“Karakterlerin diyalogları, rüyanın sembolizmi ve kullandığı dil yapıları, Yusuf kıssasında hikayenin ilerleyişi için önemli temeller atmakta. Ve dilbilimsel ve morfolojik analiz perspektifiyle baktığımızda, suredeki dil kullanımının, hikayenin gelişimini ve karakterlerin iç dünyasını nasıl zenginleştirdiğini ortaya koyuyor..”
“Kur’ân kıssaları ve o kıssalardaki şahıslar insanlığın serüvenini anlatır. Hayatla uyum içindedir. Hakikattir, hayal değildir.”
Fethullah Gülen
Çalışmamızın şimdiye kadarki bölümünde neredeyse tüm drama kuramlarına göre Yusuf suresini analiz etmeye çalıştık. En büyük teori yaklaşımını en sona sakladık: Robert McKee’nin Story isimli kitabı.
Kitabı genel hatlarıyla (dramatik metne yaklaşım olarak) şöyle açılımlayabiliriz:
Hikaye Yapısı: McKee, bir senaryonun güçlü bir yapıya sahip olması gerektiğini vurgular. Bu yapı, Başlangıç, Orta kısım ve Son olmak üzere üç temel bölümden oluşur. Her bölüm, kendi içinde çatışmalar, dönüm noktaları ve çözümler içerir.
Karakter Gelişimi: Karakterlerin derinliği ve gelişimi, McKee’ye göre bir hikayenin kalbidir. Karakterler, hikayenin ilerlemesiyle birlikte değişim ve dönüşüm geçirmelidir. Bu, izleyici/okuyucu ile karakterler arasında empati kurulmasını sağlar.
Çatışma: McKee, hikayenin ilerlemesini sağlayan ana itici gücün çatışmalar olduğunu belirtir. Karakterlerin hedeflerine ulaşmalarını engelleyen içsel ve dışsal çatışmalar, hikayenin gerilimini ve ilgisini artırır.
Diyalog: Diyalogların, karakterlerin kişiliklerini, arzularını ve çatışmalarını yansıtması gerektiğini vurgular. Diyaloglar sadece bilgi vermek için değil, aynı zamanda karakter derinliğini ve hikaye dinamiklerini göstermek için kullanılmalıdır.
Tema ve Anlam: McKee, her büyük hikayenin, derinlemesine işlenmiş bir tema veya anlam içermesi gerektiğine inanır. Tema, hikayenin altında yatan evrensel mesajı taşır ve izleyici/okuyucuya daha büyük bir perspektif sunar.
Dönüm Noktaları: Hikayenin önemli noktalarında, beklenmedik dönüşler ve dönüm noktaları olmalıdır. Bu anlar, hikayenin yönünü değiştirir ve izleyici/okuyucunun ilgisini canlı tutar.
Göster, Anlatma: McKee, hikayenin görsel bir anlatım aracı olarak sinema için “göster, anlatma” ilkesinin önemini vurgular. Karakterlerin duyguları ve hikayenin olayları, diyalog yerine görsel unsurlarla ifade edilmelidir.
Araştırma ve Gerçeklik: Senaryonun gerçekçi ve ikna edici olması için yazarın konu üzerine kapsamlı araştırma yapması gerektiğini belirtir. Gerçek dünya detayları, hikayenin inandırıcılığını artırır.
Bu 8 temel yaklaşımı Hz. Yusuf’un hikayesine uygulayalım, bakalım nasıl bir netice çıkacak?
Hikaye Yapısı: Yusuf Suresi, başlangıçta Yusuf’un rüyası ve kardeşlerinin kıskançlığı ile başlar, orta kısımda Yusuf’un sınavları ve Mısır’da yükselişi ile devam eder ve sonunda kardeşlerinin affedilmesi ve aile yeniden bir araya gelmesi ile sonuçlanır. Bu, klasik bir başlangıç-orta-son yapısına örnektir.
Karakter Gelişimi: Yusuf’un karakteri, hikaye boyunca önemli bir dönüşüm geçirir. Genç bir çocuktan, Mısır’ın saygın bir pozisyonuna yükselen ve sonunda kardeşlerini affeden bir lider konumuna gelir. Kardeşleri de zaman içinde hatalarının farkına varır ve değişir.
Çatışma: Yusuf’un kardeşleriyle olan çatışması, hikayenin ana çatışmasını oluşturur. Yusuf’un kuyuya atılması, köle olarak satılması ve sonrasında yaşadığı sınavlar, içsel ve dışsal çatışmaları içerir.
