“Hat sanatında her bir çizgi, nokta ve harf hem anlam hem de form açısından bir bütünlük içinde kurgulanır ve bu da Kur’an’ın her bir kelimesinin Allah tarafından indirildiği inancının bir ispatı niteliğinde.”
M. NEDİM HAZAR | YORUM
“Kim Besmele’yi güzelleştirerek yazarsa Allah ona af ve mağfiret eder!”
Hz. Muhammed (ASM)
2015 yılında İngiltere’deki Birmingham Üniversitesi’nde dünyadaki en eski Kur’an-ı Kerim olabileceği düşünülen kitaptan bazı bölümler bulundu. Karbon 14 tarihleme metoduyla yapılan incelemeler neticesinde kitabın en az 1370 yıllık olduğu ortaya çıktı. İsmine Birmingham Mushafı denilen İslam kaligrafisinin bu en eski örneği üzerinde yapılan tahliller parşömenin yüzde 95 olasılıkla, 568 ile 645 yılları arasındaki dönemden (Hz. Osman Dönemi) kalmış olduğunu gösteriyordu. Üniversitenin Hristiyanlık ve İslamiyet dalı öğretim üyelerinde Prof. David Thomas da “bu kitabı yazmış olan şahsın o dönemde yaşamış, Muhammed Peygamber’i görmüş, hadislerine tanıklık etmiş olabileceğini” söylemesi çok ilginç bir ayrıntıdır.
Hicaz Arapçasıyla yazılmış olan ve uzmanların “çok güzel ve şaşırtıcı derecede okunaklı durumda” olduğunu vurguladığı Kur’an’ın bu nüshasının nasıl olup da buralara geldiği hakkında farklı rivayetler var. Keçi derisi üzerine yazılmış ve ne yazık ki sadece Kehf ve Ta-Ha sureleri bulunabilen bu nüshanı serencamı hakkında en mantıklı hikaye şöyle: Iraklı (Zaho) Keldani bir rahip olan Alphonse Mingana, 1913 yılında Birmingham’daki Woodbrooke Quaker Çalışma Merkezi Araştırma Direktörü J. Rendel Harris’in daveti üzerine İngiltere’ye gelmiş. Bir süre sonra burada evlilik yapan Keldani rahip iki yıl sonra Manchester’daki John Rylands Kütüphanesi’nin Arapça el yazmaları bölümünde işe başlamış. Dönemin en büyük çikolata markalarından olan Quaker’in hanedanı Edward Cadbury’nin sponsorluğunda Orta Doğu’da el yazması eserler toplamak için görevlendirilmiş. Mingana, 1920’li yıllarda 3 binden fazla yazma eser toplamış ve bunların hepsini Mingana Koleksiyonu olarak Birmingham’a götürmüş. Mushafın bu koleksiyonun içinde İngiltere’ye gittiği düşünülüyor.
Devenin kürek kemiğine yazılmış Fatiha suresi. (Princeton Univ. Arşivi)
Hz. Peygamber nübüvveti süresince nazil olan ayetleri bir yandan tebliğ edip, namazda kıraat ederek ezberlenmesini sağlamış, diğer yandan ise bu ayetleri yazıyla geçirtmiş. Fahr-i Kainat’ın gözetiminde ayetleri kaleme alan sahabelere ise “vahiy kâtibi” denilmiş. Burada önemli bir ayrıntı var: Kur’an her ne kadar günümüz terkisiyle neredeyse aynı şekilde bölümler halinde yazıya geçirilmesine rağmen bir süre tekmil bir kitap şekline gelmemiş.
İstanbulî hat
Efendimizin (ASM) mektubu
Şeyh Hamdullah tarafından nesih hattı ile yazılan 15. yüzyıl Kur’an-ı Kerim sayfa örnekleri
Abbasiler döneminde, Bağdatlı vezir ve hattat İbn Mukle, emekleri ve kattığı yenilikler ile yazının ana hatlarını belirleyici bir sistem geliştirmiş ve hat sanatının gelişmesinde önemli rol üstlenmiş. Abbasilerin 1258 yılında tarih sahnesinden silinmesinin ardından yazıda üstünlük Türk ve İranlı hattatların eline geçiyor. İranlı hattatlar, “aklam-ı sitte”yi (hat sanatındaki temel altı çeşit yazı stili) hat sanatının gelişmesinde büyük katkıları olan Abbasi Halifesi Yakut’un üslubuna bağlı kalarak yazmışlar; Osmanlı Türkleri ise hat sanatında erişilmesi zor bir ekol kurmuş. 16. yüzyılda Anadolu’da Türk hat sanatının öncüsü olarak kabul gören Şeyh Hamdullah, Osmanlı’da hat sanatına benzersiz bir güzellik ve olgunluk getiriyor. Şey Hamdullah’tan sonra yetişenler, onun gibi yazma çabası içinde oldukları için hattatların başarısı ”Şeyh gibi yazdı” sözüyle anılmış ve bu fevkalade süreç 150 yılı aşkın süre devam etmiş.
