Aaron Bushnell, Massachusetts’te nüfusu 10.000’in biraz üzerinde olan sahil kasabası Brewster’da doğdu.
Memleketinde dini kitap yayıncısı Paraclete Press’te bilişim teknisyeni olarak işe girdi. Paraclete Press’in LinkedIn profilinde: “Paraclete Press çalışanlarının çoğu İsa Cemaati üyesidir. Burada çalışıyoruz çünkü yayınladığımız ürünlerin insanları Tanrı’ya yaklaştıracağına ve hayatlarını değiştirecek bir umut ışığı sunduğuna inanıyoruz.” yazıyor. Bushnell, Cape Cod’da İsa Cemaati (Community of Jesus) adı verilen dini bir grubun içinde büyüdü.
Eski üyeleri, 2021 yılında ‘kapalı bir sosyal yapı olmak ve istismar’ ile suçlandı. Washington Post’a konuşan bir aile dostu ve İsa Topluluğu’nun eski bir üyesine göre Bushnell, Orleans’ta grupla bağlantılı yerleşim yerinde büyümüştü. Washington Post’a konuşan arkadaşları, İsa Cemaati’ndeki gençlerin sıklıkla orduya katıldığını belirtirken, Bushnell’in San Antonio’da görev yaptığı sırada sosyalist bir örgütün etkinliklerine katıldığını ve sokaktaki insanlara yemek dağıttığını da söylüyor. Arkadaşları, askerlikle olan sözleşmesinin mayıs ayında sona ereceğini ve kendisinin kariyer değişikliği arayışında olduğunu ifade ediyorlar ve George Floyd’un polis tarafından öldürülmesinin ardından orduya olan eleştirilerinin daha açık ve kuvvetli hale geldiğini ekliyorlar.
‘Sınıf birincisi’
LinkedIn profiline göre Bushnell, Western Governor’s Üniversitesi’nden yazılım mühendisliği alanında lisans derecesine ve diğer ek derslere devam ediyordu ve ABD ordusundaki temel eğitimini 2020’de yedi ayda tamamlayarak “sınıfının birincisi” olarak mezun oldu.
San Antonio’daki Lackland Hava Kuvvetleri üssünde görevli olan 25 yaşındaki Bushnell, ABD Hava Kuvvetleri mensubuydu. Hava Kuvvetleri pazartesi günü yaptığı açıklamada Bushnell’in 531’inci İstihbarat Destek Filosu’nda siber savunma faaliyetleri uzmanı olduğunu belirtti. Ölümüne kadar üç yıl boyunca hava kuvvetlerinde çalıştı ve terfi ederek San Antonio, Teksas’ta DevOps (geliştirme operasyonları) mühendisi oldu; bu görevin yıllık ortalama maaşı 86.000 ila 119.000 dolar.
Newsweek’in haberine göre Bushnell’in arkadaşları onu, “hava kuvvetlerindeki en nazik, en naif çocuk” olarak tanımladı ve yüzünden eksik olmayan bir tebessümle herkes için kurtuluşun nasıl mümkün olabileceğini düşündüğünü söylediler. Pazar günü, İsrail Büyükelçiliği’ne gitmeden saatler önce Bushnell, bir arkadaşına “Umarım anlarsın. Seni seviyorum. Bu söyleyeceğim pek mantıklı değil ama seni özleyeceğimi hissediyorum.” mesajını attı. Haftalar önce Bushnell aynı arkadaşıyla telefonda “anarşistler olarak paylaştıkları aidiyetleri ve etkili olmak için ne tür riskler ve fedakarlıkların gerekli olduğu” hakkında konuşmuştu.
“Eğer ülkem soykırım yapıyor olsaydı ne yapardım?”
