İbrahim GENÇ
“Parislilerin de caddelerini çamursuz, gökyüzünü bulutsuz gördükleri güzel günler olur.” sözleriyle başlıyordu Honore de Balzac, Otuzunda Kadın romanında. Romanın konusu Paris’in caddeleri değil; bir kadının etrafında dönen bir olay örgüsü. Bunun Ağrı’yla da hiçbir ilgisi yok aslında. Ama sohbet ortamlarında “Ağrı’nın doğunun Paris’i yapılacağı” sözlerinin verildiğini duyduğumda, ilk aklıma gelen şey romanda geçen bu sözler oldu doğrusu. Tabii Balzac’ın romanının konusu bir kadın, ama hikayemizin kahramanı Ağrı’nın kendisi. Ülkenin doğusunda, Batı’dan uzakta bir kent. Uzakdoğu değil elbette, ama doğu ve uzak arasındaki ikilemin sancısı var burada. Çünkü uzaklık olgusu, ekonomik ve sosyal imkanlarla şekillenen bir olgu. Dolayısıyla hiçbir kent Ağrı’ya uzak değil; ama Ağrı, her yere uzak. Çünkü bu; sosyal refah düzeyi, ekonomik durum ve ulaşım imkanlarının bir kenti mahkum ettiği bir sonuç.
Ağrı’nın da birçok alanda barındırdığı bir potansiyel var aslında. Ağrı Dağı, müthiş bir şöhret vermiş kente. Ama bu dağı sakın merkezde aramayın, çünkü dağın kendisi Doğubeyazıt’ta. Ağrı’nın başta doğa sporları, sınır ticareti, kış turizmi, kültürel değerler, kaplıcalar, tarım ve hayvancılık vb. olmak üzere birçok potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Bütün bunlara rağmen bir sahipsizlik hikayesinin içinde buluyorsunuz kendinizi burada. Temel geçimlik ekonomi hayvancılık; ama yıllar içinde ülkede büyük ve küçükbaş hayvan varlığı artarken Ağrı’da azalmış durumda. Kente gelen yerli – yabancı turist sayısı geçmiş yıllara göre düşerken alt ve üstyapı ciddi bir sorun. Havası en kirli kentler içinde birinci, kişi başına düşen milli gelirde sonuncu bir kent. Üstüne üstlük kentte temel belediyecilik hizmetleri sunulmamış, Ağrılıların payına kışın çamur ve çukur; yazın toz ve toprak düşmüş. Bunların etkisiyle Ağrılı gençlerin kıtalar arası göçü başlamış son yıllarda. Öyle ki son birkaç yılda 30 bini aşkın gencin ABD ve Kanada’ya gittiği her ortamın değişmez konusu.
KENTİN SORUNLARI HALKIN DİLİNDE
Ağrı’nın içinde bulunduğu ahvali şerait, 31 Mart seçimini de sıcak bir gündem yapıyor haliyle. Çünkü kent sakinleri, doğrudan kentin sorunlarına hakim. Dolayısıyla bir kahvehanede oturduğunuzda, kentin sıcak gündemiyle de tanışıyorsunuz. Özellikle kent merkezinde çukur ve çamur yollar adeta başat bir gündem. “Asgari belediye hizmetleri yok” serzenişini duymak pek zor değil. Üstüne üstlük her aileden uzak kentlere ve ülkelere giden gençlerin durumu tam bir trajedi. Ağrı merkez küçük bir yer, haliyle her sorun ve acı kente yayılıyor kolayca. Tabii “nerede o eski bayramlar?” dercesine “Nerede o eski seçimler?” diyebiliyor insan. Çünkü sakin bir mecrada akıyor süreç. Demokratik ve centilmence bir sürecin işlemesi açısından olumlu bir hava hakim.
2024 yerel seçimi, önceki seçime nazaran çok adaylı. Ağrı’da da bol adaylı bir seçim var. Yeniden Refah Partisi, DEM Parti, CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi, Hüda Par, AKP şeklinde uzayan bir liste. Tüm partilerin adayları, kendi politik hatları çerçevesinde söylemleri öne çıkarırken “projeler seti” her partinin olmazsa olmazı olmuş durumda. Bunun sebebi, Ağrı halkının belediyeciliğe duyduğu özlem. Siyasi partiler de bunun farkında. Ama halkın bir mega proje beklentisi yok. Çünkü yol, su, kaldırım, çöp, ulaşım vb. temel sorunlar aşılmış değil kentte. Bu tablo, son 5 yıldır da dahil olmak üzere, Ağrı Belediyesi’ni 19 yıldır yöneten AKP için ciddi bir baş ağrısına dönüşmüş durumda. Bu haliyle, Ağrı’da AKP’nin üstesinden gelmekte çok zorlandığı bir gündem söz konusu. AKP’li aday Mehmet Salih Aydın, söylemleriyle yurttaşa ulaşmaya çalışsa da, projelerle halkı etkilemek istese de geçmişin bagajından kurtulabildiği söylenemez.
