Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde siyanürlü toprak yığınının kaydığı alanda 9 işçiye halen ulaşılamazken, AK Parti hükümetinin şirket lehine tutumunda değişiklik olmadığı ve olayın göz göre göre yaşandığı iddiaları hala gündemde.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, SSR Mining Şirketi’ne bağlı Anagold Madencilik’in işlettiği altın madeninde 13 Şubat günü siyanürlü toprak yığma alanındaki kayma olayına ilişkin araştırma sonuçlarını açıkladı.
Deniz Yavuzyılmaz, İliç’teki altın madenine çevresel etki değerlendirme (ÇED) izni verilmesi aşamalarında o dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un onayı olduğunu belirterek, “Bu felaket, siyanür içerikli milyonlarca ton, yığın liç malzemesinden oluşan yapay bir dağın kaymasıdır. Son 2 yıldır bu liç sahasına fazla yükleme yapılmıştır” dedi.
9 işçiye halen ulaşılamadığını ve arama-kurtarma faaliyetlerinde başarı sağlanamadığını kaydeden Yavuzyılmaz, “Bu felaket bir doğal afet değildir. Toprak kayması veya heyelan değildir. Bu felaket, siyanür içerikli, milyonlarca ton, yığın liç malzemesinden oluşan yapay bir dağın kaymasıdır. Yığın liç sahasının yüksekliği 200 metrenin üzerine çıkmıştır. Bu berbat bir dünya rekorudur. Dünyanın en tehlikeli ve en yüksek yığın liç sahasıdır. Oysa kullanımdaki ilk 4 fazın kapasitesi 58 milyon tondur ve bu kapasite 2021 yılı Ekim ayında dolmuş durumdadır. Son 2 yıldır bu liç sahasına fazla yükleme yapılmıştır” diye konuştu.
Murat Kurum’un dönemini işaret etti
O dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ÇED izni verilmesi kararlarıyla İliç’teki altın madeninde siyanürlü toprak yığını alanında kapasite artışı gerçekleştiğini ve bugünkü tabloya gelindiğini söyleyen Yavuzyılmaz, Kurum’un dönemindeki ÇED belgesini gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Felaketin gerçekleştiği yığın liç sahasında kullanımda olan dört faz bulunmaktadır. Dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum’un onayıyla; yığın liç sahasının 5. ve 6. fazları inşa edilmediği halde, inşa edilmiş gibi gösterilerek sahanın kapasitesi kağıt üzerinde 85,3 milyon tona çıkarılmıştır. Oysa kullanımda olan ilk dört fazın kapasitesi 58 milyon tondur ve bu kapasite 2021 yılı Ekim ayında dolmuş durumdadır. Son 2 yıldır bu liç sahasına fazla yükleme yapılmıştır. Bu aşırı yükleme hem Anagold, hem Kartaltepe şirketleri tarafından yapılmıştır. Bakanlıklar süreci doğru düzgün denetlemediği için sonuçta kapasite fazlası üretim ve denetimsizlik nedeniyle yığın liç sahası yıkıldı. Bu kapasite artışlarıyla yığın liç sahası patlamaya hazır bir bomba haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
“Şirket yöneticilerine değil çalışanlara sorumluluk atılıyor”
Olayla ilgili SSR Mining Şirketi ve Anagold Madencilik’in üst düzey yöneticileriyle ilgili tutuklama olmamasına epki gösteren Yavuzyılmaz, ODTÜ’den yeni mezun mühendis Kaan Murat Akpolat dahil 8 tutuklunun profiline bakıldığında, şirket yönetimlerine dokunulmadığının görüldüğüne işaret etti.
Yavuzyılmaz, “Sorumluluk çalışanların üzerine atılmak isteniyor. Felaketin önünü açan onayları veren siyasi sorumlular yargıdan kaçırılmak isteniyor” açıklaması yaptı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise en son 1 Mart ve ardından 2 Mart günü İliç’teki maden sahasında değerlendirmelerde bulunmuştu.
Bayraktar, olayın 18’inci günü olan 1 Mart’ta yöre halkıyla buluşmuş ve “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 14 noktadan su numunesi alıyor. Bugüne kadar insan sağlığı ve çevreyi etkileyecek bir sonuçla karşılaşmadık. Yaşanan kazada sorumluluğu olan kim varsa devlet olarak bunun hesabını soracağız. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Olayın ilk anından itibaren buradaydık, bundan sonra da buradayız” mesajını vermişti.
Bakan Bayraktar, önceki açıklamalarıyla “400 bin kamyonluk yığın bulunduğunu” ve bunu kaldırma işleminin aylar sürebileceğini ifade etmişti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ile Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun ise olay yerinde bulunmaya devam ettiği aktarıldı.
Anagold Madencilik’in 6 ruhsatı geçerli, sahadaki fay hattı yok mu edildi?
CHP’li Deniz Yavuzyılmaz ise, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İliç’teki olay nedeniyle Anagold Madencilik’e verilen çevre iznini iptal etmesini anımsatarak, araştırma sonuçları itibariyle bu ÇED iptaline karşın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Anagold Madencilik’e verilmiş 6 işletme ruhsatı daha bulunduğunu açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Teknik Arama’nın (MTA) fay hattı haritasında değişiklik yapıldığını da kaydeden Yavuzyılmaz, “Erzincan İliç’teki Anagold maden sahasının tam altından geçen Ovacık fay hattı-Munzur segmenti, 2013 yılı MTA haritasında bulunduğu halde, 2023 yılında yayınlanan diri fay haritasında yok. Maden sahasının güneybatısında 16 kilometre mesafede Malatya fay hattının 7,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var. Güneydoğusunda 10 kilometre mesafede Munzur fay hattının 7,4 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var ve kuzeybatısında 10 kilometre mesafede Divriği fay hattı var. Nerede özellikle kimyasal içerikli madencilik yapılmaz sorusunun yanıtı İliç’teki bu işletme aslında” tepkisini gösterdi.
“İliç’teki altın madeni şirketi vergi silinmesiyle ödüllendirilmiş”
Türkiye’nin altın madenlerinden kazanç sağlayıp sağlamadığı tartışması kapsamında Yavuzyılmaz, İliç örneğinde devletin kazancı olmadığını da söyledi.
Yavuzyılmaz, Anagold Madencilik Şirketi’yle ilgili incelemeler itibariyle çevre koşullarına uymadığı için ceza kesilen şirkete, vergi silinmesi dolayısıyla aslında devlet kasasından çok daha fazla para aktarıldığını söyledi.
Yavuzyılmaz, “Bu şirkete 16 milyon 441 bin TL ceza kesildi. İliç’teki maden ocağıyla ilgili bu şirketle Türkiye’de silinen vergi, faiz ve ceza tutarı ise 7 milyon 218 bin dolar oldu. Yani güncel kurla 222 milyon Türk Lirası şirket kazancı oldu. AK Parti şirketin bir cebinden 16 milyon alıp, diğer cebine 222 milyon koydu” diye konuştu.