Gerçek Gündem-Türkiye’nin en köklü ve devlet üniversiteleri arasında bulunan İstanbul Üniversitesi’nin ziyaretçilere açılmasına tepkiler sürüyor.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, 3 gün önce tepki çeken bir karara imza atarak, okulu ziyaretçilere açtığını duyurmuştu.
Zülfikar bu kararı, dünyanın artık ‘duvarsız üniversite’ konseptini tartıştığını söyleyerek, “Üniversitenin kapısı parmaklıklarla kapalı olamaz” diyerek vermişti.
Okulun ziyaretçilere açılmasıyla bir grup, dersin işlendiği bir amfiye girmiş, öğrencilerin uyarılarına rağmen fotoğraf çekmişti.
Gelen tepkiler üzerine üniversite yönetimi bu fotoğraf karesiyle ilgili “Ulusal bir TV-kanal yetkililerinin daha önceden aldığı kurumsal izin çerçevesinde ileri bir tarihte gerçekleştireceği çekim için ders arasında görevli personelimizin eşliğinde yaptığı ön inceleme ziyaretine ait fotoğrafların çarpıtılarak sosyal medya propagandasına çevrilmesi ve tamamen başka bir zemine taşınması, en hafif tabiriyle üniversitemizin ‘Açık Kapı-Açık Bilim’ felsefesini yıpratmaya yönelik provokatif bir girişimdir. Bu görselleri maksatlı bir şekilde paylaşan sosyal medya hesapları ile ilgili hukuki süreç ivedilikle başlatılacaktır’‘ açıklamasını yapmıştı.
Bağımsız İBB Adayı Taylan Yıldız da hiçbir engelleme olmadan üniversitenin hukuk fakültesinde bir dersliğe girerek orada video çekmiş ve “İstanbul Üniversitesi’nde hiçbir engele takılmadan önce kampüse sonra da derse girdim. Üniversite kapısından geçen herkes de derslere girebiliyor. Ne durduran var ne bir şey” demişti.
Karara tepki gösteren İÜ öğrencileri, günlerdir rektörü çeşitli şeklide protesto ediyor.
Bazıları okulun önünde eyleme çıkarken, bir grup öğrenci ise rektörlük önüne karara tepki olarak öğrenci belgelerini yakmıştı.
‘OKULDA HER HALÜKÂRDA GÜVENSİZ BİR ORTAM VAR’
İÜ Talepler Platformu üyesi ve okulun öğrencisi Yunus Emre, “Biz talepler platformu olarak olayın halk düşmanlığına varmasını doğru bulmadığımızı, muhatabının ve sorumlu olanın rektörlük olduğunu düşünüyoruz. Dışarıdan girişlere rağmen insanların tedirginliği var lakin bu tehditler dışarıdan insan giremiyor olsa dahi var. Okulda her halükârda güvensiz bir ortam var, o sebeple güvenliğin sağlanmayacağı kanaatindeyiz. Bu işin ticari noktasındaysa bir kesinlik yok. Fakat hepimiz biliyoruz ki okul turiste açıldığında, insanlar buraya oturacak bir kafe açalım vs. diyecek, özel sektör üniversiteye girmeye başlayacak. Bu sebeple de zaten asgari ücret karşısında değer kaybeden KYK bursları ve kredileriyle yaşayan öğrenciler yaşayabilecekleri tek alan olan üniversitede de artık barınamayacak, biz bunun karşısındayız” dedi.
‘İLK BAŞTA KAPIYI TURİSTLERE DEĞİL ÖĞRENCİYE AÇMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ’
Yunus Emre, yönetimin kararla ilgili sürekli farklı bir açıklama yaptığının altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
Biz üniversiteyi yasaklarla öğrenciye kapatan yönetimin ilk başta kapıyı turistlere değil öğrenciye açması gerektiğini düşünüyoruz. Ve yine okul yönetimi ilk başta “okulu müzevari bir şeye çevirdik” dedi, sonra “halkla eğitim” dedi, kendileri dahi yaptıklarını işe güvenmiyor ve her tepki geldiğinde farklı bir açıklama yapıyor. İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciler eğitim alamıyor, eğitim alanlar eğitimin niteliğinden memnun değil ve bu üniversite her geçen gün akademik açıdan geriye giderken öğrencisini dahi iyi bir eğitimle buluşturamıyor. Halkla eğitimi nasıl yapacak? Bu okul ilk başta bize eğitim vermeyi başarsın diyoruz!”
