– IŞİD’in 2014’te gerçekleştirdiği Ezidi Soykırımı’nı 10’uncu yılında anma etkinlikleri çerçevesinde, bir grup Ezidi kadın İngiltere’nin başkenti Londra’da Oxford’da konser verdi. Duhok merkezli Amar Vakfı’nın organizasyonlarıyla Ezidi Kadınlar Korosu ile İngiltere’ye giden kadınlar, İngiliz basını ile söyleşilerinde Irak hükümetinin Ezidilerin kaldığı kampları 30 Temmuz’a kadar kapatma kararına ve Soykırım’ın yaşandığı Şengal’e (Sincar) yeniden inşa tamamlanmadan yaptığı dönüş çağrılarına tepki gösterdi.
BBC’nin “Genç kadınlar enkazın ve zulmün altında parçalanmış topraklara dönmekten korkuyor” başlığıyla yayımladığı haberde, Birleşmiş Milletler’in ve Irak parlamentosundaki tek Ezidi vekil Vian Dakhil kampların kapatılmaması için yaptığı uyarılara yer verdi. Koro ile İngiltere’ye giden Ezidi kadınlar da, IŞİD’in kendilerini ve ailelerini maruz bıraktığı acıları anlattı.
IŞİD’İN KARDEŞLERİNE YAPTIKLARINI UNUTAMIYOR
Amira adlı Ezidi kadın, IŞİD’in 2 Ağustos 2014’te girdiği ve 3 Ağustos’tan itibaren Ezidileri katletme politikası izlediği Şengal’de yaşadıklarının acısını atlamadığını vurguladı. Amira, kendisinin dağlara kaçabildiğini ama iki kız kardeşinin IŞİD militanlarının evlerinde zorla çalıştırıldığını söyledi. Kardeşlerinin zaten evli oldukları için cinsel köleleştirmeye maruz bırakılmadığını, bununla birlikte birinin her gün dayak yediğini söyledi: “Esir alınmasından 15 gün önce doğum yapmıştı. Ona, ‘Bebeğini öldürürüz ve onu sana yediririz’ demişler.”
‘DOLAPTAN DOMATES ALDI DİYE BİR HAFTA ODAYA KİTLEMİŞLER’
Amira’nın diğer kardeşi Delal ise iki çocuğu ile birlikte rehin alındığında, üçüncü çocuğuna da hamileymiş. Fakat sütü gelmediği için bebeğini beş aylıkken kaybetmiş… Amira’nın anlatımına göre Delal, bundan sonra kendini öldürmeye çalışmış; onu, dört yaşındaki oğlu durdurmuş. Delal bir seferinde de dolaptan domates aldığında bir hafta boyunca bir odaya kilitlenmiş; ona ve çocuklarına sadece su ve bir kutu süt verilmiş.
‘ÇADIRDA MAHKÛM GİBİ YAŞIYORUZ AMA EN AZINDAN GÜVENDEYİZ’
Ezidi Kadınlar Korosu ile İngiltere’ye giden kadınlardan 28 yaşındaki Hadiye de, “2014’ten önce büyük bir ev dahil, her şeyim vardı” diyerek, şimdi ailesiyle sadece 12 metrekarelik bir çadırda “mahkûm” gibi yaşadıklarını söyledi. Hadiye, yazın kışın aşırı sıcak, kışın da soğuk olduğunu söylese de, burada yine de “en azından güvende olduğunu” vurguladı.
Hadiye de IŞİD’İn zulmünü, özellikle de kuzeni sekiz yaşındaki kuzeni Ghazal’ın rehin alınmasını aklından çıkaramadığını anlattı. Hadiye’nin anlatımına göre Ghazal, iki yıl sonra 10 yaşındayken “evliliğe” zorlandı. 14 yaşında olduğu 2020’de kurtarıldığında, geride iki çocuğunu bırakmak zorunda kaldı; çocuklarının “Ezidilerin kötü insanlar olduğu” yönünde beyinlerinin yıkandığını da anlattı. Hadiye, Ghazal’ın ruh sağlığına hâlâ kavuşamadığını, 19 yaşındaki ablasının da hâlâ kurtarılamadığını söyledi.
‘IŞİD GELDİĞİNDE YARDIM EDEN OLMAMIŞTI’
Ezidi Kadınlar Korosu ile tercüman olarak İngiltere’ye giden Zahra Amra ise IŞİD’in rehin aldığı Ezidi kadınların bulunması için yeterince çaba sarf edilmediği eleştirisi getirdi: “Kimse bize kız kardeşlerimizi aramamız için yardım etmiyor. Cezaevlerinden çok fazla IŞİD’ci tahliye edildi. IŞİD geldiğinde bize kimse yardım etmemişti ve şimdi Sincar’a geri dönmemizi istiyorlar.”
KAMPLAR NASIL KAPATILACAK?
Irak hükümetinin, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarında bulunan ve büyük çoğunluğunda Soykırım’dan kaçabilmiş Ezidilerin yaşadığı 23 kampı 30 Temmuz’a kadar kapatma kararı, Ezidileri yeniden gelecek kaygısına soktuğu için tepki çekti. Bağdat yönetimi, kamplarda zaten şu an sınırlı şekilde verilen hizmetleri bu tarihte durdurmayı, Ezidilere Şengal’e dönmeleri için teşvikler vermeyi planlıyor.
EZİDİ VEKİL DAKHİL: HÂLÂ SİLAHLI GRUPLAR VAR
Irak parlamentosundaki tek Ezidi vekil Dakhil ise BBC ile söyleşisinde “Durum çok tehlikeli. Orada çok fazla silahlı grup var ve Irak hükümetinin güçleri zayıf” uyarısında bulundu. Dakhil, “Sincar’ın büyük kısmı hâlâ enkaz altında. Ev, okul, hastane, hiçbir şey yok” dedi.
BM: KİMSE RİSKE GİRMEYE ZORLANAMAZ
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) de aynı endişeleri dile getirerek kampların zorla kapatılmaması gerektiğini vurguladı. Kurumun Irak’taki sözcüsü Farha Bhoyroo, “Kimse, geri döndürülemez bir riske gireceği, su, sağlık hizmeti, barınma ve istihdam gibi doğru düzgün bir yaşam temellerinden mahrum kalacağı bir yere dönmeye zorlanmamalı” dedi. UNHCR, bir çok kişinin tek seçeneğinin, hizmetlerin kesilmesine rağmen kamplarda kalmak olacağı uyarısı da yaptı. (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***