(Serbest Görüş) – Siyasiler kadar sık konuşan Fenerbahçe’nin eski ve yeni başkanlarının son açıklamaları dikkat çekici. Aziz Yıldırım’ın ezbere dönen cümlelerini psikiyatristlerin de analiz etmesini isterim. İç dünyasının hiç rahat olmadığı, bir volkan gibi kaynadığı kelimelere yansıyor. Sebebi ne olabilir?
Acaba Ali Koç’a karşı ağır yenilginin psikolojisini hala üzerinden atamadı mı? Kaybedilen kongre Yıldırım’ın iç dünyasında travmaya mı dönüştü? Yıldırım başarılı bir başkandı. Fenerbahçe’ye sportif zaferlerin yanısıra büyük tesisler de kazandırdı. Eğer yenilgiyi hak etmediğini düşünüyorsa bu pekala takıntıya dönüşmüş olabilir. Ama karşısında da Ali Koç vardı. Türkiye’nin en zengin adamına kaybetti. Bu normal bir insanı teselli eder.
Beni bugün yazmaya iten neden Yıldırım’ın açıklamalarına yansıyan psikolojisi değil, Ali Koç’un imalı, şifreli cümlelerinin ardından ağzından çıkardığı ‘bakla’…
Ali Koç konuşmasını, öne çıkmayı seven bir kişilik… Bir ara o kadar ileri gitti ki, Galatasaray’ı ‘beka sorunu’ olarak niteledi. Bu öyle kolay unutulacak bir söz değil. Aziz Yıldırım gibi bir devi, saf dışı bırakarak, büyük umut ve beklentilerle Fenerbahçe yönetimini devaralan Ali Koç döneminde sportif başarılar gelmedi.
Taraftar için büyük hayal kırıklığı oldu. Sabırlar tükendi. Koç döneminde Başakşehir ilk kez, Trabzonspor 40 yıl aradan sonra şampiyonluğu göğüsledi, Fenerbahçe ikincilikle yetindi. Bu sezona iyi başladı fakat sonrasında tökezledi. Aslında kazandığı puanları ‘başarı’ diye nitelemek mümkün. Ama rakibi Galatasaray daha başarılı oldu. Şampiyonluk yolunda rakibinin bir adım gerisinde. 2 puan kapanmayacak fark değil. Ancak Fenerbahçe’nin panik atak oyunu kolay maçları bile zora sokmakta.
‘DIŞARIDAN BİR EL’…
Göstergeler, analizler, yorumlar ve tahminler şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın, Fenerbahçe’ye oranla daha avantajlı olduğunu ortaya koyuyor. Bu tablo karşısında şampiyonluğa ac Ali Koç gibi bir ismin çileden çıkması doğal. Başarısızlığı kendi yönetimi ve takımında aramak yerine dışarıya yöneldi. Rakibin lehine yapılan hakem hataları… Hakemlerin özel toplantı tutanakları ortalığa saçıldı.
Ya Fenerbahçe’ye puan kazandıran bariz hakem hataları ne olacak? Sarı Lacivertliler’in teknik, taktik ve oyun üstünlüğüyle değil hakem kararıyla kazandığı maçlar yok mu? İkinci Pendik faciasına ramak kala milyonların gözü önünde Fenerbahçe’yi hakem kurtarmadı mı? Hakem hataları konusunda iki takımın birbirine söyleyecek sözü yok. Başkasının gözünde çöp arayacaklarına önce kendi gözlerindeki merteği görsünler.
Ali Koç, ağzından çıkardığı baklaya doğru taşları adım adım döşedi. Çıktı, ‘10 yıldır şampiyon olamamamız sportif desadüflerle açıklanamaz’ dedi. Yani dışarıdan ‘bir ele’ işaret etti. Fenerbahçe’yi durduran ‘o el’ kimin eli… Ardından bayram değil seyran değilken ve takımda şampiyonluğa giderken ‘Haziran’dan sonra ben yokum’ dedi.
Mesajın adresi gayet açıktı. O ele dedi ki: ‘Benim yüzümden Fenerbahçe’yi şampiyon yapmıyorsunuz biliyorum, aha ben bırakıyorum, hiç değilse şampiyon olarak veda edeyim’. Türk futbolunda saha dışı faktörlerin etkili olduğu herkesin malumu. Fenerbahçe de saha dışında zayıf bir takım değil ki… İlk ikiye girer herhalde. Bir Pendik, bir Antalya değil…
Sadece adı değil ruhu da Fenerbahçe’nin üzerinde dolaşan Aziz Yıldırım dayanamadı, halefi Ali Koç’a ‘Şampiyon olmanı istemeyen kim? Adını koy. Adını koymadan mücadele olmaz’ dedi. Yıldırım haklı imalı konuşmanın, adrese sadece ehlinin anlayacağı mesajlar göndermenin anlamı yok, netice de vermedi nitekim.
‘BİLFİİL ANKARA’ İLE NE DEMEK İSTEDİ?
Ve Ali Koç aylardır gevelediği ağzındaki baklayı çıkardı. Dedi ki; Galatasaray siyasi bir güç almış… Başkanı diyor ki beni cumhurbaşkanı başkan yaptı. Bir tarafta Fenerbahçe var bir tarafta bilfiil Ankara’nın dahil olduğu bir kulüp var’. Sözün tamamı deliye söylenir. Orta zeka akıllı Koç’un ‘Fenerbahçe’yi şampiyon yapmıyor’ dediği kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu hemen çözer. ‘Bilfiil Ankara’ sözünün gittiği yer, şüpheye bırakmayacak kadar açık ve aşikar.
Zenginlik para güçtür… Doğrusu Türkiye şartlarında Erdoğan’ın karşısına dikilmek de cesaret ister? Koç’un ‘yürek yiyen’ cesareti dikkat çekici gerçekten. Erdoğan’ı hastaneden eli cebinde uğurladığı o fotoğraf tesadüf değilmiş. Tepkiler üzerine ‘Hata yaptım’ falan dedi ama ötesi varmış.
Bu açıklama Ali Koç ile Erdoğan’ı karşı karşı getirir. Tam da seçim sürecinde Erdoğan, belki de hayatının en zorluğu seçimine giderken ‘Fenerbahçe’yi engelleyen güç bilfiil Ankara’ diyerek taraftara da politik mesaj verdi. Erdoğan’ı hedef tahtasına oturttu. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün başkanının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dolayısıyla AK Parti’ye bu kadar net tavır koymasınının seçimlere etkisi olacağı muhakkak.
Trabzon’daki olaylar nedeniyle, ‘Ligten çekilme’ restinin adresi de Erdoğan’dan başkası değildi zaten. Karar tarihi olarak 2 Nisan’a 31 Mart sonrasına randevu vermesi ayrıca manidar.
Bu açıklamalarıyla Ali Koç Fenerbahçe Başkanı olarak Erdoğan’ın rakipleri arasına girdi. Belki bu rekabet siyasete taşınır. Politikaya uzak durmak isteyen bir spor adamının krtik ve hassas bir süreçte iktidar partisi liderini hedef alması düşünülemez. Ortada bir strateji ve hesap var. Ben bir yürüyüşün ayak seslerini duyuyorum.
Koç son açıklamasıyla, futbol krizinin içine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da çekti. ‘10 yıllık’ başarsızlığın faturasını Erdoğan’a kesti. Erdoğan’ın zorlu bir seçim sürecinin içinde bunalmışken Ali Koç’a sıcağı sıcağına cevap vereceğini sanmıyorum. 31 Mart sonrası sadece siyaset değil futbol dünyasında da sürpriz gelişmeler olursa şaşırmam.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***