‘ÜNİVERSİTEMİZİ SAVUNUYORUZ’
“Açık üniversite projesinin toplamda bir neoliberal proje” olduğunu vurgulayan Gizem Özdemir ise şunları aktardı:
“Öncelikle bu okulun dış kapısının dış mandalı muamelesi görmekten sıkıldık. Bize sormadan etmeden kafalarına göre bu kararı alamayacaklarını göstermeliyiz, çabalıyoruz. Açık kapı-Açık bilim diye zırva bir hikâye uydurmuşlar. Öncelikle biz rektörümüzü tanıyoruz. Sen rektör olur olmaz kardeşini yardımcın atayan bir insansın. Samimiyetle okulun halka açılması gibi bir durum asla söz konusu değil. Bizim derdimiz halkla değil, biz bu okulu kazandık, çok akıllıyız, millet salak, o yüzden bu okula bir biz girebiliriz diye bir derdimiz de yok. Bu açık üniversite projesi toplamda bir neoliberal proje. Bunun sonucu okul içini özelleştirmelere açmak. Son tahlilde de deneyip durdukları, zaman zaman başarılı da oldukları devlet üniversitelerini şehir merkezinin dışına taşıma projesi. Bu adımları anlıyoruz, izin vermiyoruz. İstanbul Üniversite’si öğrencileri olarak çeşitli mücadele yöntemleri tartışıyoruz. Üniversitemizi savunuyoruz.”
CAN GÜVENLİKLERİNDEN ENDİŞELİ
İsminin saklı kalmasını isteyen bir öğrenci de, okullarının geçmişte üniversite öğrencisi olmayan sarıklı-cübbeli kişilerce basıldığını hatırlatarak, kampüslerinin ziyaretçiye açılması kararından endişe duyduğunu belirtti. Öğrenci, üniversitelerinin müzeye çevrilmesinden, öğrencilerin can güvenlikleri açısından tedirgin olduğunu vurguladı ve karardan geri dönülmesini talep etti.
ŞERİATÇILAR OKULU BASMIŞTI
Foto: Fatoş Erdoğan
2022 yılının haziran ayında okulun LGBTİ+ öğrencilerinin oluşturduğu “Eşitlik Topluluğu” piknik yapacağını duyurmuştu.
AKP, Saadet ve Yeniden Refah Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Anadolu Gençlik Dernekleri (AGD), Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve onlara bağlı gruplar, etkinliği hedef göstermişti.
Hedef gösterme ve tehditler üzerine İstanbul Üniversitesi’nin İletişim Fakültesi’ne çekilen etkinlik, iptal edilmişti.
Buna rağmen sarıklı ve cübbeli kişilerden oluşan kalabalık bir grup, tevhit bayrağı açıp tekbir getirerek okulu basmıştı. Kalabalık grup şeriat sloganları atmıştı.
Pikniğe katılmak isteyen 26 öğrenci ise gözaltına alınıp ardından serbest bırakılmıştı.
YÖNETİMDEN GERİ ADIM
Hem öğrencilerden hem kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, kararında revizeye giden üniversite yönetimi, ziyaretlere kısıtlama getirildi.
Üniversitenin resmi duyurusunda, 08.30 ile 17.00 arasında olan ziyaret saatlerinin 13.00-16.00 arasına çekildiği belirtildi.
Ziyaretçiler, web sitesi üzerinden randevu alarak yalnızca üniversitenin Beyazıt Kampüsüne girebilecek.
Yapılan duyuru şöyle:
“1. Üniversitemize ziyaretler hafta içi 13:00 – 16:00 saatleri arasında tarihi ve kültürel niteliklerinden dolayı Beyazıt yerleşkemiz bahçesini kapsayacak şekilde gerçekleşecektir.
2. Ziyaret için İstanbul Üniversitesi web sitesi (www.istanbul.edu.tr) üzerinden randevu alınmalıdır.
3. Ziyaretçilerimiz araç ile giriş yapamayacaklardır.
4. Ziyaretlerde Rektörlük binası idari büroları ile eğitim-öğretim görülen binalar, salonlar, etüt sınıfları-okuma salonları ve amfilere giriş yapılamayacaktır.
5. Resmî tatiller (dini ve milli bayramlar, özel günler vb.), sınav günleri ve Üniversitemiz yönetimi tarafından belirlenen zamanlarda kampüsümüz ziyarete kapalı olacaktır.
6. Beyazıt Kampüsü’ndeki tarihi ve kültürel atmosferi deneyimlemek isteyen misafirler, güvenlik görevlilerimiz tarafından yapılacak kontrollere tabi tutulduktan sonra giriş esnasında alacakları ziyaretçi kartları ile yerleşkemize giriş yapabileceklerdir.
7. Üniversite yönetimimiz gerekli görülen durumlarda ek güvenlik tedbirleri uygulama hakkına sahiptir.
8. Yerleşke ziyaretinde, Üniversitemizin eğitim-öğretim ve idari işleyişini bozacak etkinlikler (piknik, grup aktiviteleri vb.) yapılamayacak, ziyaretler sadece kültürel amaçlı gerçekleştirilecektir.
Bilimle toplumu bütünleştirmeyi amaçlayan “Açık Kapı, Açık Bilim” yaklaşımımız, öğrencilerimiz ve mensuplarımızın huzur, refah ve güvenini muhafaza edecek ziyaretçilerimizin sağlıklı ve kaliteli bir deneyim yaşayabilmesini mümkün kılacak şekilde icra edilecektir.
Bu kapsamda Beyazıt kampüs bahçesine yapılacak ziyaretlerde ihtiyaç duyulması durumunda ilave güvenlik önemleri alınacak olup, yukarıda belirtilen güvenlik prosedürlerine aykırı durumlarda, güvenlik görevlilerimiz müdahale etme hakkına sahip olacaktır.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***