Diyalog: Yusuf Suresi’nde diyaloglar, karakterlerin niyetlerini ve duygusal durumlarını yansıtır. Örneğin, Yusuf’un babasına rüyasını anlatması, kardeşlerinin komplosu ve Yusuf’un Mısır’daki Potifar’ın eşiyle olan diyaloğu, karakterlerin derinliğini gösterir.
Tema ve Anlam: Yusuf Suresi’nin temaları arasında sabır, iman, affetme, kardeşlik ve kaderin rolü yer alır. Bu evrensel temalar, hikayeye derin bir anlam katmaktadır.
Dönüm Noktaları: Hikayedeki dönüm noktaları arasında Yusuf’un kuyuya atılması, köle olarak satılması, Mısır’da saygın bir konuma gelmesi ve kardeşlerinin kendisini tanıyamayacağı şekilde karşısına çıkması bulunur. Bu dönüm noktaları, hikayenin yönünü değiştirir.
Göster, Anlatma: Yusuf Suresi, görsel imajlar ve semboller kullanarak hikayeyi anlatır. Örneğin, Yusuf’un rüyasındaki güneş, ay ve yıldızlar; Yusuf’un gömleğinin yırtılması; ve kuyunun tasviri, önemli olayları görsel olarak ifade eder.
Araştırma ve Gerçeklik: Yusuf Suresi, tarihi ve kültürel detayları içerir. Yusuf’un Mısır’da yaşadığı dönem, o dönemin toplumsal ve ekonomik yapısı hikayenin gerçekçiliğine katkıda bulunur.
Açıkça görüldüğü üzere Yusuf Suresi’nin hikayesi, McKee’nin senaryo yazımı prensipleriyle uyumlu bir şekilde, güçlü bir yapı, derin karakter gelişimleri, çatışmalar, etkileyici diyaloglar, zengin temalar, dönüm noktaları ve görsel anlatım özellikleri içerirken, bu unsurlar, hikayeyi zaman ve kültür farkı gözetmeksizin evrensel ve etkileyici kılıyor.
Surenin lingustik/morfolojik analizi
Önce morfoloji üzerine birkaç kelam etmeliyiz.
Malum, Morfoloji, dilbilimin bir alt dalı olup, kelimelerin yapısını ve biçimlenişini inceleyen bilim dalı. Bir dildeki kelimelerin nasıl oluşturulduğu, kelimelerin içerdiği en küçük anlam birimleri olan morfemlerin yapı ve işlevlerini, bu morfemlerin birleşme kurallarını ve kelimelerin çekimlenmesi veya türetilmesi gibi süreçleri ele alıyor. Bu kavram, dilin en küçük anlamını taşıyan morfemler, kelimelerin yapısal özellikleri, türetimi, çekimlemesi ve morfolojik analiz gibi kısımları içeriyor.
Morfoloji, dilin temel yapı taşlarını ve kelimelerin nasıl oluşturulduğunu anlamak açısından kritik bir öneme sahip. Günümüzde ise aynı zamanda dil öğrenimi, dilbilgisel bozuklukların tedavisi, dil teknolojileri ve yapay zeka uygulamaları gibi alanlarda da uygulamalı yönleri bulunmakta.
Geçelim analize…
Ayetleri teker teker morfolojik analize tabii tutarsak bir makale hacminin onlarca misli bir metin ortaya çıkacağından, Yusuf Kıssası’nı sekanslara bölerek bu analizi yapacağız.
Yusuf Suresi’nin ilk 15 ayeti, surenin başlangıcını oluşturan bir sekans olarak ele alındığında, bu bölümdeki dilbilimsel ve morfolojik özelliklerin birlikte nasıl bir anlam bütünlüğü oluşturduğunu analiz etmek ilginç bir netice ortaya çıkarıyor. Bu sekans, Yusuf’un rüyasını, babasının ona verdiği öğütleri ve kardeşlerinin Yusuf’a karşı duydukları kıskançlığı içeriyor. Biraz daha yakından bakacak olursak…
Lingustik analizin ilk adımı anlatım ve temaya odaklanmaktır. Bu odaklanmayı yaptığımızda bu sekansın Yusuf’un rüyası ve onun sonucunda gelişen olayları anlattığını görüyoruz. Rüya, hikayenin sembolik bir öğesi olarak ön plana çıkıyor ve Yusuf’un gelecekteki önemini işaret ediyor.
