Paris Temyiz Mahkemesi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad hakkında çıkarılan tutuklama kararını onadı. Ağustos 2013’te Guta ve Duma’da gerçekleştirilen kimyasal saldırılardaki sorumlulukları iddiasıyla kardeşi Mahir Esad ve iki üst düzey Suriye askeri yetkilisi hakkında çıkarılan tutuklama emirleriyle birlikte onandı.
Tutuklama emirleri ilk olarak iki soruşturma hakimi tarafından 14 Kasım 2023’te çıkarıldı. 22 Aralık 2023’te Fransız Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı (PNAT), geleneksel olarak görevdeki devlet başkanlarını yabancı yargı yetkisinden koruyan devlet başkanı dokunulmazlığını gerekçe göstererek Esad aleyhindeki emrin iptalini talep etti. Ancak PNAT, Esad’ın kimyasal saldırılardaki rolüne ilişkin olgusal bulguları veya Mahir Esad da dahil olmak üzere diğer Suriyeli yetkililere yönelik emirleri ele almadı.
Geçen 15 Mayıs’ta Paris Temyiz Mahkemesi, Başsavcıyı, mağdurları ve avukatlarını dinledi. Mahkemenin kararı, uluslararası suçlar için hesap verebilirliğin, görevdeki bir devlet başkanı da dahil olmak üzere, herhangi bir dokunulmazlık iddiasının önüne geçtiğini açıkça ortaya koymakta.
Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi (SCC) Fransa yargısının kararı için “Uluslararası adalet ve insan haklarının korunması açısından derin sonuçlar doğurmakta. Uluslararası toplumun kimyasal silahların kullanımı gibi korkunç ihlaller için cezasızlığa tahammül edemeyeceğine dair açık bir mesaj göndermekte. Doğu Guta ve Duma’daki kimyasal saldırıların kurbanları ve sağ kurtulanlar açısından tutuklama emirleri, kendilerine karşı işlenen suçların ciddiyetinin uzun zamandır beklenen bir kabulü ve adalete doğru atılmış önemli bir adım anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi (SCM) Kurucusu ve Genel Müdürü Mazen Darwish: “Paris Temyiz Mahkemesi’ni Beşşar Esad aleyhine çıkarılan tutuklama emirlerini onayladığı için takdir ediyoruz. Bu tarihi karar, kimyasal saldırıların kurbanları için adalete doğru atılmış önemli bir adımdır. Ciddi suçlar için cezasızlığın tolere edilmeyeceği ve dokunulmazlığın cezasızlığa kalkan olabileceği dönemin sona erdiği yönünde açık bir mesaj gönderiyor” dedi.
Suriye Arşivi Kurucusu ve Genel Müdürü Hadi el-Hatib ise “Kanıtları gördükten sonra, Fransa’daki hiçbir yargıç veya savcı Ağustos 2013’te Guta ve Duma’daki kimyasal saldırılarda Beşşar Esad’ın rolünü sorgulamadı. Mağdurlar, kurtulanlar, Suriye halkı ve benzer şekilde etkilenen dünya çapındaki diğerleri için bu tür vahşetlerden sorumlu olduğu kanıtlanan herkesten mahkemede hesap sorulmalı” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
1 Mart 2021’de kimyasal silah saldırılarından kurtulanlar, Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi (SCM) ile birlikte, Ağustos 2013’te Duma ve Doğu Guta’ya yapılan kimyasal silah saldırılarıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Paris Adalet Mahkemesi’nin soruşturma hakimleri önünde sivil taraf başvurusu olarak sunulan bu şikayet dilekçesi, saldırıların savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar oluşturduğunu savunuyordu.
21 Ağustos 2013’te Doğu Guta’ya yapılan ve ölümcül sinir gazı sarinin kullandıldığı kimyasal saldırılar, önemli sivil kayıplara yol açtı ve uluslararası toplum tarafından geniş çapta kınandı. Saldırılar, Duma ve Adra’ya yapılan önceki saldırılarla birlikte, muhaliflerin elindeki bölgelerdeki sivillere karşı sistematik bir stratejinin parçasıydı.
Guta saldırılarına yanıt olarak, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ve BM Güvenlik Konseyi, Suriye’nin kimyasal silahlarının imhasını emreden ve tüm faillerin hesap vermesini isteyen 2118 sayılı kararı kabul etti. Buna rağmen, sonraki saldırılar Suriye’nin kimyasal silahları kullanmaya devam ettiğini gösterdi ve hiçbir uluslararası mahkeme failler üzerinde yargı yetkisi kullanmadı, bu da mağdurların ve STK’ların failleri sorumlu tutmak için Fransa yargısına başvurmasına yol açtı.