Çinli Müslüman Şiaopiyüen Camii İmamı Muhammed Fudayl Ma, Geleneksel Çin kaligrafisiyle Arap hattını birleştiren enfes eserler üretiyor!
17 yüzyılda hat sanatında büyük bir hamle jenerasyonu görüyoruz. Yüzyılın ikinci yarısında, Şeyh Hamdullah’ın üslubunu elemeye tabi tutan Hafız Osman, kendine has bir hat üslubu ortaya koyuyor. Hafız Osman’ın Osmanlı’da hat sanatına açtığı çığır sürerken bundan bir asır sonra İsmail Zühdü ve kardeşi Mustafa Rakım onun yazılarından ilham alarak kendi tarzlarını ortaya koymuşlar. Mustafa Rakım’dan sonra gelen üstat Sami Efendi, onun yoluna yeni bir yön vermiş. Bu isimler, yüzyıllar boyunca en güzel Osmanlı hat sanatı örneklerini vermiş; Osmanlı’da hat sanatının gelişmesine büyük katkılar sağlamış.
İsmi en bilinen ve hat sanatına katkılar sağlamış önemli hattatlardan bazıları; Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Abdulkadir Saynaç, Sami Efendi, Neyzen Emin, Hamit Aytaç, Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisari, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Mahmut Celaleddin Efendi’yi sayabiliriz.
Kur’an ve Yusuf Suresinin kaligrafik analizinden örnekler
Yusuf Suresi’nin kaligrafik tasviri, Kur’an-ı Kerim’in anlam derinliğini ve estetik güzelliğini ifade etmenin yanı sıra, hat ve kaligrafi sanatının felsefesini de yansıtan zengin bir sanat eseridir. Hat sanatında her bir çizgi, nokta ve harf hem anlam hem de form açısından bir bütünlük içinde kurgulanır ve bu da Kur’an’ın her bir kelimesinin Allah tarafından indirildiği inancının bir ispatı niteliğinde.
Arapça, diğer dillerden farklı olarak, kelimelerin kök yapısı üzerine kurulu bir dil olup, bu köklerden türeyen kelimeler, çeşitli anlam katmanlarına sahip olabiliyor. Hat sanatında ise bu kelimeler, form ve yapılarıyla bu katmanları görselleştiriyor. Örneğin, “البصر” (el-basr) kelimesi “görme” anlamına gelirken, kaligrafi ile yazıldığında gözün vizyonunu ve derinliğini simgeleyebiliyor. Şimdi yazacağım kısım tamamen subjektif bir bakış açısı olup kişiseldir. Mutlak bir gerçek olarak algılanmamalıdır.
Yusuf Suresi’nin kaligrafik analizinde sureyi şu sekanslara bölebiliriz:
Vahyin Estetiği: Sure, klasik İslami kaligrafi formlarının bir sentezi olan ‘Nesih’ stili ile başlar. Bu, okuyucunun gözünü metne çeker ve onu hem görsel hem de manevi bir yolculuğa davet eder.
Yusuf Suresi’nin başlangıcında Yusuf’un gençlik yılları ve masumiyeti anlatılır. Nesih stili, bu saf ve temiz bölümü vurgulamak için ideal çünkü okunaklı ve net yapısı, genç Yusuf’un saflığını ve temiz kalbini yansıtır. Rüyasının anlatıldığı başlangıç ayetleri için Nesih’in kullanılması, hikayenin temelini oluşturan bu rüyanın önemini ve anlaşılırlığını vurgular.
Hikmetin Akışı: Surenin ayetleri, “Muhakkak” stiliyle yazılmış çizgilerle ve kıvrımlarla bütünleştirilmiş, bu da Allah’ın emirlerinin ve hikmetlerinin kesinliğini ve akışını vurgular.