Karakter Gelişimi perspektifiyle baktığımızda ise Yusuf ve babası arasındaki diyalog, karakterlerin psikolojik derinliğini ve aralarındaki ilişkiyi ortaya koymakta. Kardeşlerin Yusuf’a karşı hissettikleri kıskançlık ise, karakterlerin motivasyonlarını ve iç çatışmalarını gösteriyor.
Morfolojik analize geçelim.
Kök ve türetimlerine örnek verecek olursak; “رأى” (r-’-y, görmek) kökünden türetilen “رَأَيْتُ” (ra’aytu, gördüm) fiili, Yusuf’un rüyasını ifade ederken kullanılıyor. Bu ise, Arapçanın kök sistemini ve fiil türetme mekanizmasını şahane örnekliyor. Çekim ve ek perspektifiyle ele aldığımızda ise “قال” (qāla, dedi) fiilinin çeşitli çekimleri, diyalogdaki farklı konuşmacıları belirtiğini görüyoruz. Misalen; “قالوا” (qālū, onlar dedi) formu, kardeşlerin kolektif eylemini ifade ediyor. Öte yandan “يُوسُفُ” (Yūsuf) isminin yanında kullanılan “أَيُّهَا” (ayyuha, ey) hitap ifadesi, Yusuf’a verilen önemi ve saygıyı vurgulaması açısından enteresandır. Son olarak bu ayet kümesinin anlam katmanlarına baktığımızda bir tabloyla karşılaşıyoruz: “سَاجِدِينَ” (sācidīna, secde edenler) kelimesi, “س ج د” (s-c-d, secde etmek) kökünden türetilmiş olup, rüyadaki 11 yıldızın, güneşin ve ayın Yusuf’a secde etmesi anlamına gelir ve Yusuf’un yüksek konumunu sembolize ediyor.
Hasılı; bu sekansın (ilk 15 ayet) lingustik ve morfolojik analizi, Yusuf Suresi’nin başlangıcının nasıl katmanlı ve anlam yüklü bir metin olduğunu göstermesi açısından önemli. Karakterlerin diyalogları, rüyanın sembolizmi ve kullandığı dil yapıları, hikayenin ilerleyişi için önemli temeller atmakta. Ve görüldüğü üzere dilbilimsel ve morfolojik analiz, bu bölümdeki dil kullanımının, hikayenin gelişimini ve karakterlerin iç dünyasını nasıl zenginleştirdiğini ortaya koyuyor.
Yusuf Suresi’nin 16-18. Ayetleri ise, Yusuf’un kardeşlerinin babalarına Yusuf’un kuyuya düşmesi hakkında yalan söyledikleri sahneyi içermekte. Bu bölümün, hikayenin dramatik yapısını ve karakterler arasındaki gerilimi artırdığını görüyoruz. Lingustik açıdan baktığımızda ise bu durumda kardeşlerin babalarına yalan söylemeleri, hikayenin dramatik gerilimini artırıyor ve karakterlerin etik değerleri konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Öte yandan bu sekans, Yusuf’un kardeşlerinin karakterlerini ve babaları Yakup’un onlara olan güvenini daha detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Yakup’un tepkisi ise, onun bilgeliğini ve oğullarının yalanını sezme yeteneğine yapılan bir vurgu.
Bu sekansın morfolojik analizini ise şöyle yapabiliriz: “جَاءُو” (Cā’ū, geldiler) ve “قَالُوا” (qālū, dediler) fiilleri, kardeşlerin eylemlerini ifade ediyor. “-و” (ū) eki, fiillerin üçüncü şahıs çoğul çekimini gösteriyor ve birden fazla kişinin eylemini belirtiyor.
“كَذِبٍ” (kazzib, yalan) kelimesi, “ك ذ ب” (k-z-b) kökünden türetilmiş ve kardeşlerin söyledikleri yalanı ifade ediyor. Bu kelime, hikayede moral ve etik bir boyut ekliyor.
“فَجَاءُو عَلَىٰ قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ” (fa-cā’ū ‘alā qamīsihi bidamin kazibin, sonra onun gömleğini yalancı bir kanla getirdiler) ifadesinde, “بِدَمٍ كَذِبٍ” (bidamin kazibin, yalancı kan) tamlaması, kardeşlerin aldattıklarını ve yalan söylediklerini vurgulayan güçlü bir görsel imgeliyor.
