Yeni göç anlaşması öncelikle yeni gelenlerin sayısını azaltmayı, iltica prosedürlerini hızlandırmayı ve iltica işlemlerini Avrupa Birliği’nin dışında yapacak merkezler kurmayı amaçlıyor. AB’nin istatistik kurumu Eurostat’a göre, sığınma başvurularının sayısı son yıllarda istikrarlı bir şekilde artarak 2023’te 1,14 milyona ulaştı. 2022’den bu yana, Ukrayna’dan yaklaşık 4 milyon mülteci AB’ye yerleşti.
Gelecekte sığınmacı ve mültecilerin AB’ye karadan, denizden veya havadan ulaşmalarından sonraki yedi gün içinde kimlikleri belirlenecek. Bilgiler, ileride daha fazla biyometrik veriyle genişletilecek olan Avrupa iltica parmak izi veri tabanı Eurodac’ta saklanacak. Hindistan, Pakistan veya Fas gibi kabul oranları yüzde 20’nin altında olan ülkelerden gelen göçmenler, 12 haftaya kadar sınırda tutulabilecek. Yunanistan, İtalya, Malta, İspanya, Hırvatistan ve Kıbrıs’ta bekleme merkezleri kurulacak ve bu merkezler, yetkililerin, başvuru sahiplerini daha fazla soruşturma yapılmaksızın menşe ülkelerine geri gönderip göndermeyeceklerine karar vereceği yerler olacak. AB genelinde bu merkezler, 30.000 kişiye kadar hizmet verebilecek kapasitede olacak. Kabul oranlarının daha yüksek olduğu ülkelerden gelen göçmenler, normal sığınma prosedürüne geçebilecek. Bu prosedür yıllar alabiliyor ve yapılan düzenlemeyle bu sürenin kısaltılması planlanıyor. Buna göre, başvuruları reddedilen kişiler doğrudan AB’den sınır dışı edilecek.
Yeni Göç ve İltica Anlaşması, göçmenlerin sığındığı ülkelerin, belirli sayıda sığınmacıyı diğer AB üye ülkelerine yerleştirebileceği yönünde bir karar da ihtiva ediyor. Bunun sağlanabilmesi adına “zorunlu dayanışma” mekanizması devreye girecek. Örneğin, Macaristan gibi devletler insanları kabul etmeyi reddederse, tazminat ödemek veya sığınmacıların başvurduğu ülkelere ekipman ve personel göndermek zorunda kalacak. Kabul edilmeyen kişi başına 20.000 Euro tutarında bir miktar öngörülse de bu bağlayıcı bir karar olmaktan uzak. Üye devletler tutarı ve ayrıntıları duruma bağlı olarak müzakere edecek. Kriz durumlarındaysa 27 üye ülkenin tamamı birlikte karar verecek.
Yeni anlaşma aynı zamanda, eğer güvenli olduğu kabul edilen bir ülkeyse, insanların menşe veya geçiş ülkelerine daha hızlı sınır dışı edilmesine de olanak tanıyacak. AB, Tunus, Moritanya ve Mısır gibi üçüncü taraf devletlerle, sığınma talepleri reddedilen insanları kabul etmeleri için anlaşmaya çabalıyordu. Örneğin Tunus, ekonomik yardım karşılığında kendi vatandaşlarını geri almayı kabul ediyor ancak AB rotası Tunus’tan geçen Sahra Altı Afrika’dan insanları kabul etmek istemiyor. AB ile Türkiye arasında 2016 yılında yapılan anlaşma, dört yıllık bir süre içinde Yunanistan’a daha az sayıda Suriyeli sığınmacının gitmesine yol açmıştı. Ancak artık Türk hükümeti başvuruları reddedilen Suriyelileri geri almak istemediği için anlaşma geçerliliğini yitirdi.
Nisan ayı sonunda 27 üye ülkeyi temsil eden Avrupa Birliği Konseyi’nin yeni anlaşmayı onaylaması gerekecek ancak bu sadece bir formalite olarak değerlendiriliyor. Anlaşma, çeşitli yasa ve yönetmelikleriyle yürürlüğe girdiğinde, üye devletlerin yeni yükümlülüklerini yerine getirip getirmeyeceklerini zaman gösterecek.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***