HALK AKP’Lİ YILLARI SORGULUYOR
AKP’nin Ağrı bagajı 2004 ve 2009 yıllarında nispeten hafifken 2017-2019 kayyım döneminin tüm olumsuzlukları doğrudan iktidarın hanesine yazıldı. Özellikle Mart 2019 seçiminde büyük söz ve vaatlerle belediyeyi kazanan AKP’nin hizmet pratiği adeta bardağı taşıran damla olmuş durumda. Bu sebeple AKP, Ağrı’da devlet imkanlarına vurgu yaparak “mega projeler seti” ile halkın karşına çıktıkça “mega sorunlar seti” ile yüz yüze kalıyor. Buna bağlı olarak yurttaşlar, ciddi bir sorgulama içinde. Kaldı ki AKP’nin de Ağrı’da son 5 yılın belediye hizmetlerini öne çıkarıp bununla propaganda yapan bir politikası yok. Çünkü topluma, bu sefer farklı olacağı izlenimi ısrarla verilmek isteniyor. Ama geçmişin bagajını üstünden atamadığı gibi yurttaş da geçmiş yılları sorgulayan bir noktada. Dolayısıyla AKP’li yıllar sorgulanıyor; Ağrı’da gerçek belediyeciliğin başlayacağı propagandası, “Bunca zaman neden yapılmadı?” sorusuna çarpıyor her seferinde.
AKP’nin bagajına mukabil DEM Parti heybesiyle Ağrı’nın sokaklarında. Buna bir de 2,5 yıllık Sırrı Sakık döneminde yapılan olumlu çalışmalar da eklenince bir bagaj sorunu da olmuyor haliyle. DEM Parti, Ağrı’da eş başkan adaylarını ön seçimle belirledi. Ön seçimle belirlenen eş başkan adayları Hazal Aras ve Memet Akkuş etrafında ciddi bir motivasyon söz konusu. Ağrı halkının da saha çalışmalarında DEM Parti’ye gösterdiği ilgiyi fark etmek zor olmuyor. Şartlar DEM Parti’nin lehine olduğu gibi eş başkan adaylarının heybesinde bir projeler seti de mevcut. Projelerin halkın talepleri doğrultusunda belirlendiğini belirten DEM Parti adayları, bunların uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasına dikkat ettiklerinin altını çiziyorlar. Özcesi DEM Parti, hafif bagaj, dolu heybe ile kendini halka anlatma; yurttaşı ikna etme avantajına sahip Ağrı’da.
RÜZGAR DEM PARTİ’DEN YANA
Ağrı’da merak edilen iki şey; taşındığı belirtilen 6 bin 500 yeni seçmenin sonuca etki edip etmeyeceği, özellikle Ramazan’da dağıtılan sosyal yardım kolilerinin yurttaşın tercihlerini değiştirip değiştirmeyeceği. Mevcut seçim atmosferi ve konsolide olmuş bir DEM Parti düşünüldüğünde bunun sonucu değiştirmeye yetmeyeceği görüşü hakim. Nihayetinde Ağrı’da hikayesi iyi olan taraf kazanacak. Bu anlamda DEM Partili Eş Başkan adayı Hazal Aras’ın toplumda yarattığı beklenti çok yüksek. Tüm adayların erkek olduğu bir yerde Aras’ın gençlerde ve kadınlarda ciddi bir etki yarattığı hissediliyor. Özellikle Aras’ın Diyadin Belediyesi eş başkanlığı pratiği, hanesine artı puan olarak yazılıyor. Aras’ın Diyadin hikayesi, Ağrı’da herkesin dilinde. Aras, Diyadin’de yazdığı başarı hikayesini Ağrı’da da yazacağını anlatıyor haklı olarak.
Sonuç olarak Ağrı’da rüzgarın DEM Parti’den yana olmasının, sahada seçmen tercihlerine de yansıması muhtemel. Özellikle 19 yıldır AKP belediyeciliğinin denenmiş olması, seçmeni yeni bir tercih üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Haliyle sağa çekip dörtlüleri yakıp bekleyen bir seçmen kitlesi de söz konusu. Seçime çok az süre kalırken DEM Parti’nin kentte estirdiği olumlu hava ile birlikte gri alandaki seçmeni kazanması zor değil. Zaten Ağrı’da stratejik oy kullanıp yeni bir partiye şans tanımak isteyenler de az değil. Ağrı, DEM’in heybesiyle avantajlı, AKP’nin bagajıyla dezavantajlı olduğu şartlarda 31 Mart’ı bekliyor. Kentte DEM Parti’nin kazanacağı görüşü hakim. Çünkü Ağrılılar artık yeni bir sayfa açmak istiyorlar. Ve bu yeni sayfada Balzac’ın romanın ikinci cümlesinde geçen bir hissiyat var adeta; “İşte, bir Pazar sabahı, o günün böyle güzel günlerden biri olacağını haber veriyordu.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***