Bu ayetlerdeki dilbilimsel ve morfolojik özelliklerin, hikayenin dramatik ve duygusal yoğunluğunu artırdığını gözlemliyoruz. Kardeşlerin yalanları ve Yakup’un üzüntüsü, kelimelerin seçimi ve kullanılan dil yapıları aracılığıyla ifade ediliyor. Morfolojik analiz neticesinde, Arapçanın kök ve ek sistemini ve bu sistemlerin hikayenin anlamını nasıl zenginleştirdiğini görüyoruz. Bu bölüm, Yusuf Suresi’nin anlatısında önemli bir dönüm noktası ve karakterlerin iç dünyalarını ve hikayenin ilerleyişini şekillendiren önemli olayları içeriyor.
Yusuf Suresi’nin 19-32. ayetleri, Yusuf’un kuyudan kurtarılışı, Mısır’a satılması ve Mısır’daki evinde yaşadıklarını içeren sekansları oluşturuyor. Bu bölümler, Yusuf’un hayatındaki önemli bir geçiş dönemini ve onun karakterindeki asaleti ve sabrı vurgulamakta. Burada karakter gelişimi açısından da önemli bir durum söz konusu. Yusuf’un Mısır’da karşılaştığı zorluklar ve Potifar’ın karısıyla yaşadığı olaylar, onun karakterinin derinliğini ve ahlaki gücünü ortaya koyuyor. Yusuf, bu zorluklar karşısında sabır ve ahlaki sağlamlık gösteriyor.
“اشْتَرَاهُ” (işterāhu, onu satın aldı) fiili, “ش ر ي” (ş-r-y, satın almak) kökünden türetilmiş ve Mısır’da Yusuf’u satın alan kişiyi ifade ediyor. “-هُ” (hu) eki, üçüncü şahıs tekil zamiri (onu) ifade etmekte.
“يُوسُفُ” (Yūsuf) ve “الْعَزِيزِ” (el-‘Azīz, aziz veya güçlü kişi) gibi isimler, karakterlerin sosyal statülerini ve rollerini belirtiyor. Potifar için kullanılan “الْعَزِيزِ” kelimesi, Mısır’daki yüksek rütbeli kişiyi, muhtemelen veziri ifade ediyor.
“وَرَاوَدَتْهُ” (verāvedethu, ve onu baştan çıkarmaya çalıştı) ifadesi, “ر و د” (r-w-d, baştan çıkarmak) kökünden türetilmiş ve Mısır Azizi’nin karısının Yusuf’a yönelik eylemlerini anlatıyor. “-تْهُ” (t-hu) ekleri, fiilin kadın tarafından yapıldığını ve eylemin nesnesinin Yusuf olduğunu belirtmekte.
Gelelim Yusuf Suresi’nin 33-53. Arasındaki ayetlere. Yusuf’un Mısır’daki evinde yaşadığı deneyimden, zindana düşmesine ve sonunda Mısır’da önemli bir konuma yükselmesine kadar olan olayları kapsayan sekanslar zincirinden bahsediyoruz. Bu bölümler, Yusuf’un karakterindeki sabır, bilgelik ve ahlaki bütünlüğün yanı sıra, onun zorluklar karşısında gösterdiği direnç ve başarıyı vurguluyor. Yusuf’un sabrı, zeka ve liderlik yetenekleri bu dönemde ön plana çıkıyor. Yusuf’un zindandaki diğer mahkumlarla etkileşimi ve onların rüyalarını yorumlaması, onun bilgeliğini ve iyi niyetini göstergesi. Yusuf’un Mısır kralına danışmanlık yapması ve kıtlıkla başa çıkma planı, onun yeteneklerinin ve karakterinin olgunluğunun bir ifadesi.
“قَالَ” (qāla, dedi) ve “رَأَى” (ra’ā, gördü) gibi fiiller, hikayede sıkça kullanılıyor ve çeşitli karakterlerin eylemlerini ve deneyimlerini ifade ediyor. Fiillerin çekimleri, konuşan veya eylemde bulunan kişilerin sayısını ve cinsiyetini belirtmekte. Öte yandan “الْمَلِكُ” (el-malik, kral) ve “السَّجِينِ” (es-sacīn, zindan) gibi isimler, hikayede önemli roller oynayan karakterleri ve mekanları belirtiyor. Bu kelimeler, hikayenin çeşitli unsurlarını ve atmosferini oluşturmakta.
