 18 yaş altı çocukların çalıştırılmasını yasaklayıcı düzenlemelerin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Çocuk Hakları Komisyonu, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamalarda, 18 yaş altında olan tüm çocukların her ne ad altında olursa olsun çalışmalarını yasaklayıcı düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
ADANA
İHD Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’ne dair dernek binasında açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda insan hakları savunucusu katılırken, açıklamada dün bir tekstil atölyesinde yaşamını yitiren Suriyeli Ahmet Direk Turan Haskiro’nun ölümüne dikkat çekildi.
Açıklamada konuşan Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Adana Temsilcisi Avukat Tugay Bek, işverenin atölyedeki diğer çalışanlara ve yaşamını yitiren çocuğun ailesine “Haskiro’nun tekstil atölyesinde çalışmadığına dair” baskı kurduğunu belirterek, Haskiro’nun atölyeye annesini ziyaret için geldiği izlenimi yaratıp, cinayetin üstünün örtülmek istendiğine dikkat çekti.
İŞVEREN SUÇTAN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR
İşverenin aileye ve çalışanlara baskı uygulayarak, sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını vurgulayan Bek, savcılığın soruşturmayı genişletip, olay günü öncesine ait kamera kayıtlarını incelemesi gerektiğini vurguladı. Savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Bek, “Çocuk işçiliği halen ülkemizin bir gerçeği. Diğer işçi kardeşlerimizin çekinmeden adaletin yerini bulması için basına ve savcılığa gerçeği ifade etmesinde fayda olacağını düşünüyorum. İşçi kardeşlerimiz susarsa; bu iş cinayetlerinin önüne geçemeyiz. Çocuk işçi ölümlerinin önüne geçemeyiz” dedi.
‘ADANA’DA 36 ÇOCUK ÖLDÜ’
Daha sonra İHD Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu adına Belgin Işık basın metnini okudu. Işık, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerini paylaştı. Verilere göre 2023 yılından 2024 yılının ilk 5 ayına kadar 695 çalıştırılan çocuğun yaşamını yitirdiğini ve bu çocuklardan 36’sının Adana’da olduğunu belirtti.
Işık,, İSİG verilerinin detaylarına yer vererek, iş cinayetinde yaşamını yitiren 80 çocuğun mülteci/göçmen olduğunu belirtti. Ulusal ve uluslararası demokratik kurum, kuruluş ve örgütlere duyarlılık çağrısı yapan Bek, “Çocuk işçiliğinin tümden ortadan kaldırılması konusunda kararlı, tutarlı ve ısrarcı çalışmalar yapmaya, üretim ve tüketim süreçlerinin insani ve sürdürülebilir olması için çaba sarf etmeye, dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan sorunların çözümünde barışçıl ve insan haklarına dayalı çalışmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
HATAY
İHD Hatay Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, konteynerlerinin önünde açıklama yaptı. Çok sayıda insan hakları savunucusunun katıldığı açıklamada, basın metnini İHD MYK üyesi Servet Üstün Akbaba okudu. Kentin deprem bölgesi olduğunu ifade eden Akbaba, afet sonrası yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle çocukların iş gücüne dahil edildiğini belirtti.
‘DEPREMDEN SONRA ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTTI’
Deprem bölgesinde yaşanan çoklu kriz durumunun, çocuk işçiliği riskini arttırdığını, bu risklerin aynı zamanda, çocuk işçiliğinin farklı sektörlerde de yoğunlaşmasına zemin oluşturduğuna işaret eden Akbaba, “Günlük sigortasız işlere olan talebin artmasından dolayı 13-18 yaş grubu gençlerin inşaat işlerinde çalışmaktadır. Sosyal çevresi ve öğretmenleri değişen öğrencilerin okula gitmeme veya düzensiz gitmeleri gibi durumlar ile karşılaşılmaktadır. Mülteci ve göçmen çocuklar, temel hak ve ihtiyaçlarının karşılanmasında zorluklarla karşılaşmaktadır. Mülteci ve göçmen çocuklar ailelerin geçimine katkıda bulunmak için enkaz alanlarında demir toplamaya çalışmaktadır. Bu zorluklar arasında güvenli olmayan barınma koşulları, yetersiz hijyen ve öz bakım imkanları, sağlık hizmetlerine sınırlı erişim, eğitimde dil ve kültür farklılıklarından kaynaklanan ayrımcılık, işçi olarak sömürüye maruz kalmaları, sosyal hayata tam olarak katılamama ve toplumsal uyum süreçlerinde zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır. Çocukların toplumdan dışlanmasına ve riskli koşullarda yaşamalarına neden olabilmektedir. Mülteci çocukların eğitime erişimlerinin deprem sonrası daha da kısıtlı hale geldiği, eğitime katılımlarında çeşitli sorunlarla (dışlanma, ötekileştirme, okula kaydolamama, akran zorbalığı) baş etmek zorunda kalmaktadırlar” diye belirtti.
‘ÇOCUK HAKLARINA ÖNCELİK TANINMALI’
“Çocuk işçiliği zorunluluk değil, tercihtir. Çocuk işçiliği önlenebilir” diyen Akbaba, çocuk hakları aktivistleri olarak taleplerini şöyle sıraladı:
“Devletler, yoksulluğu ortadan kaldırmak için çocukluk çağındaki yoksullukla mücadele etmek üzere derhal harekete geçmelidir. Türkiye’nin başlatmış olduğu ‘Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi’ projeleri kapsamında; öncelikle, deprem bölgesinde çocuklara yönelik gerçekleştirilen eğitim ve çeşitli sosyal aktivitelerin sürekli hale getirilmesi, değişen barınma koşulları, çocukların özel alan bulmalarını ve ders çalışmaları için uygun bir ortam oluşturmaları nedeniyle ivedilikle barınma sorunu çözülmelidir. Eğitim alanlarına/okullara erişim için gerekli ulaşım imkanlarının yetersiz olması nedeniyle okula geliş -gidişler özellikle hava koşullarını kötü olduğu günlerde okula gitmeme yaşanmakta. Bu durumdan kaynaklı acilen eğitime erişim için ulaşım sorunu çözülmelidir. 18 yaş altında olan tüm çocukların her ne ad altında olursa olsun çalışmalarını yasaklayıcı düzenlemeleri hızla hayata geçirmesini, gelir adaletsizliği sonucu geçim sıkıntısı çeken ailelerin insani bir yaşam için gerekli olan düzenli bir gelire sahip olabilmesi için istihdam olanakları yaratılmasını, çocuk emeği sömürüsüyle mücadelede ‘çocuğun yüksek yararının’ odakta tutulmasını talep ediyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***