MUĞLA – Milas Akbelen Ormanı için verilen orman kesim izni tarihinin uzatılmasına karşı açılan davanın görülen duruşmasında avukatların keşif ve yetki sınırı hakkında yaptığı talepler kabul edilmedi.
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’nın kesim izninin uzatılmasının iptali için açılan davanın duruşması Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesinde Menteşe Sınırsızlık Meydanı’nda toplanan yurttaşlar, sloganlarla Muğla İdare Mahkemesi’ne yürüdü. Yürüyüşün ardından duruşma öncesinde adliye binası önünde basın açıklaması yapıldı. “Biz bitti demeden bu dava bitmez” pankartı açılan açıklamada, “Her yer direniş her yer Akbelen”, “Akbelen’de Zeytincilik Kanunu’nu uygula” ve “Akbelen’den vazgeçmiyoruz” dövizleri taşındı. Açıklamaya CHP Millitvekilleri Gülizar Biçer Karaca, Cumhur Uzun ve Gizem Özcan ile çevre il ve ilçelerden de yüzlerce kişi katıldı.
İkizköylüler adına konuşan Esra Işık, bugüne kadar verilen kararlarla adalete dair umutlarına hançer vurulduğunu söyledi. Işık, “Yine de tüm bunlara rağmen, bugün buradan hayatı gasp edilen köylüler olarak karar vereceklere, vicdanlarına sesleniyoruz: Eğer ufacık bir kırıntısı kaldıysa, adalet istiyoruz! Havasını, suyunu, toprağını sevenler olarak bugün buradayız. Sizden kanunları uygulamanızı bekliyoruz. Bugün buraya; Akbelen ormanının yerinde açılan maden yüzünden, patlatılan dinamitler yüzünden yarılan evlerimizden çıkıp geldik. Madenin zehrinden kuruyan zeytinliklerimizden çıktık da geldik. Madenin çıkardığı toz ablukasından göz gözü görmeyen köylerimizden çıktık geldik. Ölümle burun buruna bıraktığınız hayatlarımızı yüzünüze haykırmaya geldik. Maden köyümüzü, hayatlarımızı terk edene kadar vazgeçmeyeceğiz. Beş senedir verdiğimiz mücadele insanca yaşam hakkımızın davasıdır. Biz bitti demeden de bu dava asla bitmeyecek” dedi.
‘İŞLEM HUKUKSUZ’
Ardından konuşan dava avukatlarından Arif Ali Cangı ise şunları söyledi: “İznin bitiş tarihinden önce Orman Bölge Müdürlüğü’ne başvuru yapılması gerekiyor. Fakat bu izin ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı varken, şirket kesim için başvuru yapmış. Müdürlük ise başvuruyu alıyor ve işlem yapmadan askıda bekletiyor. Başvuru konusu hukuksuz bir işlem ve bu işleme dayanarak kesim iznini uzatma kararı veriliyor. O kararla Akbelen Ormanı katledildi ve eko kırım suçu işlendi. Duruşmada bu iznin iptal edilmesini isteyeceğiz. Doğaya, geleceğe ne kadar saygı duyulduğu bu duruşmada belli olacak. Bu hukuksuzluğa karşı hep birlikte olmak gerekiyor.”
KARAR DAHA SONRA AÇIKLANACAK
Açıklamanın ardından kitle duruşma için idare mahkemesi binasına girdi. Duruşmaya İkizköylü yurttaşlar ve avukatları katılırken, çok sayıda yurttaş da duruşmayı izledi. Duruşmada konuşan Avukat Arif Ali Cangı, Akbelen Ormanının katliam farmanı olan orman kesim izninin uzatılması için bakana yetki verilmesine karşı olduklarını söyledi. Türkiye’de gerek yargı gerek hukukçular gerek orman teşkilatı yönünden tartışılması gerektiğini söyleyen Cangı, “Bakanın hukuksal sorumluluğunun yanı sıra siyasal sorumluluğu da var. Yani yanlış iş yaptığı zaman İkizköylülerden oy alamama durumu söz konusudur. Ancak Muğla Orman Bölge Müdürü siyasi bir kişilik değil devlet memurudur. Orta yerde yetkili bir imza olmayan bir işlem söz konusu. Diğer yandan mahkeme işin başından beri mahalline gelip olayı görmek, bilirkişi incelemesi yaptırmak istemedi. Mutlaka mahalline gelmeniz, bu sizin kanuni sorumluluğunuzdur. Yine Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nün imza yetkisinin olup olmadığı araştırılmalı. Dosyada öyle karar verilmeli. Yine Muğla Büyükşehir Belediyesi davaya müdahillik başvurusu yaptı. Bunun da karara bağlanmadan dosyada karar verilemez” diye konuştu.
Diğer vukatlar ve davacı İkizköylüler de Akbelen Ormanının bölgenin su kaynakları açısından önemine değinerek, hukuksuz orman kesim izninin iptal edilmesini istedi.
Şirket ve bakanlık yetkililerini de dinleyen mahkeme heyeti, avukatların keşif ve yetki sınırı hakkında yaptığı taleplerini reddetti. Mahkeme, kararını daha sonra açıklamak üzere duruşmayı sonlandırdı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***