(Serbest Görüş) – Uzun otomobil yolculuklarında hareketsiz kalan vücudun rahatsızlığını, ayaklarını aracın ön paneline uzatarak gidermek ciddi tehlikelere davetiye çıkarıyor.
Uzmanlara göre, ayakları ön panelin üzerine koymanın kötü bir fikir olmasının ilk nedeni, yaşanacak çarpışma sırasında hava yastığı açılmadan önce ayaklarınızı tekrar yere koymanın mümkün olmamasıdır. Çoğu araçta hava yastıkları saniyenin onda biri kadar bir sürede inanılmaz bir güçle açılır. Ayaklarınız gösterge paneli üzerinde ve dizleriniz doğrudan arabanın tavanına bakacak şekilde oturursanız, hava yastığının kuvveti nedeniyle yüzünüz tamamen ezilebilir ve burnunuzda da ciddi kırıklar oluşabilir. Bunun yanında kalçanız ciddi anlamda zarar görebilir ve bacaklarınızda da birden fazla kemik aynı anda kırılabilir. Bacaklarınızı ön panelin üzerine düz bir şekilde uzattıysanız bu sefer de hava yastığının açılma kuvveti, bacaklarınızı arabanın tavanına doğru doğal olmayan bir açıyla itebilir. Bu yaralanmalar sonrası eski yaşantınıza dönebilmek için yıllarınızı tedavilerle harcayabilirsiniz.
BU ŞEKİLDE SEYAHAT, ÖLÜMCÜL HATA
Emniyet kemeri bir çarpışma sırasında yaralanmaya karşı birincil savunmanızdır. Ancak ayaklarınızı gösterge panelinin üzerine koymak emniyet kemerinin etkinliğini azaltır. Ayaklarınız yüksekteyken emniyet kemeri sizi güvenli bir şekilde sabitleyemez. Bu da yine çarpışma sırasında öne doğru savrulma olasılığını artırır; potansiyel olarak kafa yaralanmalarına, kemiklerin kırılmasına veya araçtan fırlamaya neden olabilir.
Ayaklarınızı ön panelin üzerine koymanın başka bir tehlikeli yanı da aracın kaza sebebiyle devrildiği durumlarda, normal oturma durumuyla karşılaştırıldığında daha az korumaya sahip olmanızdır. Bunun nedeni ön koltuktaki yolcu ve yan hava yastıklarının ayaklarınız ve bacaklarınız önünüzdeyken işlerini yapamamasıdır. Başınıza, boynunuza ve vücudunuzun sağ tarafına daha fazla baskı uygulanması riskiyle karşı karşıya kalırsınız, bu da ölümcül olabilir.
Kanada’da yaşayan Audra Tatum’un ayakları yolculuk sırasında ön panelin üzerindeydi. Kocası, önlerine atlayan otomobile çarpınca genç kadının dizi, açılmanın şiddetiyle suratına çarpıp burnunu kırdı. Sağ ayak bileği, uyluk kemiği ve kolu da kırılan yerler arasındaydı.
‘KAZALARIN EN ÖNEMLİ SEBEBİ HIZ VE HATALI ŞERİT DEĞİŞTİRME’
Acil durumlarda her saniye önemlidir. Ayaklarınız gösterge panelinin üzerindeyse yolda beklenmedik durumlara hızlı tepki verme yeteneğinizden ödün veriyorsunuz demektir. Ayaklarınızı yukarıda tutmak tepki sürenizi kısaltarak diğer yolcuları da riske atabilir. Çünkü bir kaza durumunda bacakların uyguladığı kuvvet arabadaki diğer kişilere aktarılarak yaralanmalara neden olabilir.
Konunun önemine dikkat çeken ve hayati önerilerde bulunan Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Yiğit Dedeoğlu, sürüş güvenliğinin oldukça geniş bir kavram olduğunu ancak ilk olarak aklımıza trafik ve hız kurallarının gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Emniyet kemeri kullanımı, trafik kurallarına uyum ve öngörülü sürüş yaparak hata yapan değil, hata yapan sürücüleri tolere edici bir sürüş aklımıza gelmeli” diyen Dedeoğlu, “Kazaların en önemli sebepleri hız ve hatalı şerit değiştirme diyebiliriz. Trafik kimsenin eğlence ortamı olmamalı ve aceleciliğe yer verilmemeli” ifadelerini kullandı.
’40-50 KİLOMETRE BİLE HIZLI BİR SÜRAT SAYILABİLİR’
Dedeoğlu, “Trafikte şehir içi ve şehirlerarası yollarda hız limitlerine muhakkak uyulmalı, örneğin sürücü önüne aniden çıkan bir yayaya çarpmadan doğru manevrayla bu pozisyondan kurtulmak istiyorsa doğru süratle gitmeli, kendine zaman kazandırmalı. Hız demek 100 ve üzeri süratler değil, yeri geldiğinde 40-50 km bile yola ve o anki şartlara göre çok hızlı bir sürat sayılabilir” diyerek ekledi: “Gerek şehir içi gerekse şehirlerarası yollarda şerit değiştirirken sinyal vermek de büyük oranda kazaları önleyecektir. Ülkemizdeki ölümlü trafik kazalarının başlıca iki sebebi hıza bağlı olarak arkadan çarpmalar ve doğrultu değiştirme manevralarını doğru yapmamaktan kaynaklanmaktadır. Yani kontrolsüz, ani şerit değiştirme ya da şerit değişiminin diğer sürücülere önceden haber verilmemesi, sinyal verilmemesidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***