8. Yargı Paketi’nin kabul edilmesi ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 31 Mart’taki yerel seçimler nedeniyle 2 Nisan’a kadar genel kurul çalışmalarına ara verdi.
AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu iktidar cephesi tarafından yasalaştırılan 8. Yargı Paketi itibariyle uzun tutukluluk süreleri nedeniyle “adil yargılama hakkı” ihlal edilenler, Anayasa Mahkemesi aşaması öncesinde Tazminat Komisyonu’na başvuracak.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığındaki TBMM Genel Kurulu’nun 1 Mart günü yapılan toplantısı, 2 Mart’ın ilk saatinde AK Parti’nin hazırladığı yargı paketi teklifi üzerine görüşmelerle sonuçlandı. AK Parti iktidarı tarafından “8. Yargı Paketi” olarak sunulan “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. 8. Yargı Paketi, AK Parti ve MHP vekillerinin oylarıyla yasalaştı.
Görüşmeler öncesinde iktidar cephesi, muhalefet partilerince TMSF’yle ilgili kayyım düzenlemesine yapılan itirazı dikkate aldı. Muhalefet tarafından verilen önerge kapsamında, suç tespitiyle el konulacak mal varlıklarına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyım olarak atanmasını sağlayacak hüküm teklif metninden çıkarıldı.
Söz konusu hüküm, “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, silahlı örgüte silah sağlama, terörizmin finansmanı suçlarının bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde yargı mercilerince kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 (beş) yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyım olarak atanabilmesi” yönündeydi.
“Örgüt adına suç işleme” ayrı bir ceza hükmüne dönüştü
8. Yargı Paketi kapsamında Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yapılacak değişiklikle, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme eylemi” artık ayrı bir suç hükmü olacak. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak. Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürümünden ayrı ayrı cezalandırılacak.
AYM geçtiğimiz Aralık ayında, TCK’daki “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220’nci maddesindeki, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” hükmünü Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti.
AYM öncesinde uzun yargılamalar için Komisyon süreci
Adalet Bakanlığı bünyesinde geçici süreyle görev yürüten İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, artık “Tazminat Komisyonu” adıyla beş kişilik hâkim heyeti, uzun yargılama ve tutukluluk kaynaklı hak ihlali başvurularıyla ilgili talepleri değerlendirecek. Böylece idari birim niteliğinde kurulmuş Komisyon, bir anlamda “yargı mekanizması” yapısına dönüşecek.
Ancak Komisyon’un tazminat talebiyle ilgili değerlendirmesi için süre sınırı olmaması dikkat çekti. Benzeri durum Olağanüstü Hal Komisyonu (OHAL) işleyişinde tartışma konusu olmuştu ve AYM’ye bireysel başvuru yoluyla hak araması sürecini geciktirdiği için eleştirilmişti.
Bu kapsamda, 6384 sayılı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun”un adı, “Tazminat Komisyonu’nun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun” şeklinde değişecek.
Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların, makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat ile Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini istemiyle müracaatlar, Komisyon’a yapılacak.
Hükmün açıklanması geriye bırakıldığında artık temyiz yolu açık
Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca yerel mahkemelerce yapılan yargılamalarda hükmün açıklanması geriye bırakıldığında, artık bunun istinaf aşaması olabilecek.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilirse, temyiz yoluna gidilebilecek.
İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması halinde, eğer itiraz etmemiş diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi lehte karardan yararlanabilecek.
Bu düzenleme de 1 Haziran’da uygulamaya girecek.