Türkiye ekonomisinde yaşanan enflasyon, yurttaşın alım gücünü her geçen gün düşürürken, sürekli artan raf fiyatları bir daha erişememe hissiyle talebi artırdı.
Konuya ilişkin kişisel bloğunda, “Multiflasyon ya da Türk Tipi Enflasyon” başlıklı bir yazı kaleme alan ekonomist Mahfi Eğilmez, “Enflasyon asıl olarak ya üretim maliyetlerinin sürekli olarak yükselmesinin (arz ya da maliyet enflasyonu) ya da talepteki sürekli artışların (talep enflasyonu) fiyatlara yansımasıyla ortaya çıkar. Bu ikisi dışındaki bütün enflasyon ve enflasyon benzeri olgular bu ikisinin türevleridir” dedi.
“VERGİ ORANI DÜŞÜRÜLEBİLİR”
Talep enflasyonun düşürülmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Eğilmez, “Örneğin talep enflasyonu varsa faizler artırılır, para arzı kısılır ya da girdi fiyatları artışı kaynaklı bir maliyet enflasyonu söz konusuysa o maliyetlerin düşürülmesi için vergi oranı düşürülebilir” dedi.
“BENZER BİR PROGRAM UYGULANMAYA KONMALI”
Enflasyonun düşürülmesi için” kapsamlı bir program uygulamak ve geleceğe ilişkin beklentileri olumlu hale dönüştürecek adımları atmaktan geçer” diyen Eğilmez, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, 2001 krizine girdiğinde enflasyon oranı bugünküne yakındı. Toplum, aynen bugünkü gibi geleceğe ilişkin karamsar beklentiler içindeydi. Kriz sonrası uygulanmaya başlayan kapsamlı istikrar programıyla birlikte görünüm değişmeye ve gelecek beklentileri düzelmeye başladı ve enflasyon üç yılın sonunda tek haneye düşürüldü. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu enflasyon sorununu çözebilmesi için benzer kapsamda bir programı uygulamaya koyması gerekiyor. İşin en acı tarafı 22 yıl sonra dönüp dolaşıp benzer bir programı uygulamak zorunda kalmamızdır.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***