Duygusal Derinlik: Yusuf’un hikayesindeki duygusal anlar, ‘Divani’ yazı stili ile ifade edilmiş olabilir mesela. Bu stilin dalgalanma ve sarmal formları, Yusuf’un karşılaştığı zorlukları ve zaferleri dramatize eder. Kralın rüyası gibi karmaşık ve entrikalarla dolu bölümler, Divani’nin iç içe geçmiş ve karmaşık yapısıyla betimlenebilir. Bu stil, surenin karmaşıklığını ve iç içe geçmiş olay örgüsünü yansıtır ve hikayenin bu bükümlü yönlerini sanatsal bir incelikle ortaya koyar.
Ruhani Dönüşüm: Yusuf’un hapisten kurtuluşu ve yükselişi, ‘Sülüs’ stili ile vurgulanabilir. Bu stildeki geniş ve zarif harfler, onun manevi yükselişini ve Allah’ın lütfunu yansıtır. Yusuf Suresi’nin daha dramatik kısımları, Sülüs stilinin etkileyici ve dramatik karakterleri ile ifade edilebilir. Yusuf’un kardeşleri tarafından kuyuya atılması, Aziz’in karısının baştan çıkarma çabaları ve sonrasında hapse atılması gibi olaylar, Sülüs’ün dramatik ve gösterişli yapısıyla ifade edildiğinde, Yusuf’un imtihanı ve karakter gücü daha etkili bir şekilde vurgulanabilir.
İlahi Adaletin Simetrisi: Surenin ilerleyen bölümleri, kelime ve harflerin simetrik düzenlemesiyle, Allah’ın adaletinin ve hikmetinin dengesini sergiler. Reyhani’nin ince ve zarif yapısı, Yusuf’un bilgeliği ve sonunda ailesiyle kavuştuğu sahneleri ifade etmek için kullanılabilir. Bu bölümler, Reyhani stilinin zarafetiyle yazıldığında, Yusuf’un ruhani olgunluğunu ve ailevi bağların kuvvetini daha iyi yansıtır.
Anlamın Mühürlenmesi: Sure’nin sonu, kelimelerin ve harflerin özenle seçilmiş yerleşimiyle ilahi vahyin tamamlanışını işaret eder. Muhakkak stilinin ağırlığı ve otoritesi, Yusuf’un hikayesindeki dönüm noktalarını, özellikle hapisten çıkışını ve Mısır’da yüksek bir konuma yükselişini vurgulamak için kullanılabilir. Bu stilin gösterişli ve ağır yapısı, Yusuf’un karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmesini ve ilahi adaletin tecellisini simgeleyebilir.
Hemen birkaç haç stili bağlamında sureyi ele alalım, bakalım hangi bölüm hangi hat stiliyle yazılırsa anlam daha derinleşiyor.
Yusuf Suresi’nin anlatısının bazı bölümleri, simetrik ve estetik açıdan zengin olan Müsenna hat stilinin özelliklerine özellikle uygun olabilir. Müsenna, Arapça “çift” anlamına gelir ve genellikle aynalı veya simetrik kompozisyonlar oluşturmak için kullanılılan bu stil, metnin estetik değerini artırırken, aynı zamanda içerdiği anlamlara da farklı bir boyut katabilir.
Yusuf Suresi’nde Müsenna stilinin kullanımı için uygun olabilecek bölümler:
Rüya ve Yorumları: Yusuf’un rüyası ve bu rüyanın sonunda gerçekleşen yorumları, Müsenna’nın simetriğini ve yansımasını temsil edebilir. Rüyanın içeriği ve sonradan gerçekleşen olaylar arasındaki paralellik, Müsenna ile görsel olarak ifade edilebilir.
Kardeşlerin Komplosu ve Sonraki Pişmanlıkları: Kardeşlerin Yusuf’a karşı düzenledikleri komplo ve daha sonra hissettikleri pişmanlık, eylemlerin ve sonuçlarının simetrisini vurgulamak için Müsenna ile tasvir edilebilir.
Yusuf’un Hapis Hayatı ve Sonraki Yükselişi: Yusuf’un hapiste geçirdiği zaman ve sonrasında yaşadığı yükseliş, hayatındaki dönüşümleri simgeleyen bir Müsenna kompozisyonu ile ifade edilebilir.
Küfi’ye bakalım bir de… Küfi, dik açıları ve geometrik formu ile tanınır ve genellikle daha soyut ve dekoratif bir yaklaşım gerektiren metinler için uygundur. Surenin anlatısında Küfi stili ile öne çıkarılabilecek bölümler şunlar olabilir:
Rüyaların Anlatımı: Yusuf’un ve Mısır Kralı’nın rüyalarının anlatımı, Küfi’nin geometrik yapısı ile sembolik bir şekilde ifade edilebilir. Rüyaların soyut doğası, Küfi stilinin simetrik ve düzenli yapısıyla görsel bir dil oluşturabilir.