Kendini ateşe vermeden saatler önce Bushnell, Facebook sayfasında şu başlıkla bir Twitch bağlantısı yayınladı:
“Birçoğumuz kendimize şu soruyu sormaktan hoşlanırız: Kölelik sırasında hayatta olsaydım ne yapardım? Ya da Jim Crow (zamanı) Güneyi’nde (Jim Crow yasaları, Amerika’nın güney eyaletlerinde 19. yüzyıl sonlarında çıkarılan ve tamamının ilga edilmesi 1960’ları bulan ırk ayrımı yasalarıdır.)? Veya apartheid rejiminde? Eğer ülkem soykırım yapıyor olsaydı ne yapardım? Bunların cevabı şu anda sizin yaptığınızdır.”
Pazar günü öğle vakti Bushnell canlı yayınına başladı ve yanıcı sıvıyla dolu bir su şişesiyle İsrail Büyükelçiliği’ne doğru yürüdü. Videoda, “Ben aktif bir ordu mensubuyum ve artık soykırımın suç ortağı olmayacağım. Radikal bir protesto eylemine başlamak üzereyim. Ancak Filistin’de sömürgecilerin insanlara yaşattıklarıyla mukayese edildiğinde bu hiç de aşırı değil.” dedi. Bushnell daha sonra telefonunu yere koydu, büyükelçiliğin kapısına doğru yürüdü ve burada şişedeki sıvıyı üstüne boca etti. Kendini yakmaya çalışırken “Özgür Filistin!” dedi. Bir kolluk kuvveti yaklaşarak “Size yardımcı olabilir miyim efendim?” diye sordu. Bu noktada Bushnell tekrar, “Özgür Filistin!” diye bağırarak kendini ateşe verdi. Bushnell acı içinde çığlık atarken, kamerada görünmeyen bir kolluk kuvveti ona “Yere yat!” diye bağırıyor. Diğer bir polis memuruysa “Silaha değil yangın söndürücüye ihtiyacımız var” şeklinde cevap veriyor. İtfaiye ve ambulans olay yerine geldiğinde, yangın söndürülmüştü.
Bir Gizli Servis (United States Secret Service) ajanı tarafından hazırlanan olay raporunda, “İsrail Büyükelçiliği dışında zihinsel engel belirtileri sergileyen bir kişiyle ilgili ‘imdat çağrısı’ aldıkları” belirtiliyor (Gizli Servis’in sorumluluklarından biri de büyükelçiliklerin güvnliğidir.). “Gizli Servis memurları devreye girmeden önce, (Bushnell) ne olduğu belirsiz bir sıvıyla kendini ateşe verdi. Gizli Servis görevlileri, itfaiye gelmeden evvel ateşi söndürdü. Bushnell daha sonra yanıklar nedeniyle hastaneye nakledildi. Raporda Bushnell’in pazar günü saat 22.06’da öldüğü açıklandı.
Bushnell, ölümünden birkaç saat önce sol görüşlü birkaç web sitesine e-posta göndererek onları “hayli rahatsız edici” son eylemi konusunda bilgilendirdi. BBC’ye gönderdiği e-postada, “Bugün, Filistin halkına yönelik soykırıma karşı ekstrem bir protesto eylemi yapmayı planlıyorum” dedi. Bushnell’in videosu, hizmet şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle Twitch’ten kaldırıldı ancak yanan figürünü bulanıklaştıran düzenlenmiş versiyonları sosyal medyada dolaşıyor.
Bushnell’in eylemi, İsrail işgalini açıkça protesto eden ilk kendini ateşe verme eylemi değildi. Aralık ayında bir kadın, polisin savaşa karşı “aşırı siyasi protesto” eylemi olarak tanımladığı bir eylemle Atlanta’daki İsrail Konsolosluğu’nun önünde kendini ateşe vermişti. Kadın hayatını kaybetmedi ancak tüm vücudunda üçüncü derece yanık oluştu ve durumu kritik olarak hastaneye kaldırıldı. Kimliği polis tarafından açıklanmadı. Pazartesi gecesi, Bushnell için, son protestosunu düzenlediği İsrail Büyükelçiliği de dahil olmak üzere ülke çapında anma törenleri yapıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***