Anlam Katmanlarına inecek olursak: “وَقَالَ الْمَلِكُ إِنِّي أَرَى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانًا يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ” (Ve kral dedi: Ben, yedi semiz inek gördüm ki, onları yedi zayıf inek yiyor) ifadesinde, rüyada geçen “بَقَرَاتٍ سِمَانًا” (baqarātin simānan, semiz inekler) ve “عِجَافٌ” (‘icāfun, zayıf inekler) kelimeleri, gelecekteki kıtlığı ve bolluğu sembolize ediyor ve Yusuf’un yorumlama yeteneğini vurguluyor.
Yusuf Suresi’nin 54-88. ayetleri, Yusuf’un Mısır’da önemli bir konumda olmasından, kardeşlerinin Mısır’a gelip onunla karşılaşmalarına ve sonunda ailenin yeniden bir araya gelmesine kadar uzanan olayları kapsamakta. Bu sekanslar, Yusuf’un ailesiyle olan ilişkisinin yeniden kurulmasını, onun kardeşlerini affetmesini ve babası Yakup’un gözlerinin açılmasını içeriyor. Robert McKee paradigmasıyla bakıldığında bu sekanslar hikayenin çözümünü ve Yusuf’un karakterindeki büyük sabrı ve hoşgörüyü vurgulamakta.
“يَا أَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ” (Ya ebeti, hāzā ta’vīlu ru’yāya min qablu, Babacığım, işte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur) ifadesindeki “تَأْوِيلُ” (ta’vīl, yorum) kelimesi, Yusuf’un rüyasının gerçekleştiğini ve onun hayatındaki olayların bir plan dahilinde olduğunu ifade ediyor.
Bu ayetlerdeki dilbilimsel ve morfolojik özellikler, Yusuf’un hikayesinin duygusal ve çözüm odaklı bu kısmını derinlemesine anlatıyor. Yusuf’un kardeşlerini affetmesi, ailesinin yeniden birleşmesi ve babası Yakup’un gözlerinin açılması, hikayenin temel mesajlarından biri olan affetmenin ve sabrın önemine yapılan açık/kapalı atıflar var.
Yavaş yavaş finale geliyoruz.
Yusuf Suresi’nin 89-101. ayetleri, hikayenin doruk noktasını ve sonrasını içeriyor: Kardeşlerinin Yusuf’u tanıması, Yusuf’un kendini açıklaması, ailenin tamamen yeniden birleşmesi ve Yusuf’un geçmişte yaşadığı olayları anlamlandırması… Bu ardışık sekanslar, affetme, tevazu ve kaderin kabulü gibi temaları derinlemesine işlemekte.
Artık yavaş yavaş “Peki biz bu hikayeyi niye dinledik?” sorusunun cevabına da geçiyoruz aslında…
Yusuf’un dua ettiği ayetlerdeki, “رَبِّ” (Rabbi, Rabbim) kelimesi, onun Allah’a olan derin bağlılığını ve tevekkülünü gösteriyor. “تَأْوِيلُ” (ta’vīl, yorum) kelimesi, Yusuf’un rüyasının gerçekleşmesini ve hayatındaki olayların Allah’ın iradesi doğrultusunda, yani ilahi qlan çerçevesinde gerçekleştiğine işaret ediyor.
Bu ayet kümesindeki dilbilimsel ve morfolojik özellikler, Yusuf Suresi’nin bu önemli ardışık sekanslarında yaşanan duygusal ve ruhsal dönüşümleri zengin bir şekilde anlatmakta. Karakterlerin yeniden birleşmesi, Yusuf’un kardeşlerini affetmesi ve Yusuf’un hayatındaki olayların anlamını kavraması, hikayenin merkezi mesajlarını pekiştiriyor.
Ve final; 102-111. Ayetler.
Bu ayetler hikayenin sonuyla beraber Kuran’ın bu hikayeden çıkardığı dersleri içermekte. Bu kısımda, Yusuf’un hikayesinin Kuran’da neden anlatıldığına dair bir özet ve öğütler yer alıyor. Bu bölüm, sabır, iman ve ilahi plana olan güvenin önemini vurgulamakta.
“وَمَا أَكْثَرُ النَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِنِينَ” (Ve ma ekseru en-nāsi ve lev haraste bi-mu’minīn, Ve insanların çoğu, ne kadar çok istesen de inanmazlar) ifadesiyle, insanların inanç konusundaki tutumlarını ve gerçeği kabul etme konusundaki zaaflarına yapılan gönderme mevcut.
Devam edeceğiz…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***