Fransız yasaları, suçların Suriye’de işlenmiş olmalarına bakılmaksızın, bu uluslararası suçların soruşturulmasına ve kovuşturulmasına izin veriyor. 14 Kasım 2023’te, Paris Adliye Mahkemesi’nin iki soruşturma hakimi, kapsamlı bir soruşturmanın ardından Beşşar ve Mahir Esad hakkında tutuklama emirleri çıkardı. 22 Aralık 2023’te, Paris Cumhuriyet Başsavcılığı, karara “devlet başkanı dokunulmazlığı” gerekçesiyle itiraz etti, ancak kimyasal saldırılardaki rolüne ilişkin bulgulara veya Mahir Esad dahil olmak üzere diğer Suriyeli yetkililere yönelik karara itiraz etmedi.
15 Mayıs 2024 tarihinde Paris Temyiz Mahkemesi, Başsavcılığı, bireysel mağdurları ve avukatları Jeanne Sulzer, Clémence Witt ve Clémence Bectarte’nin, devlet başkanı tutuklama emri konusundaki ifadelerini dinledi.
Rejim güçleri 2016 yılının son aylarında Halep il merkezinin doğu mahallelerindeki sivilleri bölgeden çıkarmak için kimyasal silah saldırılarına başvurmuştu.
Doğu Guta katliamı
Esad rejimi, 21 Ağustos 2013’te Şam’ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullanmış, bin 400’ün üzerinde sivilin hayatını kaybetmesine, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere çok sayıda sivilin de yoğun şekilde etkilenmesine yol açmıştı.
Bunun üzerine ABD’nin daha önce ilan ettiği “kırmızı çizgi” gereğince Suriye’ye müdahale etmesi beklentisi doğmuştu. Ancak Rusya, rejimin tüm kimyasal silah stoğunu imha etmesi teklifini getirerek müdahaleyi engellemişti. Taraflar, 15 Eylül 2013’te anlaşmış, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (KSYÖ) devreye girdiği süreçte imha işlemi başlatılmıştı. Örgüt, işlemin 19 Ağustos 2014’te tamamlandığını duyurmuştu.
Ancak, örgütün imha ettiği stok, Esad’in bildirdiği envanterle sınırlı kalmıştı. Rejimin tekrarlayan klor gazı saldırıları, tüm kimyasal silah stoğunu imha etmediğini, bir kısmını gizlemeyi başardığını gözler önüne seriyor.
Han Şeyhun saldırısı
Esad rejiminin 4 Nisan 2017 İdlib’e bağlı Han Şeyhun’daki kimyasal silah saldırısında en az 100 sivilin kaybetmişti.
Yerel saatle 06.00 civarında düzenlenmesi sebebiyle Han Şeyhun sakinlerinin büyük kısmı, saldırıya uykuda yakalanmıştı.
Muhaliflerin gözlemevi görevlileri, rejime ait Şayrat Hava Üssü’nden kalkan uçakların saldırısını rapor etmiş ancak ilk etapta bunu, her zamanki hava saldırılarından biri sandı. Ancak belde merkezine düşen bombanın yangın çıkarmaması, etkilenenlerde kan ve yara izi görülmemesi, saldırının kimyasal gazla yapıldığını kısa sürede ortaya çıkarmıştı.
Rejim ve destekçileri, saldırıyı muhaliflerin yaptığı, vurulan yerin silah deposu olduğu gibi iddialar ortaya atmıştı.
2018 Doğu Guta kimyasal silah saldırısı
Suriye Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) ekipleri, Esad rejiminin abluka altında tuttuğu Doğu Guta’nın Duma ilçesine dün akşam saatlerinde düzenlediği kimyasal silah saldırısında 40 sivil öldüğünü duyurmuştu.
Doğu Guta bölgesinde muhaliflerin kontrolündeki son nokta Duma ilçesinde hali hazırda 100 bin kişi abluka altında yaşıyor.
Esad rejimi 215. kez kimyasal silaha başvurdu
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 4 Nisan 2018 tarihinde yayımladığı raporunda, Esad rejiminin son bir yıl içerisinde 11 kez daha kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdiğini açıkladı.
Ağ, Esad rejimi iç savaşın başlamasından bu yana ülkenin farklı bölgelerine toplam 214 kez kimyasal silahla saldırısına başvurduğunu dile getirmişti. Dünkü saldırısıyla bu sayı 215’e yükseldi.
En çok Şam ve kırsalındaki bölgeler kimyasal saldırılarının hedefi oldu
Raporda, rejim güçleri, bugüne kadar, İdlib’de 45, Hama’da 29, Halep’te 27, Humus’ta 7, Dera’da 4, Deyrizor’da ise 3 defa kimyasal silah saldırısı düzenlediği dile getirilmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***