TİP Hatay belediye başkan adayı Gökhan Zan’ı seçime iki hafta kala geri çekmişti.
Bunda ortaya çıkan iki ses kaydı etkili olmuştu.
Sosyal medyada Zan’a ait olduğu iddiasıyla paylaşılan ses kayıtlarında, Zan’ın adaylıktan çekilmeme karşılığında AKP’den 5 milyon dolar ve ayrıca TRT’de kendisine pozisyon istediği duyulmuştu.
Ancak Zan ses kayıtlarının montaj olduğunu iddia etmişti. Zan ayrıca kendisine kumpas kurduğu iddiasıyla Turgay Kocakaya’dan şikayetçi olmuş ve Kocakaya bunun üzerine tutuklanmıştı.
SÖZCÜ TV yayınına katılan TİP’li Ahmet Şık, süreci tek tek anlattı. İşte öne çıkan başlıklar:
”Dahlimiz yok ama, sürecin böyle gelişmesinde payımız var. O yüzden Hatay halkından samimiyetle şahsım ve partim adına özür diliyorum.
Ben kendisiyle 10 Şubat’ta tanıştım. Dürüst olayım kendisini de sevdim…
7 Mart günü Antakya adayımız Ecevit Alkan bana “Gökhan’ın başı belada olabilir farkında mısınız?” diye sordu. Turgay Kocakaya’nın tweetinin fotoğrafını gösterdi. Aynı Gün Gökhan’a sordum. “Bana seçim çalışmaları için sponsorluk vadetti. Onunla ilgili bir takım konuşmalar yaptık. Ve fakat konuşmaları manipüle etmiş, kırpmış, deep fake yoluyla sahte bir kayıt üretmiş. Bana şantaj yapıyor” dedi.
Gökhan Zan’dan bir para istendiği konusuna ben kaniyim açıkçası.
Gökhan o süreçte “Benden gram şüpheniz varsa hemen adaylıktan çekilebilirim” dedi. Ben kendisine inandım. “Kendinden şüphen var mı?” diye sordum. “Hayır” dedi. O zaman “Benim de yok” dedim.
Ses kaydı mahkemeye taşınır kaygısı
“Şantaj, tehdit, haberleşmenin gizliliğini ihlalden suç duyurusunda bulunabiliriz” dedik. Bunu kabul etti ancak ilginç bir şekilde Gökhan Zan bize şunu sordu: “Biz suç duyurusunda bulunduğumuzda mahkemede bu konuşmalar vesaire konuşulur mu?” Biz “Tabii ki gelir” deyince “O zaman sadece haberleşmenin gizliliğini ihlalden suç duyurusu yapalım” yanıtı verdi. 9 Mart’ta suç duyurusunda bulunduk ama şantaj ve tehdit kısmını kendisi istemedi.
Kaydı Savaş’a yakın isimler getirmiş
Daha sonra bana Lütfü Savaş’a yakın olduğunu düşündüğüm aracılar ses kaydını getirdi. 13 Mart gecesi 5 kişinin olduğu ortamda o kaydı dinledim. Telefondan dinledim. İnanmadım Gökhan’a ait olduğuna. Ertesi gün kulaklıkla defalarca dinledim. Ve maalesef Gökhan’a ait olduğunu anladım.
Durumu partiyle paylaştım. Gökhan’ı Hatay’a çağırdım. Ertesi gün üç parti yetkilisiyle toplantı yaptık. Kaydı reddetti, deep fake dedi. Ben de kayıt gerçek, ancak kesilip biçildiğini söyledim.
Spor yorumculuğu meselesini sorduk. “Evet onu istedim” dedi. Futbol yorumculuğunun hakkı olduğuna inanarak söylüyor bunu. “Siyasete girdim meslek kariyerimi yaktım. Bu benim hakkım. Tabii ki isteyeceğim” diyor. Bunu safça söylüyor. Nerede siyaset yaptığını, neyle mücadele ettiğini bile anlayamayan bir çizgiden söylüyor. Bunu duyunca ben çok şaşırdım bunu duyunca.
Uzmanlar raporladı
Adli bilişim ve siber güvenlik uzmanından rapor istedik kayıtla ilgili. 27 sayfalık rapor geldi. Sonuç bölümünden okuyorum: “Videonun kesintisiz devam ettiği, arka seslerde devamlılık olduğu, herhangi bir atlama olmadığı, sesin hızında beklenmeyen değişiklik veya frekansta dalgalanmalar olmadığı, tespit edilmiştir.”
Benim anladığım, burada kirli ilişkilere girmeye çalışan bir ikili var. Ve bunda başarısız olunmuş anladığım kadarıyla. Her taraf denenmiş, son kertede de para kazanmayı gözüne kestirmiş olan, diğer kişiye şantaj yapmaya başlamış. Ve iş buraya kadar gelmiş. İşin tam göbeğinde yer alan biri olarak söylüyorum; Maalesef Gökhan Zan’ın iddia ettiği gibi değil ortadaki durum. Bunun için de çok üzgünüm.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***