Kardeşlerin Komplosu: Kardeşlerin Yusuf’a karşı komplosu ve Yusuf’un kuyuya atılması, Küfi’nin katı çizgileri ve açıları kullanılarak dramatik bir şekilde tasvir edilebilir. Bu bölümdeki gerginlik ve entrika, Küfi’nin belirgin hatları ile vurgulanabilir.
Yusuf’un Aziz’in Evindeki Hikayesi: Yusuf’un Mısır’da Aziz’in evinde geçirdiği zaman ve burada yaşanan olaylar, Küfi stilinin düzenli ve kontrollü yapısıyla ifade edilebilir. Bu, Yusuf’un karakterinin gücünü ve olaylara hakimiyetini yansıtabilir.
Yusuf Suresi’nin anlatısında, Tevki hat stilinin zarafeti ve okunaklılığı ile öne çıkarılabilecek bölümler bulunmakta. Tevki, genellikle resmi belgelerde ve fermanlarda kullanılan bir stil olduğundan, surenin daha resmi ve otoriter tonunu yansıtan bölümleri için uygun. Mesela…
Kralın Rüyası ve Yusuf’un Yorumu: Kralın rüyasının anlatıldığı ve Yusuf’un bu rüyayı yorumladığı bölüm, Tevki’nin resmiyetini ve otoritesini yansıtabilir. Bu bölüm, Yusuf’un bilgeliğini ve liderlik vasıflarını ön plana çıkarır.
Yusuf’un Kendini Tanıtması ve Kardeşleriyle Buluşması: Yusuf’un kendini kardeşlerine tanıttığı ve onları affettiği sahneler, Tevki stilinin zarif ve ağırbaşlı yapısı ile ifade edilebilir. Bu bölüm, Yusuf’un otoritesini ve aynı zamanda merhametini vurgular.
Yusuf’un Babası Yakub ile Yeniden Birleşmesi: Yusuf’un babası Yakub ile kavuşma anı, Tevki’nin resmi ve zarif yapısıyla tasvir edilebilir. Bu, hikayenin duygusal bir zirvesidir ve Tevki’nin ağırlığı, bu önemli anın ciddiyetini yansıtabilir.
Bir de Rik’aa’ya bakıp bu bahsi kapatalım. (Kaligrafik analiz bölümünün hacmi aslında 60 A4 ebadında ve umarım hepsini kitap olduğunda paylaşabiliriz)
Hat stilinin zarafeti ve ince çizgileri ile öne çıkan Rik’aa genellikle kişisel mektuplarda ve küçük boyutlu yazılarda kullanılan bir stil olduğundan, surenin daha kişisel ve duygusal tonunu yansıtan bölümleri için uygun.
Yusuf ve Babası Yakub’un Duygusal Diyalogları: Yusuf ve babası Yakub arasındaki duygusal diyaloglar, Rik’aa’nın zarif ve ince yapısı ile ifade edilebilir. Bu, baba-oğul arasındaki sevgi ve bağlılığı vurgular.
Yusuf’un Kardeşlerine Merhameti: Yusuf’un kardeşlerini affettiği sahneler, Rik’aa stilinin ince ve zarif yapısıyla tasvir edilebilir. Bu bölüm, Yusuf’un merhametini ve yüce karakterini yansıtır.
Yusuf’un Dua ve Tefekkür Anları: Yusuf’un kendi içsel düşüncelerine ve dualarına daldığı anlar, Rik’aa’nın ince çizgileri ve zarafeti ile ifade edilebilir. Bu, Yusuf’un ruhani derinliğini ve içsel dünyasını vurgular.
Evet sevgili dostlar surenin dramatik ve sinematik analizini Hocaefendi’nin Yusuf Suresi: Kur’an’ın sihirli ufku isimli kitap başta olmak pek çok temel eserin rehberliğinde yapmaya çalıştık. Daha önce de birkaç kez belirttiğim gibi şüphesiz yazılanların tamamı fakirin subjektif kanaatleri. Belki bir ilk örnek olarak anlam ifade edebiliriz, umalım ve dileyelim ki yakın tarihte Kur’an-ı Kerim pek çok alanın uzmanları tarafından özel olarak analiz edildiği gibi dramatik olarak da analiz edilsin ve insanların istifadesine sunulsun.
Son bir yazı ile meseleyi bağlayacağız.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***